Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Türkiye ekonomisi, ‘sorumluluklarımızı yerine getirmekten kaçınabiliriz ama sonuçlarından kaçınamayız’ çizgisinde ilerliyor.
Nedenlere ‘tedavi’ yerine, sonuçlara ‘pansuman’, epeydir tanık olduğumuz bir yaklaşımdı. Ama şimdi, tehlikeli bir yola girerek, “matbaayı” çalıştıracak yollara sapılması gibi girişimler ortaya çıkıyor.
Şimdi bu tehlikeli bir ‘cin fikrin’ kapısı açılıyor. O da, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin dün Bankalar Birliği Genel Kurulu’ndaki konuşmasında belirginleşti; kamu projelerinin dolaylı olarak Merkez Bankası’nca finanse edilmesi.
Canikli, bankaların aktiflerinin menkulleştirilerek nakit sağlanmasına dair “Banka senedi” projesinin teknik çalışmaları tamamlandığını, SPK’nın da düzenlemeleri yapmasından sonra ‘banka senedi’ çıkarılabileceği, herhangi bankanın bilançosunda duran kredilerin menkulleştirilip pazarlanabileceğini anlatıyor.
Peki bu nereden çıkmış?
Genel Müdürünün, Ziraat Bankası’nın üçüncü havalimanı için kullandırdığı kredilere yurtdışından talep geldiği açıklamasından sonra.
Asıl ‘bomba’ şurada; Planlanan banka senedinin Merkez Bankası’nca gerektiğinde “likidite enjekte etme aracı olarak kullanabileceği” anlatılıyor Canikli tarafından.
Özeti şu; en başta kamu bankalarının belli sektörlere verdiği krediler ki yine en başta büyük kamu projeleri geliyor, menkul kıymetleştirilecek. Bir çeşit, varlığa dayalı menkul kıymet (VDMK) yaratılacak.
Sonra da, bunu götürüp Merkez Bankası’na verilip karşılığında para basılacak.
Tam bir parasallaştırma, mega projeler için paranın Merkez Bankası tarafından basılması yolunun açılması demek.
Biri bakana hatırlatmalı ki; Merkez Bankası’nın açık piyasa işlemleri kredi verme amacıyla yapılamaz. Banka bilançolarındaki krediler VDMK haline getirilip Merkez Bankası’nın bu tahvilleri alması olanaklı değil.
Merkez Bankası Yasası, “Açık piyasa işlemleri, yalnızca para politikası amaçları için yürütülür ve Hazineye, kamu kurum ve kuruluşları ile diğer kurum ve kuruluşlara kredi amacıyla yapılamaz” diyor.
Ama Canikli’nin sözlerinden belli ki; ‘kılıf’ bulunmuş, “likidite enjekte etme aracı olarak”.
Mevcut yasası itibariyle olanaklı değil ama Meclis’ten yasa değişikliği ile bilemediniz KHK ile değiştirmek mümkün. Ama mevzuata uygun bile olsa, sonuçları itibariyle ekonomiye büyük hasar yaratacak ‘cin fikirleri’ hayata geçirmenin düşüncesi bile ‘ekonominin bacağına ateş etmekten’ farklı değil.
Canikli’nin dünkü konuşmasında bahsettiği bu girişim hayat bulursa, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin düşüşe ve döviz kurunun yükselme eğilimine gireceği çok açık.
Bir süredir “kalkınmacı merkez bankacılığı” gibi bir safsata dile getiriliyordu; belli ki bu ‘cin fikir’ de o kulvardan akıp vücut buluyor.
Basiretli bir para politikası yerine ‘yan yollara’ sapılması, yurttaş ve şirketleri de orta vadede kendi pozisyonlarını almaya götürür. Bunun tek açık ‘varış adresi’ var; bireylerde ve şirketlerde tam güç dolarizasyon.
Kredi garanti mekanizmasındaki Hazine kefaletinin artırılmasında da böyle olmuştu. Hükümet nedenleri ortadan kaldırmak yerine semptomlara ‘pansuman’ yapmayı tercih etti. Hem şirketlerin, hem de bankaların ‘üstüne atladığı’ kredi garanti programını başlattı.
Merkez Bankası verilerine göre Nisan sonu itibariyle TL kredi büyümesi yılbaşına göre 119 milyar TL, TL mevduat artışı ise 15 milyar TL oldu. Asıl, döviz mevduatında ise 15 milyar dolarlık büyük bir artış gerçekleşti.
İşte bu tablo, Hazine kefaleti ile TL krediyi garantiye alan şirket ya da bireylerin döviz aldığına dair işaretler veriyor.
Başka bir ülkede olsa politika yapıcılar buradan çok önemli dersler çıkarırdı.
Politikacılar ekonomi politikasında gereken adımı atmadıklarında yurttaşların ya da şirketlerin kendi önlemini kendilerinin almaya başlaması kaçınılmaz.
Enflasyon konusunu ciddiye almayıp faizleri düşük tutmaya çalıştığınızda, önünde sonunda yurttaşlar kendi ‘hedge’ (korunma) mekanizmasını kendi buluyor; döviz varlıklarını artırıyor. Son 7-8 yıl içinde kabaca milli gelirinin yüzde 20’si kadar döviz borcu yapan şirketler kesiminin yapacağı da, ilk fırsatta kendisine sunulan mekanizmaları kullanarak en riskli gördüğü zayıflıklara önlemini kendisinin alması.
Banka senedi çıkarıp bunu Merkez Bankası’nda nakde çevirme fikri de, bu ‘kendi göbeğini kendi kesme’ sürecini hızlandırır.
Üretim atağı yapılmalı bu bir. İkincisi KGF ile verilen kredileri alan şirketlerin çoğu parayı dövize faize yatırdı yatırım yapmadı bu kontrol edilip yatırım yapmayan şirketlerden para geri alınıp yatırıma dönüşmesi sağlanmalı.
Ekonomi takipçileri önümüzdeki 3-5 bayaaa bi eğlenecek anlaşılan..
avrupa, abd dünyayı sömürmek için para basıyor, biz kimi sömürebiliriz yatırımcı
abd de bastı ne oldu....
Satip yediler , herkese ahkam kestiler , yok dik decaz diye muttefikleri de kaybettiker ; simdi de 90 lar gibi para basarak kacinilmaz son kulvara giriyor akp balonu. Patlayica ulke rahatliycak , zehir akip bosalicak. Sabir
T.C. Merkez Bankası bence dolar basmalıdır, sorunlarımızın çözümü budur.
avrupa para basmış ekonomiyi uçurumdan çevirmiş amerika para basmış ekonomisi toparlanmış. tbiki para basacak piyasaların hareketlenmesi gerek.
Bir ulkede karsiliksiz para basmak balon şişirmek gibidir ne kadar çok karşılıksız para basarsan enfasyon tetiklenir buda halkın cebindeki para azalır ama hukumetin isine gelir icraat yapıyormuş gibi gözükür saf olan inanir
Referandumdan önce söylemiştim hükümet yalanla dolanla köşeye sıkıştı. Ya para basacak yeni 500 tl lik banknot yada varlık fonu tahvili çıkaracak. Erdogan ve binali haril haril yurtdisinda yatırımcılara turkiyeye gelin çağrısı yapiyorlar artik araplarda gelmiyor .YABANCIYA KONUT,ARSA,FABRIKA,SIRKET SATARAK ÜLKE BUYUMEZ . Evetciler saniyor ki erdogan bütün sorunları çözer yok efendim o iş öyle değil. Bu krizden kurtulmak için dogalgaz dahil bütün ithalatı azaltmamiz gerek lux ithalat ve haksız vergi , kamu israfı bu ulkenin en buyuk sorunu. Daha durun Yakinda kuzey irakta ve suriyede kurt devleti kurulunca göreceksiniz
SIFIRLAR ÇOK YANINA BİR SIFIR ATARIZ ÇÜNKÜ SÜREKLİ DEGER KAYBI VAR HER ŞEYE ZAM VAR HİÇ BİRŞEYDE FİYAT DÜŞMÜYOR.SIFIR ATMAK ZORUNDA KALACAGIZ.MERKEZ BANKAMIZ DÜŞÜNÜP ÇÖZÜM BULMALI.
artık herkesin kendi gemisini yürütmesi gerekiyor. daha tasarruflu olunacak, biriktirilen para dolara çevrilecek, ev araba gibi kredili alım yapılmayacak.
Batmakta olan ekonomiye müthiş çözüm bakalım daha neler çıkacak...enflasyon ve fakirlik artabilir yani...
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.