Mustafa A. Aysan [email protected] Mustafa A. Aysan

Yeni bir pencere, yeni bir merhaba

06 Kasım 2012, 00:00 ---

İstanbul’ un günlük gazetelerinde 10 yıldan fazla süren bir haftalık köşe yazıları deneyiminden sonra, Finans Gündem’in, bana yeniden sizlerle söyleşi olanağı sağlamasından mutluluk duydum. Hepinizi sevgiyle selamlıyorum. Yeniden buluştuğumuza seviniyorum.
 
Fakiriyle, zenginiyle, az ve çok çalışanı, çalışmayanı, az okumuşu, çok okumuşu ile hepimizin, yaşam sorunlarının uğraşısı içinde koşuştururken, biribirimizle söyleşi olanağı bulmanın güzelliğini ve mutluluğunu bilmez değilim; ama bu buluşmanın, sizleri de sevindirmesini de sağlamak zorundayım. Bunun en kestirme yolunun, burada söylenenlerle ilgili beğenilerinizi ve beğenmediklerinizi bana ulaştırmak olduğuna inanıyorum. Beni eleştirdiğiniz ölçüde mutluluğumun ve daha çok çalışma hevesimin artacağına ve hepimize iyi geleceğine inanıyorum. Bu pencerenin başarısını, sizlerden gelecek tepkilerin yoğunluğu ile ölçebileceğimizi sanıyorum.
 
Buradaki görevim, bu yazılara ilginizi çekmeyi, bu ilgiyi canlı tutabilmeyi sağlamak ve onu okurken sizlere de yeni sevinçler, yeni mutluluk umutları verebilmektir. Buna ek olarak bu yazıların, sizlerde ele alınan konularda görüş söyleme gereksinimi yaratmasını da istiyorum. Hatta bu konularda bana ulaştırdığınız görüşlerin, bu pencerede, benim bulgu ve görüşlerimden daha çok yer almasının gereğine inandığımı söylemek ve bunu kanıtlamak istiyorum. Hepsinden önemlisi, bu pencerede sizlere yeni umut seçenekleri sunabilmek ve her sabah, bunları okurken birkaç dakika hoş vakit geçirmenizi sağlayabilmek istiyorum. Gördüğünüz gibi, işimiz ve hedeflerimizi gerçekleştirmek oldukça zordur; sizler bunu kolaylaştırabilirsiniz. 

Ama yıllarca süren deneyimden esinlenerek söylemek isterim ki, bu yazıları sizlere okutabilmek, sadece benim çabamla olmuyor; bu yazıların istediğiniz gibi olabilmesi için, okurlarının da bu yazılara yön vermesinin önemi büyüktür. Sizler, elinizdeki olanaklarla bana görüşlerinizi iletmelisiniz ki, bu yazıları hep birlikte yazalım ve bu yazılar, benim olduğu kadar, sizlerin de olsun. Şimdi işe başlarken, bu sonucun elde edilebilmesi ve bu yazıların gerçekten sizin olabilmesi için elimden geleni yapmak istediğimi söylemek istiyorum. Sizlerden bana yardım etmenizi istemek zorundayım; çünkü bunu ben yalnız başıma yapamam. 

Burada daha çok uzmanı olduğum konularda, ekonomi, işletme yönetimi, muhasebe ve denetim, işletmelerde finansal yönetim ve raporlama, devlet işletmelerinin yönetimi, özelleştirme, bankalarda iç denetim gibi konularda yazılar yazmak ve sizlerle söyleşilerde bulunmak istiyorum. Ama bildiğiniz gibi, ben de sizlerle birlikte, bu ülkede yaşıyorum; babayım; dedeyim; yıllarca öğretmenlik yaptım; siyasetçilerle, kamu görevlileriyle birlikte çalıştım; yolda, sokakta sizin gibi birçok günlük sorunlarla, trafikle, hava, su, çevre kirlenmesinin yarattığı sorunlarla boğuştum; bu uğraşılarımı sürdürüyorum. Bunlarla ilgili de pek çok görüşlerim, kaygılarım, düşüncelerim vardır; hepiniz gibi… 

Sizler, büyük ölçüde uzmanlık alanım dışında kalan bu günlük sorunlarımızla ilgili yazılar da yazmamı isterseniz, uzmanlarına danışarak size en yeni bilgileri aktarmaya çalışırım. Hukuk ve yargı sistemimizin, sağlık ve sosyal güvenlik, ulusal savunma sistemlerimizin sorunları ile ilgili pek çok görüş ve çözüm önerilerim olsa da bu görüşlerimi sizlere cesaretle sunabilecek kadar bilgi sahibi değilim. Ama sizler isteseniz, bunlarla ilgili görüşlerimi de sunarım. 

Gördüğünüz gibi, her şey size bağlıdır; gelin hep birlikte bu pencereyi başarıdan başarıya koşturalım. Bu yönde yapılabilecek yanlışların sorumluluğu benim, başarıların keyfi sizlerin olsun. 

2013 yaklaşırken Dünya ülkeleri, 2007 sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde başlayarak birçok ülke halklarını perişan eden büyük bir ekonomik, sosyal ve siyasal bunalımın içinde bulunmaktadır ve bunalım sonunun ışığı da henüz ortaya çıkmamıştır. Bu konuların uzmanları, bunalımın öncesinde ve son beş yıldır süren kurtulma çabaları içinde çok kötü sınavlar vermişler ve kötü notlar almışlardır: Ortada henüz uygulanabilir bir çözüm önerisi yoktur. Ayrıca, ülkelerin siyasal liderleri de, alınabilecek önlemlerle ilgili konularda uluslararası bir uzlaşma sağlanabilmesi için fazla acele etmemektedirler. 

Son beş yılda ekonomik bunalımın nedenleri ve sonuçları konusunda pek çok inceleme ve yayın yapılmış, nedenler üzerinde parça/bölük görüş beraberlikleri yaratılabilmiş, ama bilimsel planda bile bir uzlaşma sağlanamamıştır. 1990’lara girerken, insan onuruna ve yaşam özelliklerine tümden aykırı olan “Sosyalist Ekonomi” sistem ve uygulamaları ortadan kalkmış, onların yerini, hemen tüm sosyalist ülkelerde, “Kapitalist” politikalar almıştır. Son küresel bunalım, kapitalist ekonomi politikalarının da büyük kusurlarını ortaya çıkarmıştır. Ama bu iki uçtaki politikalar da başarılı değil ise, “Gelecekte insanlık ve dünya ülkeleri ne yapsın?” sorusu yanıtsız kalmıştır. 

Gelecek yazılarda, sizler de isterseniz, öncelikle bu soruna yanıt arayalım…

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri