Yeni yılda ekonomi
Aralık başındaki “Yılsonuna Doğru” yazısına yapılan üç yorum da ekonomimizin büyüme sorunları ve gelecek yılın büyüme olasılıkları ile ilgiliydi. “Devletin büyümesi vatandaşın cebine doğru mu yansıyor?” diye soran okurumuz (Muhsin Yılmaz), “Ekonomi büyüdükçe görünen sefalet artıyor. Borçlanmalar artıyor. Hane halkı geliri kağıt üzerinde yükseliyor ama cebine giren farklı.” Diye sözlerini sürdürüyor. Bu nedenle, sözlerinin başındaki “Devletin” sözcüğünün aslında ekonominin büyümesi ile ilgili olduğunu anlıyor ve okurumun aslında ekonomik büyümeden kaynaklanan iyiliklerin, toplumun bireyleri arasındaki eşitsiz dağılımından kaygılandığını anlıyorum. Bu nedenle ekonomimizin uzun süreli ve yaşamsal önemdeki bu sorunu ile önümüzdeki birkaç yazıda ilgilenmemiz gerektiğini sanıyorum. Çok okuduğunu ve ekonomimizle ilgili önemli yargıları olduğunu tahmin ettiğim bu dikkatli okuyucumuzun asıl isteğini ancak böylece karşılayabileceğimize inanıyorum.Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK’ in) sonuçlarını yayımladığı Hane Halkı Anket sonuçlarına göre ülkemizdeki gelir dağılımı çok bozuktur ve ancak 20 yıllık sonuçlarda küçük düzeltmeler ortaya çıkmaktadır. TÜİK’ in bilgi sitesinde ve konu ile ilgili bazı yayınlarında açıklanan bazı verileri ilerde burada da ele alabiliriz. Bu günlük, bu kötü gelir dağılımının nedenlerini kısaca açıklamak, konunun ekonomimiz için büyük öneminin altını çizmeye yetecektir. TÜİK rakamlarının anlaması zor ayrıntılarını daha sonra ele almamız, incelemelerimizi kolaylaştıracaktır.
En başta belirtmeliyiz ki, ülkemizdeki bozuk Milli Gelir dağılımının en önemli nedeni, halkımızın son 70 yıldır, dayanılmaz bir enflasyon ortamı içinde yaşmakta olmasıdır. Enflasyon, tanımı gereği, halkın elde ettiği kazancın elinden alınmasıdır. Bu yüzden de bir ülkede ekonominin büyüme hızının üzerindeki oranlarda hızlı ve uzun süreli fiyat artışları olursa, o ülkede zenginler hızla zenginleşir ve düşük gelirliler de giderek daha da fakirleşirler. Onun için bazı ekonomi uzmanları enflasyonu, “adil olmayan çok kötü bir vergileme yöntemidir” diye tanımlarlar ve onu “öldürme” girişimlerinde bulunurlar. Enflasyon, ayni zamanda ülkeyi yönetenler için uygulaması çok kolay olan ve devletin, fakir halktan servet aktarmasını “çaktırmadan” sağlayan bir gizli vergidir. Bununla birlikte hemen tüm ülkelerde bol bol kullanılır ve fakiri daha da fakirleştirir. Bu günlerde ülkemizde enflasyon oranı yıllık % 7 kadardır; ve yine de dünya ülkelerinde olduğundan oldukça yüksektir. Uzun yılların ekonomi yönetimleri, cebimizde taşıdığımız paranın değerinin düşmesini önleyen bir para birimi yaratamamışlardır. Şimdi oranlar çok düşmüştür; ama, düşük oranlarda da enflasyon, gelir dağılımını bozmakta ve fakirin servetini azaltmayı sürdürmektedir. İnsanlarımız bu enflasyon içinde yaşarken büyümenin nimetlerinden fakir halkı yararlandırmanın yolu bulunamaz.
Gelir dağılımını düşük gelirliler yararına iyileştirmeyi önleyen ikinci önemli neden, yıllar yılı uygulanan ve uygulandığı ülkelerde fakirler üzerine daha ağır gelen dolaylı vergilerin çokluğudur. Bu gün de ülkemizde devletin vergi gelirinin % 65’i bu tür vergilerden gelmektedir. Bu iki büyük engelin olduğu ülkelerin tümünde olduğu gibi, bizde de büyümenin nimetlerinden fakir insanımız gittikçe artan oranlarda daha az pay almaktadır. Bu iki engelin olduğu bir ülkede gelir dağılımının daha da bozulmamasına şükretmelidir.
Milli Gelir’ imizin toplam tutarı ile ölçülünce, dünyanın ilk 20 ülkesi arasına girmiş olsak da, dağılımın bir ölçüsü olan kişi başına gelirde çok gerilerde kaldığımızı biliyoruz: Yakınımızdaki bazı rastgele seçilmiş ülkelerin kişi başına gelirleri, 2010 yılında, Fransa’da 45, İngiltere’de 40, İtalya’da 37, Yunanistan’da 28, bizde 10 bin dolardır. Üstelik bizimki, son dört yıldır, 10 bin dolarda çakılıp kalmıştır.
Her ekonominin en önemli özelliği, üretim artışıdır. Bizim ekonomimiz de üretimi iyi yapmaktadır; bundan mutluluk duymalıyız. Bununla birlikte zengin ülkelerle aramızda büyük kişi başına gelir farkları vardır ve bel ki büyüme hızımızda zaman zaman ortaya çıkan büyük düşmelerin nedenlerinden biri de gelir dağılımındaki bozukluktur.
Bu konuyu tek yazıda çözemeyiz. Bize bunları düşündüren Muhsin Beye sonsuz teşekkürler.
-
17 Şubat 2016, Çarşamba
2016’da ekonomik sorunlarımız II
Devamını Oku - 03 Şubat 2016, Çarşamba Devamını Oku
-
05 Ocak 2016, Salı
Sığınmacılar için çözümün yolu
Devamını Oku - 05 Ekim 2015, Pazartesi Devamını Oku
- 24 Ağustos 2015, Pazartesi Devamını Oku
-
24 Temmuz 2015, Cuma
Anayasa değişikliği tartışmaları
Devamını Oku - 14 Temmuz 2015, Salı Devamını Oku
- 06 Mayıs 2015, Çarşamba Devamını Oku
-
15 Nisan 2015, Çarşamba
Seçim yaklaşıyor; ekonomi bozuluyor
Devamını Oku -
01 Nisan 2015, Çarşamba
Bozulan dengeler yeniden kurulmalıdır
Devamını Oku
- BANKA HİSSELERİ
-
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri