Ülkemizin kredi derecelendirme notu
Geçen hafta açtığımız bu “Küresel Pencere” den görünen manzara gerçekten güzeldi: ilk yazı sizden yoğun ilgi gördü; bazı yorumlar bile yapıldı. Sağ olun, var olun. Bu ilgiyi canlı tutabilirsem, sizin bu pencereyi pek hoş görüntülere ve “seslere” kavuşturacağınızdan kuşku duymuyorum.
Bir okuyucum (Faruk Üstün Bey), ülkemizin kredi derecelendirme notunun yükseltilmesi konusundaki görüşümü sormuş. Görüşlerim, aşağıdadır. Finans Gündem’in abartılı bir sunuş yaptığı görüşünü belirtmiş olan okuyucumla (Muzaffer Bey) da aynı görüşteyim. Ama şimdiden belirtmeliyim ki, buradan açıklanacak görüşlerin, kusuru benim, onuru sizindir. Yeniden buluşmamız nedeniyle sevincini belirten okurlarıma şükranlarımı sunuyorum. Mehmet Zeybek Bey son küresel krizin ortaya çıkardığı kapitalist ekonomi politikalarının zayıflıklarını ele almamızı öneriyor; gelecek yazıların birçoğu son iki yıldır çok tartışılan bu konuyla ilgili olacaktır. Ele aldığımız konularla ilgili terimlerin kolay anlaşılır biçimde iyi tanımlanmasını dileyen dostuma söz verebilirim: Kullandığım terimlerin tümü kolay anlaşılır olacaktır; aksi halde uyarılmayı çok isterim. Şimdiden, hep birlikte iyi bir başlangıç yaptık. Haydi hayırlısı…
Finansal pazarımızda olumlu dalgalar yaratan (döviz fiyatlarının düşmesi, İstanbul Borsası hisse senedi fiyatlarının hızla yükselmesi, yurt içinde ve dışında borçlanmalarımıza uygulanmakta olan faizlerde düşme baskılarının yaratılması, uzun süredir beklenen bir iyileştirme beklentisinin gerçekleşmesi) “FITCH RATINGS INC. şirketinin kredi değerliliği notumuzu artırması, geçici olsa da, iyi bir gelişme olmuştur. Bununla birlikte, Hükümet ve Finansal Pazarlarımız, bu not iyileştirmesini son iki yıldır beklemekte ve bu konuda sabırsızlık göstermekte oldukları için, tepkiler ve tartışmalarda bazı aşırı değerlendirmeler de yapılmaktadır.
Gerçekten, 2007 sonunda başlayan ve hala kontrol edilememiş bulunan “Büyük Küresel Ekonomik Bunalım” içinde ülkemiz ve özellikle finansal kuruluşlarımız, dünya ülkelerinin pek çoğundan daha dayanıklı olduklarını kanıtladılar. Ekonomimizin son yıllarda elde ettiği bazı başarılara bakarak, böyle bir not artışını hak ettiğimizi son iki yıldır savunan hükümet ve finansal kuruluşlarımız, bu başarılara karşı kredi değerlendirme şirketlerinin duyarsız kalmalarını eleştirmişler ve bazı aşırı tepkiler de göstermişlerdir.
Öyle sanıyorum ki, bu olumlu olayı büyüterek zafer sarhoşluğu içinde düğün/dernek yapmak da, olayı küçümseyerek, yabancı ülkelerin, örnek olarak ABD’nin, ya da dış yatırımcıların ve fonların bir oyunu olarak görmek de yanlıştır. Olay, ülkemizde yeni bir enerji kaynağı bulmak, ya da yeni bir büyük fabrikayı işletmeye açmak gibi iyi ve olumlu bir gelişmedir; alınacak önlemlerle, FITCH şirketi gibi diğer derecelendirme şirketlerinin (Moody’s ve Standard and Poor’s gibi) de benzer kararlar almalarını sağlayabilirsek, daha iyi olur ve bizler bunun için çok çalışmalıyız. Ancak, şunu bilmeliyiz ki, yeni bir büyük fabrikayı işletmeye açmak, ya da ülkemizde yeni bir enerji kaynağı bulmak gibi, bu gelişmeyi de iyi kullanırsak iyi sonuçlar, iyi kullanamaz isek de çok kötü sonuçlar alabiliriz. Her şey bize bağlıdır; ekonomimizi ve toplumuzu iyi yönetip iyi sonuçlarla ülkemize yarar sağlamak da, bu olumlu gelişmeyi fazla büyütüp propaganda malzemesi yaparak ülkemize zararlı olmak da elimizdedir.
Olayın yarattığı tartışmalar yeniden gösteriyor ki, ekonomimizin önemli ve büyük sorunları vardır ve bunlara kalıcı çözümler bulunmalıdır. Yüksek devlet bütçesi ve döviz açıkları, yüksek enflasyon hızı ve yüksek faizler ve gelir dağılımındaki büyük bozukluklar gibi birkaç kalemde toplanabilecek sorunları çözmeden notun ne anlama geldiğini tartışmanın bize fazla yarar getirmesi beklenmemelidir. Bu sorunlarımız kalıcı çözümlere kavuşturulmadan, kredi değerlendirme kuruluşlarının bize iyi not vermeleri de beklenmemelidir. Bu sorunlar, zaman içinde düzelmeyi sağlayacak kalıcı çözüm yollarına bağlanmadan, FITCH Şirketi’nin yükseltilmiş notunu korumamız, iyileştirmemiz ve daha ünlü ve etkili olan öteki değerlendirme şirketlerinden daha yüksek notlar almamız söz konusu değildir. Çünkü bu özel sermayeli şirketlerin, para kazanmaları ve hayatta kalmaları, “iyi” not vermelerine bağlıdır. Kredi değerlendirme işinde iyi not, “isabetli” (önceden tahmin edilmiş sonuçlara uygun) not demektir ve yüksek not, borçlunun, borçlarını zamanında geri ödeme yeteneğine sahip olduğunun önceden tahmin edilmesi demektir. Bu şirketler, uzmanı oldukları bu konuda birkaç kez yanlış yaparlarsa, işlerinin önemli bir kısmını yitirebilirler. Her özel şirket gibi onlar da yanlışlar yapabilirler ve cezasını da görürler. Onların verdikleri notları bu çerçevede değerlendirme zorunluluğu vardır.
FITCH RATINGS, INC., Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentinde 1913’ten beri çalışmaktadır. Ülkelerin, şirketlerin, benzer kuruluşların ve kişilerin kredi değerliliği konusunda değerlendirme yaparak görüş açıklayan ve bu görüşlerini ilgililere bildirerek bunun karşılığında para kazanan bu anonim şirketin, sermayesinin yüzde 60’ı Fransa’nın özel sermayeli bir holding şirketine aittir. ABD’de bu şirketten daha büyük ve daha etkili başka özel derecelendirme şirketleri de vardır.
Fitch, bu kararını açıklarken de söylemiştir: Ekonomimizde, geçen yıla göre 10 milyar dolar azalmış olsa da, hala yılda 60 milyar dolar düzeyinde, bize göre çok yüksek (2012 Milli Gelir’imizin yüzde 7’sinden fazla) bir “cari açık” ve son yılda hızla yükselmiş bütçe açıkları vardır. Milli Gelir dağılımı çok bozuktur; geçen yıla göre çok düşmüş olsa da yıllık yüzde 9 oranının altına bir türlü düşürülemeyen bir işsizlik oranı vardır. Buna ek olarak en kötüsü, ülkemizdeki yüzde 8 oranındaki tüketici enflasyonu, Avrupa ülkelerindekilerin en yükseklerindendir.
Mood’s Corporation ve Standard & Poor’s Financial Services LLC değerlendirme şirketleri de ayni işleri yapan daha büyük ve etkili şirketlerdir; onların da bize daha yüksek not vermemelerinin de benzer nedenleri vardır; bizlerden gizli değildir; bilinmektedir. Onların da notlarımızı iyileştirmeleri çok iyi olacaktır. Ama şimdi biz, bu iyi gelişmenin gerçekleşmesini istiyorsak-ki istemeliyiz- FITCH kararının
yarattığı olumlu gelişmeler içinde ve onlardan da yararlanarak, ekonomimizin büyük kusurlarını gidermeye çalışmalıyız.
Örnek olarak, not yükseltilmesi nedeniyle düşen döviz fiyatlarındaki hızlı düşüşten kaynaklanabilecek ithalat artışlarını ve döviz fiyatlarındaki düşüşü yavaşlatmak için, Merkez Bankası’nın döviz alımları yapması düşünülebilir. Yine aynı nedenden kaynaklanabilecek, 1) Yatırım hızlanmasını kontrollü biçimde artırmak için finansal pazarlara ek fonlamalar verilmesi, 2) Yeni fon girişlerinin azaltabileceği enflasyon baskılarından yararlanarak, faizlerin biraz daha indirilmesi, 3) Tüm bu kararların etkisini desteklemek ve güçlendirmek için Merkez Bankası’nın finansal pazarlardan döviz, hisse senetleri ve tahvil alımları yapması yönünde önlemler alması, sağlanabilmelidir. Merkez Banka’mız, bizim elimizdeki bilgilerden daha çok ve iyilerine sahiptir ve bunları kullanarak kredi değerlendirme notlarımızın yükseltilmesi için ne gerektiğini tespit edip ona göre uygulamalar yaptıkça, öteki derecelendirme şirketleri de ayni yönde kararlarla bu iyi gidişi destekleyeceklerdir.
Yıllık hızı yüzde 8 dolaylarında olan tüketici enflasyonu dünya ülkelerindeki enflasyon hızlarının en yükseklerindendir. Merkez Banka’mız, yıllar yılı bu hızı indirmenin ve sistemimizden tümüyle çıkarmanın bir yolunu bulamamıştır. Şimdilerde Merkez Bankası’nın 2012 için açıkladığı yüzde 7,8 yıllık enflasyon hızı tahmininin, yine bankadan açıklandığına göre yılsonunda yüzde 7’ye düşmesi bile zor görünüyor. Maliye Bakanlığı’mızın hızlanan bütçe açıklarını, olanaksız gibi görünen vergi artışlarıyla değil de, devlet harcamalarının kısılması önlemleri ile azaltılmasını sağlamak gibi seçenekleri vardır. Bunların yapılması, söylenmesi kadar kolay değildir, ama dünyada bunu yapabilen ülkeler vardır, bunu biz de yapabiliriz. Kredi değerliliği notumuzun yükseltilebilmesi için, ekonomimizin bu çarpıklıklarının giderilmesi zorunlu görünmektedir. Bunu yapabildiğimiz zaman, ülkemizde hayat pahalılığı azalacak, işsizlik azalmaya yönelecek, halkımız daha mutlu olacak ve notlarımız da kendiliğinden düzelecektir.
(Arkası gelecek)
-
17 Şubat 2016, Çarşamba
2016’da ekonomik sorunlarımız II
Devamını Oku - 03 Şubat 2016, Çarşamba Devamını Oku
-
05 Ocak 2016, Salı
Sığınmacılar için çözümün yolu
Devamını Oku - 05 Ekim 2015, Pazartesi Devamını Oku
- 24 Ağustos 2015, Pazartesi Devamını Oku
-
24 Temmuz 2015, Cuma
Anayasa değişikliği tartışmaları
Devamını Oku - 14 Temmuz 2015, Salı Devamını Oku
- 06 Mayıs 2015, Çarşamba Devamını Oku
-
15 Nisan 2015, Çarşamba
Seçim yaklaşıyor; ekonomi bozuluyor
Devamını Oku -
01 Nisan 2015, Çarşamba
Bozulan dengeler yeniden kurulmalıdır
Devamını Oku
- BANKA HİSSELERİ
-
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri