Şirketlerde Zarar Telafi Fonu uygulaması
Şirketler, bilançolarındaki bozulmaları telafi etmek amacıyla yapacakları sermaye artışı süreci öncesinde zarar telafi fonlarını da kullanmaktadırlar. Geçmiş yıllarda oluşan zararları kapatmak amacıyla ortaklarca şirkete fon sağlanması olarak tarif edilebilecek bu durum son günlerde sıkça gündeme gelmektedir.Türk Ticaret Kanunu’nda(TTK) yer alan sermaye artışı prosedürü başlatıldığında, eğer şirket sermayesi geçmiş dönemlerde ortaya çıkan zararlar sebebiyle belli bir oranda azalmış ise sermaye artışı yapılamamaktadır. Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin (2/3) zararlar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, ortaklarca derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri (1/3) ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer[1]. Şirketin durumunun daha da kötüleşmesi ise, piyasa literatüründe “teknik iflas” olarak da adlandırılan bir safhaya geçişi ifade etmektedir.
TTK’daki bu düzenleme nedeniyle, öz kaynaklarında azalma olan firmaların ilk etapta sermaye artırımına gitmeleri mümkün değildir. Zira kanuna göre bu durumda olan şirketler esas sermayelerini azaltmadan veya sermayeyi tamamlamadan sermaye artışı yapamazlar. Sermaye tamamlama işlemi ise sermayenin azaltılıp aynı tutarda artırılması veya bilanço zararlarının kapatılmasını ifade etmektedir.
İşte bu aşamada (sermaye artışı öncesinde), şirket ortaklarının şirkete verdikleri kaynak “zarar telafi fonu” olarak adlandırılmaktadır.
Zarar telafi fonu ortaklar tarafından genel kurul kararıyla konulan, işletmenin öz kaynakları içerisinde yer alan, mülkiyeti, kullanım hakkı tamamen işletmede olan bir öz kaynak niteliğindedir. Dolayısıyla şirket tarafından serbestçe kullanılabilir. Bankalarca TTK açısından sermaye tescil blokajı yapılması söz konusu değildir.
Uygulamada, zarar telafi fonunu (sermaye tamamlama fonu) alan şirket, fon tutarını bilançosunda öz kaynakların altında özel bir fon hesabında takip eder. Bu şirketlerden bir kısmı bu fon tutarını bir süre sonra sermayesine ilave edebilirler veya geçmiş yıl zararlarına mahsup edebilirler. Bu açıdan, TTK 358. maddesi anlamında (işin özü ve gerekçesi yönünden) “zarar telafi fonu” yedek akçe gibi değerlendirilebilir. Kreditörler açısından bakıldığında ise, şirkete ortaklarca konulan nakit katkı olması dolayısıyla şirketin mali yapısında olumlu bir gelişme söz konusudur.
Vergi mevzuatı açısından durum nedir?
Zaman zaman ortaklarca şirkete konulan bu fonların “şirketin geliri” olarak vergiye tabi olması gerektiği yönünde görüşler ortaya çıkmaktadır.
Oysa Türk Vergi Mevzuatında ticari kazanç ve kurumların kazancı “Bilanço Esasına” göre tespit edilir. Kazanç, kurumdaki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki olumlu farktır. Bu dönem içinde ortaklarca kuruma ilave edilen değerler bu farktan indirilir, çekilen değerler ise bu farka ilave edilir. Buna göre, şirket ortaklarınca şirkete konulan değerlerin, kurum kazancının tespitinde dikkate alınmayacağı açıkça kabul edilmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla, şirketin faaliyetleri neticesinde oluşmuş bir kazanç veya gelir söz konusu değildir. Şirket öz sermayesine ortaklarca yapılan bir katkı vardır. Bu fon, şirket sermaye artırımına gideceği sırada mevcut zararın kapatılmasında kullanılacaktır. Fonu temin eden ortaklar bakımından ise, bu ödemeler maliyet karakterli bir ödemedir ve ilgili hisselerin maliyet bedeline eklenmesi gerekir. [2]
Sonuç olarak diyebiliriz ki; herhangi bir muvazaa veya gizleme (peçeleme) olmadığı sürece Türk Ticaret Kanunu’ndaki usul ve şartlara uygun olarak yapılan “sermaye tamamlama” işlemlerinde vergi mevzuatı yönünden sorun bulunmamaktadır.
[1] Türk Ticaret Kanunu, Madde: 376, “Sermayenin kaybı, borca batık olma durumu”
[2] Zeki Kurtçu, (Deloitte Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Ortağı), Zarar telafi fonlarının vergisel durumu, 01/05/2010, INFOMAG - Mayıs 2010
-
04 Ekim 2024, Cuma
Bankalarla nakdi uzlaşmalı forward işlemi yapan şirketlerde Katma Değer Vergisi tarhiyatı
Devamını Oku -
08 Ağustos 2024, Perşembe
Gayrimenkul yatırım fonlarında (GYF) ve ortaklıklarında (GYO) yeni vergi durumu
Devamını Oku -
11 Haziran 2024, Salı
Forex işlemlerindeki kur farkı vergisinde yeni gelişmeler
Devamını Oku -
22 Mayıs 2024, Çarşamba
Enflasyon düzeltmesi ve 2023 yılı yeniden değerlemede son 3 ay amortismanları için itiraz gerekçesi
Devamını Oku -
02 Mayıs 2024, Perşembe
Mevduat faizi ve TL yatırım fonu stopaj oranlarındaki yeni uygulama
Devamını Oku -
19 Nisan 2024, Cuma
Kurumlar vergisi beyanında örtülü sermaye kar payı istisnası nasıl ve ne zaman kullanılır?
Devamını Oku -
14 Mart 2024, Perşembe
Temettü (kâr payı) geliri olanlarda vergi beyanı
Devamını Oku -
05 Mart 2024, Salı
Ücret gelirlerinde vergi beyanı ve iade alma hakkı
Devamını Oku -
24 Ocak 2024, Çarşamba
Gerçek kişiler yönünden eurobond gelirlerinde vergi durumu (2024)
Devamını Oku -
29 Aralık 2023, Cuma
Yeni Torba Yasa’daki vergi mevzuatı konuları
Devamını Oku
- BANKA HİSSELERİ
-
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
- BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
-
Basın Daveti
Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği
06 Şubat 2020, 09:30
Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
- Tüm Etkinlikleri Göster