<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaTasarruf oranı ve Türkiye----

Tasarruf oranı ve Türkiye

Tasarruf oranı ve Türkiye
15 Mayıs 2017 - 08:37 www.finansingundemi.com

Türkiye'de gelirin az olması nedeniyle tasarruf oranı düşüşten kurtulamıyor

Türkiye'de tasarruf oranı düşüşe geçti. Hayatın ülkemizde aşırı derecede pahalı olması tasarruf yerine insanları geçim derdine düşürüyor.

Milliyet yazarı Yaman Törüner konuyu köşesine taşıdı. İşte o yazı:

1990’lar boyunca yüzde 20’ler düzeyinde seyreden tasarruf oranımız, daha sonra hızla düşerek yüzde 13 - 14 düzeyine kadar geriledi. Bu önemli düşüş, makroekonomik endişeleri artırırken, düşüşe çareler üretilmeye çalışıldı.

Düşük tasarruf oranları, ekonomi bakanları seviyesinde bile dile getirilerek, ülke notumuzun düşürülmesinin nedenleri arasında yer aldı.

Finans Politik ve Ekonomik Yorumlar adlı hakemli dergide yer alan Mevlüt Tatlıyer’in araştırmasına göre; hesaplanan ülke tasarruf oranı, basitçe milli gelirin yatırım harcamasına ayrılan kısmını ifade ediyor. Yani, tamamen “harcamadan” oluşuyor. Üstelik, bu hesaplama şeklinde, halkın ve kurumsal kişilerin tasarruf oranı ayrılamıyor.

Nasıl hesaplanıyor?

Türkiye’de tasarruf oranı hesaplanması, Kalkınma Bakanlığı tarafından gerçekleştiriliyor. Bu hesaplamada önce Gayri Safi Milli Harcanabilir Gelir’den (GSMHG) kamu gelir ve harcaması düşülerek, özel gelir ve harcama rakamları bulunuyor. Özel harcama rakamları da, tüketim ve yatırım harcamaları olarak ayrıştırılıyor.

Görüldüğü gibi, özel tasarruf oranı, doğrudan değil “iki artığın farkı” şeklinde hesaplanabiliyor. Devlet faktörünün işin içine girmesi, vergi ve sosyal kesintiler kanalıyla, bireysel gelir harcamaları üzerinde doğrudan etkili olduğundan, özel tasarruf oranının hesaplanmasını saptırıyor.

Diğer bir hesaplama dar boğazı da, yatırım harcamaları haricindeki, tüm harcamaların, tüketim harcaması sınıfına sokulması. Bu anlamda eğitim, sağlık ve Ar-Ge harcamaları, tüketim harcaması kabul ediliyor. Oysa, birçok ülkede artık bu harcamalar, “tasarruf oranı içinde” kabul ediliyor. Böylece tasarruf oranı 7-8 puan artıyor. Bu ülkeler arasında, İngiltere ve Yeni Zelanda var. ABD, Kanada, Finlandiya, İsveç, ve Güney Afrika’da da, bu biçimde hesaplama başlıyor. Bizim de tasarruf oranını hesaplarken, “geniş anlamlı” bir hesaplanmaya gitmemiz gerekiyor.

Ülke tasarruf oranı

Kişisel tasarruf oranı, bir kişinin gelirinin harcamadığı bölümünün toplam gelirine oranına karşılık gelirken; ülke bazında tasarruf oranı GSMHG’nin tüketime harcanmayan; başka bir deyişle, yatırım yapılan kısmının GSMHG’deki oranına karşılık gelir. Yani, makro ölçekte hesaplanan tasarruf oranı, Milli Gelir’in harcanmayan kısmına karşılık gelmemektedir. Makro ölçekte hesaplanan tasarruf oranı, Milli Gelir’in yatırım yapılan kısmına karşılık gelmekte ve yine, tamamen harcamalardan oluşmaktadır. Yani, ortada bir ölçüm problemi bulunmaktadır.

Tasarrufun seyri...

Kalkınma Bakanlığı’ndan alınan aşağıdaki tabloda, ülke tasarruf oranının tarihsel seyri görülüyor.

Görülmektedir ki, genel olarak benzer bir seyir izleyen özel ve toplam tasarruf oranları 1998-2004 döneminde önce ayrışmış; daha sonra ise, yakınlaşmıştır.

Yarın devam edeceğim.

ETİKETLER :
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • M. Tatlıyer15 Mayıs 2017 11:25

    Merhaba. Ben bu yazıya temel teşkil eden makalenin yazarıyım. Yazının, "hayatın pahalılaşması" veya "tüketicilerin tasarruf edecek imkan bulamaması" temalarıyla uzaktan yakından, hiçbir bir alakası bulunmuyor. Selamlar...