Şirketlerin döviz pozisyonu ve banka genel müdürlerinin açıklamaları
Son günlerde döviz kurlarında meyadana gelen aşırı artış ve oynaklık nedeniyle banka genel müdürleri peş peşe açıklama yapmaya ve özellikle reel sektörün kıva vadeli döviz pozisyonun positif olduğu hususunu vurgulamaya başlamışlardır.
2017 yılı Haziran ayında yine Finans Gündem’de Reel Sektörün Döviz açığı ile ilgili yazmış olduğum yazımı ve yazı içinde bulunan verileri, faydalı olur düşüncesi ile, güncelliyerek ve güncel tartışmalara göre revize ederek yeniden yazıyorum.
Bilindiği üzere döviz kurlarındaki aşırı oynaklıklar nedeniyle Merkez Bankası 2008 yılından itibaren Reel Sektörün Döviz Varlık ve Yükümlülüklerini diğer bir değişle Döviz Pozisyonunu takip etmekte ve aylık olarak derlediği bu verileri yayınlamaktadır. Merkez Bankası’nın yayınlamış olduğu bu muhasebesel verilerde döviz açığı aşırı yüksek sevide olduğu için görsel ve yazılı basında tartışmalar bu veriler üzerinden yapılmakta, döviz kurunda aşırı oynaklık meydana gelmekte ve dövize ilave talep oluşmaktadır. Döviz kurundaki aşırı oynaklık şirketlerin karlılıklarını etkilediği için şirketler nakit akışı olarak dövize ihtiyaçları olmamalarına rağmen döviz kurunun artacağı korkusu ile döviz almakta ve aldıkları bu dövizi Döviz Tevdiat Hesapları’nda kur riskinden korunmak için tutmaktadırlar.
Merkez Bankası döviz kurundaki bu oynaklılığı kontrol edebilmek ve dövize olan aşırı talebi bastırmak için geçtiğimiz günlerde bir çalışma içerisine girmiş, reel sektörün döviz pozisyonunu yakından takip etmeye başlamış ve döviz kazandırıcı hizmet ve ihracatı olmayan şirketlere döviz kredisi kullanımına sınırlamalar getirilmiştir.
Şimdi reel sektörün Döviz Pozisyonunu yakından inceleyelim.
Şirketlerde Döviz Pozisyonu iki şekilde takip edilmektedir.
1 - Muhasebesel Döviz Pozisyonu
2 - Ticari Döviz Pozisyonu
Bu iki pozisyon arasındaki farkı basit bir örnekle açıklayalım. Bir şirket 100 USD borçlanarak 100 USD karşılığı alüminyum külçe satın alsın ve bunu stoklarında tutsun. Alüminyum iç piyasada ve dış piyasada USD’ye endeksli olarak alınıp satılmaktadır ve hatta hemen USD olarak ihrac edilebilecek bir emtiadır. Bu şirketin bu işlemle ilgili olarak Muhasebesel Döviz Pozisyonu-100 USD, Ticari Döviz Pozisyonu ise sıfırdır. Dolayısı ile Muhasebesel Döviz Pozisyonu’na bakarak şirketlerin ne kadar çok döviz açığı var demek yanlıştır.
Merkez Bankası’nın aşağıdaki tabloda yayınladığı Döviz Pozisyonu Muhasebesel Döviz Pozisyonu’dur. Buna göre Reel Sektörün Toplam Döviz Poziyonu 217.255 Milyar USD olup, Kısa Vadeli Döviz Pozisyonu ise yani vadesi bir yıldan daha az döviz varlıkları ile döviz yükümlülükleri arasındaki fark, +6.5 Milyar USD’dir. Bu tabloya muhesebesel olarak dahil edilmemiş olan eksik bir veride bulunmaktadır, bu veri de Vadeli Döviz Alım ve Satım Kontratları’dır. Kısa vadeli Döviz Pozisyonunun + olması nakit akışı açısından ihtiyaç olmamasına rağmen şirketlerin döviz alımı yapmasının bir göstergesidir.
Reel Sektörün Döviz Pozisyonu:
Bu tablonun içinde dövizle alınan ve her an dövize çevirilebilecek veya dövize endeksli satışı yapılan stoklar mevcut değildir. Türkiyenin 500 Büyük Sanayi Kuruluşunun çok önemli bir bölümü emtia bazlı ürünlerin üretim ve satışını gerçekleştirmektedirler. Bu emtialar, petrol, bakır, alüminyum, demir çelik ve dövizle alınan diğer emtia çeşitleridir. Bu stoklar dövizle alınmış ve her an dövize çevirilebilir varlıklar olmasına rağmen Muhasebesel Döviz Pozisyonu’na dahil edilememektedirler.
Bu emtia bazlı stokları döviz varlıklarına dahil ettiğimizde şirketlerin Ticari Döviz Pozisyonunu elde etmiş oluruz. Bu durumda Ticari Döviz Açığının, Muhasebesel Döviz Açığından oldukça düşük olacağı aşikardır ancak maalesef böyle bir veri bulunmamaktadır.
Şirketlerin, Muhasebesel Döviz Açığını baz alarak şirketlerin Döviz Açığı üzerinden yorum yapmak oldukça yanlış olmaktadır. Son günlerdeki banka genel müdürlerinin peş peşe açıklamalar yaparak Muhasebesel Döviz Pozisyonunu baz alarak ‘reel sektörün kısa vadeli döviz açığı yoktur’ söylemi doğru ancak eksiktir. Reel sektörün ticari döviz açığı, 217.2 milyar USD olan Muhasebesel Döviz Açığının çok altındadır.
-
11 Ocak 2021, Pazartesi
2021 yılı ve sonrasında dünyanın karşılaşacağı önemli riskler
Devamını Oku -
01 Eylül 2020, Salı
Yunanistan ekonomisi ve Avrupa Birliği’nin desteği
Devamını Oku -
13 Nisan 2020, Pazartesi
IMF’den kaynak temini ve muhtemel şartlar
Devamını Oku -
09 Mart 2020, Pazartesi
Küresel risklerin gerçekleşmesi
Devamını Oku -
25 Kasım 2019, Pazartesi
Metal fiyatlarındaki dalgalanmalar ve fiyat risk yönetimi
Devamını Oku - 22 Temmuz 2019, Pazartesi Devamını Oku
-
27 Mayıs 2019, Pazartesi
Türkiye’nin risk primindeki artış ve ekonomik beklentiler
Devamını Oku -
07 Mart 2019, Perşembe
Merkez Bankası’nın faiz kararı ve bütçe dengesi
Devamını Oku -
21 Ocak 2019, Pazartesi
Üfe ve Tüfe farkının kapanması
Devamını Oku -
12 Aralık 2018, Çarşamba
Startupların gelişmesi ve başarılı olması
Devamını Oku
- BANKA HİSSELERİ
-
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri