Temettü gelirlerinin (2014 yılı) vergilendirilmesi
Hisse senedi yatırımcıları satış kazancının yanı sıra, temettü geliri de almak isterler. Bu sebeple, belli bir kar dağıtım politikası olan ve bunu kurumsal yönetim ilkeleri çerçevesinde yatırımcılara açıklayan, büyüme potansiyeli olan şirketler hisse senedi yatırımcılarının en çok tercih ettiği şirketlerdir.Elde edilen kar paylarının sadece yarısı Gelir Vergisi beyanına tabidir
Şirketlerce gerçek kişi hissedarlara dağıtılan kar payları, Gelir Vergisi Kanunu’na göre, “Menkul Sermaye İradı” olarak Gelir Vergisi kapsamındadır.
Elde edilen kar payları, yıllık beyan haddi ve istisna tutarının aşılması durumunda yıllık beyan esasında gelir vergisine tabidir. Başka bir deyişle, temettü gelirleri, müstakilen veya diğer beyanı zorunlu gelir unsurlarıyla birlikte toplam olarak, 2014 yılı beyan haddi olan 27.000 TL’yi[1] geçmesi halinde gelir vergisi beyanına konu olurlar.
Bahse konu kar paylarındaki bu vergileme, nakit olarak dağıtılan temettüler için geçerlidir, “bedelsiz hisse” şeklinde kar dağıtımında ise her hangi bir vergileme söz konusu değildir.
Temettü gelirlerinin vergilendirilmesinde önemli bir özellik vardır; buna göre, “alınan kar payının %50’sinin vergi dışı kalması” şeklindeki bu imkân hisse senedi sahiplerine avantaj getirir. Mevzuatımızda, tam mükellef kurumlardan elde edilen kar paylarının yarısı gelir vergisinden istisna edilmekte ve istisna edilen tutar dâhil, toplam temettü üzerinden şirketçe yapılan vergi stopajının tamamı, beyan edilen %50’lik gelir üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilmektedir.
Vergi beyanındaki stopaj mahsubu avantaj yaratıyor
Avantaj yaratan nokta şudur: Elde edilen gelirin yarısı için vergi istisnası vardır, ama vergi beyanında, kar dağıtan şirketçe yapılan vergi stopajının tamamı mahsup konusu olur. Mahsup tutarı, beyannamedeki vergiden fazla ise bu tutar, Vergi Dairesi’nce kişilere iade edilir. Tabii alınan kar payının toplam tutarına göre her zaman vergi iadesi çıkmaz, ancak mahsup edilen şirket kar payı stopajı her hal ve takdirde avantaj yaratarak ödenecek vergiyi azaltır.
Bu hususlar şirket yönetim kurulu üyeliği sebebiyle, şirketin esas sözleşmesi uyarınca yönetim kurulu üyelerinin aldığı kar payları için de geçerlidir.
Konuyu bir örnek yardımıyla gösterebiliriz: Kişi burada bir anonim şirkette sahip olduğu hisse sebebiyle 60.000 TL net kar payı almıştır. Kişinin gelir vergisi beyanı aşağıdaki gibi olacaktır.
-Brüt temettü : 70.588 TL
-Vergi Stopajı (15% ) : 10.588TL
-Alınan Net Temettü : 60.000 TL
-% 50 istisna : (35.294 TL)
-Aracı Kurum Komisyonu : ( 1.500 TL)
-Kalan : 33.794 TL
-Sağlık & Eğitim İndirimi : 3.300 TL)
-Vergiye tabi gelir : 30.494 TL
-Hesaplanan vergi : 5.793 TL
-Mahsup : (10.588TL)
-Ödenecek Vergi : -
-İade konusu Vergi : 4.795 TL
Görüldüğü üzere, kişi burada aldığı 60.000 TL net kar payına ilave olarak, 4.795 TL tutarında Devletten vergi iadesi de alacaktır.
Temettü gelirleri vergilemesindeki bu uygulamanın gerekçesi aslında, kurum ile hissedar vergilemesinin birlikte dikkate alınmasıyla oluşan toplam vergi yükünün azaltılması ve makul seviyelere indirilmesidir. Çünkü şirket nezdinde, yıllık kar üzerinden %20 Kurumlar Vergisi ödenmekte, vergi sonrasında kalan karın ortaklara dağıtılması sırasında da ayrıca %15 vergi stopajı ödenmektedir. Bir de bunları takiben hissedar nezdinde Gelir Vergisi uygulanmaktadır. İşte bu aşamada, kar payının yarısı için vergi istisnası uygulanmasıyla, nihai vergi tutarı makul ölçülere indirilmektedir. Gerçekten de önceki yıllarda kurumlarca dağıtılan kar payları dolayısıyla gerçek kişi ortaklar üzerinde %65’lere ulaşan bir vergi yükü söz konusuydu.
Dolayısıyla avantajdan yararlanmak için beyan yapmak gereklidir. Bunun için, “Zaten ödenecek vergim çıkmıyor ki” diyerek, beyan yapılmaması yanlıştır. Tabii yukarıda da belirttiğimiz üzere; beyan yapmak imkânı, vergiye tabi gelirlerin 2014 yılı için beyan haddi olan 27.000 TL’sini geçmesi halinde söz konusudur. Bu durumda, örneğin; 30.000 TL konut kira geliri veya danışmanlık gelirinin yanı sıra, 20.000 TL’lik da kar payı geliri elde eden kişi yıllık vergi beyanı mecburiyeti kapsamındadır. Ama toplamda 27.000 TL’sini aşmayan gelir söz konusu ise beyan yapılması mevzuat açısından mümkün değildir ve ihtiyarı beyan imkânı da yoktur.
2014 yılı içinde elde edilen gelir sadece hisse senedi kar payından ibaret ise, 2014 yılı içinde yıllık beyan haddi olan 27.000 TL’sının iki katı olan 54.000 TL’sinden daha fazla brüt temettü geliri elde edilmediği sürece yıllık beyan zorunluluğu bulunmamaktadır. Başka deyişle beyan yapabilmek için, 2014 yılında tahsil edilen net kar payının 45.900 TL’sini aşmış olması gerekir.
Yurt dışında elde edilen kar payları Türkiye’de Gelir Vergisi beyanına tabidir
İkametgâhı Türkiye'de bulunanlar veya bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla oturdukları için Türkiye'de yerleşmiş sayılan kişiler Türk Vergi Mevzuatı açısından “Tam Mükellef” statüsündedir.
Bu sebeple, yurt dışındaki şirketlerden elde edilen temettüler, her hâlükârda Türkiye’de yıllık Gelir Vergisi beyanına tabidir. Ayrıca, Türkiye’deki şirketlerden alınan kar paylarından farklı olarak, yukarıda belirtilen %50 vergi istisnası imkânı da yoktur.
Bir takvim yılı içinde elde edilen toplam tutar 1.400 TL’sını[2] geçmiyor ise beyan yapılmaz, bu tutarı geçtiğinde de alınan kar payının tamamı vergiye matrah olur. Yurt dışında, kar payı ile ilgili bir vergi ödenmiş ise bu tutar Türkiye’de hesaplanan vergiden mahsup edilir.
Yurt dışında elde edilen gelirler Türkiye’ye getirilsin veya getirilmesin, eğer yurt dışı kazanç kişinin o ülkedeki banka hesabına geçmişse Türkiye’de yıllık gelir vergisi beyanına tabi olur. Örneğin, ABD bulunan bir şirketten kar payı tahsilatı kişinin yabancı ülkedeki banka hesabına geçmiş ise bu para Türkiye’ye transfer edilmese dahi gelir vergisine konu olacaktır. Ancak, kişinin iradesi dışındaki sebeplerden Türkiye’deki hesaplara intikal yapılamıyor ise gelirin elde edilmesi, kişinin bunlara tasarruf edebildiği yıl itibariye gerçekleşmiş sayılır.
Sonuç olarak;
Türkiye’deki şirketlerden elde edilen kar paylarının sadece yarısı, gelir vergisi beyanına konu olacaktır. Beyan zorunluluğu ise diğer menkul sermaye iratları (Örneğin; Eurobond faiz geliri, yurt dışı mevduat faizi, yabancı Devlet bono faiz geliri gibi) ve diğer gelir unsurları ile (Örneğin; kira geliri, danışmanlık geliri gibi) toplu olarak yıllık beyan haddinin (2014 yılı için 27.000 TL) aşılması halinde başlamaktadır. Beyan halinde temettü vergi stopajının mahsubu avantaj yaratmaktadır.
Yurt dışında kazanılan temettü gelirleri ise 1.400 TL’sını geçtiğinde yıllık vergi beyanına konu olacaktır.
[1] 2015 yılı için 29.000 TL.
[2] 2015 yılı için 1.500 TL
-
04 Ekim 2024, Cuma
Bankalarla nakdi uzlaşmalı forward işlemi yapan şirketlerde Katma Değer Vergisi tarhiyatı
Devamını Oku -
08 Ağustos 2024, Perşembe
Gayrimenkul yatırım fonlarında (GYF) ve ortaklıklarında (GYO) yeni vergi durumu
Devamını Oku -
11 Haziran 2024, Salı
Forex işlemlerindeki kur farkı vergisinde yeni gelişmeler
Devamını Oku -
22 Mayıs 2024, Çarşamba
Enflasyon düzeltmesi ve 2023 yılı yeniden değerlemede son 3 ay amortismanları için itiraz gerekçesi
Devamını Oku -
02 Mayıs 2024, Perşembe
Mevduat faizi ve TL yatırım fonu stopaj oranlarındaki yeni uygulama
Devamını Oku -
19 Nisan 2024, Cuma
Kurumlar vergisi beyanında örtülü sermaye kar payı istisnası nasıl ve ne zaman kullanılır?
Devamını Oku -
14 Mart 2024, Perşembe
Temettü (kâr payı) geliri olanlarda vergi beyanı
Devamını Oku -
05 Mart 2024, Salı
Ücret gelirlerinde vergi beyanı ve iade alma hakkı
Devamını Oku -
24 Ocak 2024, Çarşamba
Gerçek kişiler yönünden eurobond gelirlerinde vergi durumu (2024)
Devamını Oku -
29 Aralık 2023, Cuma
Yeni Torba Yasa’daki vergi mevzuatı konuları
Devamını Oku
- BANKA HİSSELERİ
-
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
- BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
-
Basın Daveti
Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği
06 Şubat 2020, 09:30
Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
- Tüm Etkinlikleri Göster