İran, şu sıralarda tüm dünyanın olduğu gibi Türkiye'nin de gündeminde. Ekonomist dergisi, yoğun bir heyet trafiği yaşayan ülkenin yatırım altyapısını ve beklentilerim araştırdı. Uzmanlar, özellikle ticaret ile yatırım noktasında tercihin net olarak ortaya konulması gerektiğim söylüyor. Teşvik sistemini gözden geçiren İran'ın yatırım konusunda daha fazla özendirici uygulamaya gideceği de dile getiriliyor.
Yıllardır süren ambargonun kalkması için gün sayan Iran, dünyanın gündemine oturdu. Ülkede art arda yabancı heyetler ağırlanıyor. Dünyanın dört bir tarafından gelen heyetler, uzun yıllar kapalı olan Iran ekonomisinin yaklaşık 100 milyar dolarlık kalkınma potansiyelinden pay almayı planlıyor.
Türkiye de doğu sınırındaki bu tarihi komşusuyla iş ilişkilerini daha ileri düzeye götürme gayreti içinde. DEİK öncülüğünde birçok yatırımcının yer aldığı heyetler yılbaşından bu yana 20'yi bulan karşılıklı ziyaret yaptı, iyi ilişki kurma yönünde atılan adımların meyvelerini vermeye başladığı da söylenebilir. Belgiz inşaat ile Yükselir Grup, geçen ay iki önemli ihaleye imza attı. Sadece yatırım değil, ticarette de önemli gelişmeler yaşandı. Türkiye'nin İran'a ihracatı ocak-temmuz döneminde yüzde 22 artarak 2 milyar 176 milyon doları buldu.
Yakın zamanda iki ülke ekonomik ilişkilerinin daha da gelişmesi bekleniyor.
TÜRKİYE ÖRNEK OLACAK
Alınan bilgilere göre, ülke genelinde 31 özel ekonomi bölgesi ve altı serbest ticaret merkezi bulunan Iran, yabancı sermaye akışını hızlandırmak üzere yeni bir iyileştirme yasası üzerinde çalışıyor. Yabancı yatırımcılara cazip bir ortam sunmak üzere kolları sıvayan İran'da bu çalışmanın detayları henüz netleşmiş değil. Fakat İran Yatırım Destek Ofisi'nin Türkiye'nin teşvik sistemini incelemeye aldığı söylenebilir.
İran'da şu anki sistemde serbest ticaret bölgesi, özel ekonomik bölge ve bizdeki OSB'lere denk düşen Şehreki Sanat bölgeleri bulunuyor. Serbest ticaret bölgeleri ve özel ekonomik bölgeler doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı Yüksek Konsey Genel Sekreterliği'nce yönetiliyor. Bu bölgelerde yer alan yabancı şirketler için gelir vergileri yüzde 60'lardan yüzde 20'lere indirilirken, yatırım yapılan bölgelere göre 5 ile 10 yıllık vergi muafiyeti de bulunuyor.
İran'da iki yıl eşiyle birlikte kalan ve yöneticilik yapan DEİK Türkiye-İran İş Konseyi Başkan Yardımcısı ve Hayat Holding Genel Sekreteri Osman Aksoy, İran'da şu anda Türkiye'ye benzer bir teşvik sistemi bulunmadığını ve yatırımların artırılması için ciddi düzenlemeler gerektiğini söylüyor. Aksoy, Türkiye'den İran'a yatırım yapacak şirketlerin mutlaka hukuki destek ve mali danışmanlık almaları gerektiğine de işaret ediyor.
ELEKTRİK BEŞTE BİR UCUZ
330 milyar dolarlık milli geliriyle dünyanın 29'uncu büyük ekonomisi olan İran'da yatırımcılar açısından ilk dikkati çeken konu enerji. 157,8 milyar varil petrol rezerviyle dünyada dördüncü sırada yer alan Iran, doğal-gaz rezervi açısından da dünyada ikinci sırada bulunuyor. Enerjide yatırımcılar için oldukça rekabetçi bir fırsat sunan İran'da ortalama elektrik fiyatı 1,83 cent/kwh. Bu fiyatın Türkiye'de 8,27 cent/kwh olduğunu belirtelim. İran'da ortalama doğalgaz fiyatı bin metreküp başına 3,43 dolarken, benzin fiyatı ise litre başına 0,30 dolar. Türkiye'de bin metreküp fiyatı 28,96 dolar olan doğalgaz ve litresi 1,52 dolar olan benzin fiyatlarını düşünecek olursak, Iran enerji maliyetleri açısından ciddi bir fırsat sunuyor.
Bu noktada, Iran İstanbul Başkonsolosluğu Ticaret Müsteşarı Başdanışmanı Keyvan Zadeh, 14 ticari limanı bulunan İran'ın gerek yatırım gerekse ticari anlamda ciddi fırsatlar barındırdığını söylüyor. Zadeh, kendilerine pek çok şirketten serbest ticaret ve özel ekonomi bölgelerine yönelik talep geldiğini belirtiyor. Ancak bir uyarıda da bulunuyor ve "İran'da yer almak isteyen şirketlerin, ticaret mi yoksa yatırım mı yapacakları konusunda iyi karar vermeleri gerekiyor" diyor.
İŞGÜCÜ MALİYETİ DÜŞÜK
Türkiye'den İran'a yapılan yatırımların toplam 1 milyar 292 milyon dolar olduğunu ifade eden Osman Aksoy, işgücünün Türkiye'ye göre daha ucuz olduğuna değiniyor. Yatırımcılar açısından bir avantaj olarak ifade edilen işgücünde asgari ücret 213 dolar düzeyinde bulunuyor.
Türkiye'de yatırıma soyunan ve 2008 yılında kurulan Arian Pumps şirketinin yönetim kurulu başkanı olan Said Muhammed Jan da işgücündeki maliyet avantajına dikkat çekiyor. Jan, İran'ın Türk ticaret erbabı için en önemli avantajının coğrafi konumu olduğunu söylüyor, İran'ın yatırıma aç bir ülke olduğunu da ifade ediyor. İran'da sanayinin teknik donanımının yenilenmesi gerektiğini anlatan Jan, en sıkıntılı süreçte w Türkiye'nin İran'a nefes aldırdığını, şimdi de bu fırsattan yararlanması gerektiğini dile getiriyor.
NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Enerji ve istihdam maliyetlerinin düşüklüğü, birçok sektörde mevcut üretimin yetersiz olması veya istenilen kalitede olmaması, Türk ürünlerine marka gözüyle bakılması, nüfusun önemli bir kısmının Azeri Türkçesi konuşması da Türk yatırımcılar için önemli birer avantaj olarak sıralanabilir. Fakat dikkat edilmesi gereken noktalar da var. Iran ile iş yapmadan önce ülkede iş yapan firmalardan, meslek örgütlerinden, Ticaret Müşavirliği'nden bilgi almak gerekiyor.
İran'da iki şekilde firma kurulabiliyor. Yabancı sermaye mevzuatı içinde veya dışında. Fakat her iki durumda da yüzde 100 yabancı sermaye olarak firma kurulabiliyor ve İranlı ortak şartı aranmıyor. İş yapılan firmaların Kart-ı Bazargani'si olması önemli. Bu kart şirketlere ithalat kapısını açıyor, ithalat yapma yetkisi tanıyor.
UZUN VADELİ BAKMALI
Osman Aksoy, İran pazarına girişin uzun vadeli bir proje olarak planlanması gerektiğine işaret ediyor. Özellikle ortaklık konusunda çok dikkatli olunmasını tavsiye eden Aksoy, karşı taraftan verilen bilgilerin doğruluğunun farklı kaynaklardan teyit edilmesi gerektiğini söylüyor.
Osman Aksoy, şöyle devam ediyor: "Güvene dayalı bir ticaret yapılmamalıdır. Mal bedeli peşin olarak tahsil edilmeli, bedeli tahsil edilmeden özel üretim kesinlikle yapılmamalıdır. Vadeli satışlarda
banka teminat mektubu, bu mümkün değilse gayrimenkul ipoteği alınmalıdır. Ticari bağlantılarda ve diğer önemli konularda hukuki yardım alınmalı, sözleşme olmadan iş yapılmamalıdır. İran'da yatırım planlarında acele edilmemeli, hazırlık evresi uzun tutulmalıdır."
“TİCARİ POTANSİYEL YÜKSEK"
İranlı Sanayici ve işadamları Derneği (İSİAD) Başkanı Mehdi Culazade, iran ile ticareti büyütecek avantajları şöyle sıralıyor: "İran, Türkiye için önemli bir ticari potansiyel taşıyor, iki ülke birbirine rakip değil, tamamlayıcı durumda, İran'daki genç nüfus fazlalığı, istihdam uygunluğu, enerji ve hammadde bolluğu, bir çok kalemde karşılıklı gümrük indirimi sağlayan tercihli ticaret anlaşması, çifte vergiden muafiyet anlaşması, her iki ülkede yapılan yatırımların karşılıklı garanti altına alınması, iki ülkenin yerel parasıyla ticaret yapma fırsatı, vize yokluğu çok önemli avantajlar."
HANGİ SEKTÖRLERDE FIRSAT VAR?
1-İran'ın en gelişmiş sektörü petrokimyada işleme tesisleri açığı bulunuyor.
2-Otomobil sanayi ciddi bir ağırlığa sahip ve yan sanayisi gelişmeye açık.
3-Gıda sektöründe ambalaj konusu yatırımcı bekliyor.
4-Otel konusu tüm İran genelinde çok ciddi bir problem ve gelişmeye açık.
5-Tüm hizmet sektörü için yüksek pazar ve iş potansiyeli mevcut.
6-Mobilya, tekstil ve konfeksiyonda Türk markalarına büyük ilgi
söz konusu.
7-Züccaciye ve mutfak eşyaları sektörü büyük potansiyel vaat ediyor.
8-Fast food ve lokantacılık açısından yapılacak çok iş var.
(SİBEL ATİK/EKONOMİST DERGİSİ)