Türkiye’nin rekabet riski
2015 yılında %3.5 oranında büyüyen Dünya Ekonomisi, 2016 yılında ise %3.1 oranında büyümüştür. Bu düşük büyümeye dikkat çeken IMF yetkilileri, 2017 yılında %3.5 oranında büyüme beklenmesine rağmen bu büyümeyi engelleyecek onemli risklerin mevcut olduğunu belirtmektedirler. IMF yetkilileri önümüzdeki dönem için en büyük riskleri; korumacılık, gelişmekte olan ülkeler için finansal şartaların gittikçe zorlaşması ve jeopolitik gerilimlerin artması olarak göstermiştir. Türkiye için mevcut dönemdeki en önemli riskler ise uluslararasarı finansal koşullardaki zorlaşma , jeopolitik gerginlikler ve siyasi tansiyonun yüksekliğidir. Dünya ekonomisinde yaygınlaşan korumacılık diğer bir değişle üretimde yerel kaynaklara baş vurulması ise yakın gelecekte oluşacak en önemli risklerden biridir. Bu durumda ihracat pazarları gittikçe daralacak ürün ve hizmet ihracatında cok daha fazla rekabetçi olmayan ülkeler ihracat pazarlarını kaybedecekler ayrıca yeni pazarlar bulmada da zorlanacaklardır . Kayıp edilen pazarların tekrar kazanılması ise genellikle mümkün olmamaktadır.
Türkiyenin uluslararası piyasalarda rekabet gücünün bir ölçüsü de Türkiye’nin dış ticaretinde önemli paya sahip ülkelerin para birimlerinden oluşan sepete göre hesaplanan Reel Efektif Döviz Kuru ile Gelişmiş Ülkeler Birim İş Gücü Maliyeti Bazlı Reel Efektif Döviz Kuru’dur. Merkez Bankası aylık olarak Tüfe Bazlı Reel Efektif Döviz Kuru (TÜFEBREDK) yanında üç ayda bir olmak üzere Gelişmiş Ülkeler Birim İş Gücü Maliyeti Bazlı Reel Efektif Döviz Kuru’nu (GUBİMBREDK ) da yayınlamaktadır. Bu kurların artması rekabet gücünü azaltmakta, kurların düşmesi ise rekabet gücünü artırmaktadır.
Yukarıdaki grafik bu iki kurun yıllık ortalamalarının 2003 yılı baz alınarak 2016 yılına kadar gelişimini göstermektedir. Grafikte görüleceği üzere 2011 yılına kadar Birim İşgücü Maliyeti Bazlı Kur ,Tüfe Bazlı Kur ile hemen hemen aynı şeklide ve pararalel olarak hareket etmiştir. 2011 yılından itibaren ise Tüfe Bazlı Kur aşağılara doğru hareket etmesine rağmen Birim İşgücü Maliyeti Bazlı Kur yukarılara doğru tırmanmıştır. Diğer bir değişle İşgücü maliyeti yabancı paralar cinsinden artmış ve Türkiyenin rekabet gücü azalmıştır. Bunun iki nedeni vardır, birincisi ücretlere yapılan zamlar enflasyon ve kurlardaki artışın üzerinde gerçekleşmiş, ikincisi ise verimlilik artışı sağlanamamıştır. 2011 yılından itibaren TL deki değer kaybı Türkiyenin ihracat pazarlarındaki rekabet gücünü kısmen artırmış ancak bu avantaj İşgücü Maliyeti artışı ile yok edilmiştir.
Gelir dağılımının adaleti verimlilikle sağlanmadığı sürece uluslararası rekabet bu adaletin uzun süre gerçekleşmesine izin vermemektedir, verimlilik artışı ise bilim ve teknoloji ile gerçekleşmektedir. Burada yapılacak iş; bilim ve teknolojiyi ön plana çıkarıp öncelikli gündem maddesi haline getirmek ve gençliği daha fazla çalışmaya, bilim ve teknolojiye yöneltmeye teşvik etmektir. Bu sayede verimlilik artacak , paylaşılacak katma değer yaratılacak ve sosyal adalet sağlanacaktır.
-
11 Ocak 2021, Pazartesi
2021 yılı ve sonrasında dünyanın karşılaşacağı önemli riskler
Devamını Oku -
01 Eylül 2020, Salı
Yunanistan ekonomisi ve Avrupa Birliği’nin desteği
Devamını Oku -
13 Nisan 2020, Pazartesi
IMF’den kaynak temini ve muhtemel şartlar
Devamını Oku -
09 Mart 2020, Pazartesi
Küresel risklerin gerçekleşmesi
Devamını Oku -
25 Kasım 2019, Pazartesi
Metal fiyatlarındaki dalgalanmalar ve fiyat risk yönetimi
Devamını Oku - 22 Temmuz 2019, Pazartesi Devamını Oku
-
27 Mayıs 2019, Pazartesi
Türkiye’nin risk primindeki artış ve ekonomik beklentiler
Devamını Oku -
07 Mart 2019, Perşembe
Merkez Bankası’nın faiz kararı ve bütçe dengesi
Devamını Oku -
21 Ocak 2019, Pazartesi
Üfe ve Tüfe farkının kapanması
Devamını Oku -
12 Aralık 2018, Çarşamba
Startupların gelişmesi ve başarılı olması
Devamını Oku
- BANKA HİSSELERİ
-
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri