Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
SERAP SÜRMELİ-FINANSGUNDEM.COM
Türkiye İş Bankası’nın 2007-2008 eğitim öğretim yılı sonunda başlattığı ve ülkemizde bugüne kadar gerçekleştirilen en büyük kitap kampanyalarından biri olan “Karneni Göster Kitabını Al” kampanyasının bu yıl 9’uncusu gerçekleştiriliyor. İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’nin ev sahipliğinde, Nobel ödüllü bilim adamı Aziz Sancar’ında da konuşmacı olarak katıldığı toplantıda Sancar, “Bilim adamlarımızı Nobel almaları için çok zorlamayın. Ben Nobel almak için 20 yıl eza çektim” dedi. Bilim adamı olmasaydınız ne olurdunuz sorusuna,” Çocuk yaşta top peşinde koşuyordum ve tek hayalim Milli takım kalecisi olmaktı. Ama hayata bir kez daha gelsem kesinlikle öğretmen olurdum” dedi.
Basın toplantısı bitiminde gazetecilerin sorularını yanıtlayan İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, “2010 yılında aşağı yukarı yüzde 5. 8 ila 6 civarında bir net faiz marjımız vardı. Bugün yüzde 3,5’un altındadır. Özkaynak karlılıkları yüzde 18-19’lardaydı. Bugün yüzde 10-11 bandına geriledi” dedi. Bali, bankacılık sektörüyle ilgili çok özel açıklamalarda bulundu.
“SİSTEMİN SAĞLIKLI OLMASI İÇİN TEDBİRLER ALMALIYIZ”
“Özelikle 2001 krizinden sonra finansal sektördeki çok yoğun reformların katkısıyla aşağı yukarı global krizde, ülkenin sağlam durması son derece fonksiyonel olan bankacılık sistemi, ondan sonraki dönemde de hızlı büyümeye geçişi beraber sağlamıştı. Bütün bankalarımız gerçekten hizmette büyük bir rekabet içerisine girdiler. Fakat bu süre içerisinde bu rekabetin sonucu olarak ve aynı zamanda da alınan bazı tedbirler, temel olarak bakıldığında bankacılık sisteminin özelikle sermaye yeterliliğini bir miktar düşürdü. Ama bu düşüş sağlıksız bir düşüş değildi. Örneğin takipteki kredilerde çok özel bir probleme düşürmemesine karşın. Normal işimiz yapmak nedeniyle kredi vererek bu noktaya geldik. Ama bu ülkenin daha çok ihtiyacı var. Büyümesi lazım. Yüzde 20’ye yakın genç işsizlik var. Bu ülke büyümek zorundadır ki istihdam yaratabilsin. Onun için de bankacılık sisteminin çalışması lazım. Bugün bankacılığın özkaynak karlılığı, mevduat faizinin altındadır. Bu şu demek, bankaların sermayedarları deseler ki biz sermayedar olmaktan vazgeçtik ve sizin bankanızda mevduat müşterisi olalım deseler 2-3 puan daha fazla getiri elde edebilecekler. Ve ne kar dağıtımı ne şu ne bu gibi de başka kısıtlara tabi olmayacaklar. Şimdi sermayedar böyle bir durumda olduğu zaman taahhüdünü korumaya devam eder mi? Ve neye göre devam etsin? Bunun karşılığını da bankaların borsada değerlenmesinden görüyoruz.
Böyle olunca bankacılık bu defa peki kendi içinden büyüyerek acaba özkaynaklarını beslemek suretiyle faaliyetini devam ettirebilir. Yeni iş yaratma kapasiteleri oluşturabilir mi diye baktığınızda da yüzde 3,5 ve altına inmiş bir net faiz marjıyla bankacılık sistemi verdiği ilave kredilerle yeni iş yapma kapasitesi yaratamıyor. Bu bankacılık sisteminin matematiğinin çalışmıyor olması demek. Bu bankacılığın ne kadar kar ettiği etmediği tartışması değil. Bankacılık sisteminin aracılık fonksiyonunu görüp görmeyeceğinin tartışması. Bakın 2010 yılında aşağı yukarı yüzde 5. 8 ila 6 civarında bir net Faiz marjımız vardı. Bugün yüzde 3,5’uğun altındadır. Özkaynak karlılıkları yüzde 18-19’lardaydı. Bugün yüzde 10-11 bandına geriledi.
Ben sonuçta şunu ifade etmek istiyorum bankacılık stratejik bir sektördür. Haberleşme ve enerji kadar stratejiktir. Bu yönüyle de bankacılığın kendi fonksiyonu sağlıklı bir şekilde görmeye devam etmesi için tedbirler almalıyız. Bu bankacılığın karlılığının artırılmasından geçer.
En acil tedbir ne derseniz? Bir kere sermaye yeterlilik rasyolarını olumsuz etkileyen bize özgü farkların giderilmesi anlamındaki çalışmaların kritik olduğunu düşünüyorum. Aracılık maliyetleri anlamında bizim üzerimizdeki birçok şeyin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir örnek vermem gerekirse, kriz şartlarında ve o günün koşullarında, bir anlamda gelir yaratabilmek için bankaların da çok gelir elde ettiği düşüncesinden hareketle, şube harçları konuldu. Bu güya geçici ve o günün konjonktürel bir tedbiriydi. Ne oldu sonra. Bu kalıcı hale geldi. Daha da önemlisi. Teşvikli bölgeler var. Teşvikli bölgelerde dahi hala harç ödemeye devam ediyorsunuz. Bu istihdamla da çelişiyor. Bu iş yaratma kapasitesiyle de çelişiyor. Onun için bu anlamda tedbirler alınması lazım. Bankacılık bir anonim şirketin kar edip etmemesi olgusunu konuşmuyoruz. Toplumun herhangi bir şirketi, toplumun herhangi bir sektörü kar ettirmek gibi bir mükellefiyeti yok. Ama bankacılık gibi stratejik bir sektörün ülkenin büyümesi, hedeflerine erişmesi, hane halkının finansmanında firmalara, ihracata, ithalata kadar boyutları var. Biz sermaye yeterlilik rasyosu en iyi düzeylerde olan bir bankayız. Ama işimizi yaparken sürekli bir kısıntı yönetmeye çalışarak iş yapmaya çalışıyoruz. Yani iş yapma enerjisi açısından bir eksiğimiz yok. Ama ciddi bir kısıt altında çalışıyoruz. Bir de finansal piyasalardaki dalgalanmaları düşündüğünüzde, örneğin dolar kuru yükseldiği anda yabancı para kredilerimizin Türk lirası karşılığı hiçbir ilave yeni bir kredi vermeseniz bile yükseliyor. Bu defa onu da koruyabilmek için emniyet marjıyla gitmeniz gerekiyor. Bunlar da kısıtlayıcı politikalar.”
yahuu bırakın ağlamayı bu işi beceremiyorsunuz. Zaten hem sendikacı hem hissedar hem çalışan ne olduğu belirsiz yapılarla bankacılık yapılmaz. yol yakından bu işi bırakın siz şişe cam ve benzeri işlere bakın akıllı olun
meali ; reel sektör stop. bu durumda bankalar stop. mudiler dikkat. acil sermaye. merkez en az 3-4 puan daha faiz indir .. yoksa 2001 e doğru adım adım..
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.