<
Mustafa A. Aysan [email protected] Mustafa A. Aysan

Sığınmacılar için çözümün yolu

05 Ocak 2016, 17:24 ---

Arap ülkeleri ile özellikle Suriye’deki güvenlik sorunları, Batılı ülkeler ve daha da çok ülkemiz için altından kalkılması çok güç sorunlar yaratmıştır.

Ülkemizdeki sayısı 3 milyon kişiyi aşmış ve yüz binlercesi de Avrupa ülkelerini işgale yönelmiş, korumasız, çok yoksul “Avrupa Sığınmacıları” sorununun çözümü için gelişmiş ülkeler, Birleşmiş Miletler, Avrupa Birliği ülke liderleri arasında toplantılar yapılıyor ise de önemli önlemlere ulaşılamıyor. Ufak tefek, günü kurtaracak göstermelik kararlardan başka temel sorun için çözümler henüz ortaya çıkarılamamıştır. Bazı gözlemcilere göre sığınmacılar sorunu tehlikeli biçimde  büyümekte ve bazılarına göre de  “Üçüncü Dünya Savaşı”na  kadar götürebilecek boyutlara ulaşmış bulunmaktadır.

Birkaç yıl daha çözümsüz bırakılırsa, sorunun büyüyeceği ve belki de silahlı çatışmalara yönleneceği konusunda kaygılar da dile getirilmektedir.

Oysa sanıyorum ki çözüm Dünya Tarihi’nin içinde yatmaktadır:

“20 Ağustos 1999’da Accra’da (Gana’nın başkenti) toplanan ve “Dünya Onarım ve Sılaya Dönüş Sorunları ile ilgili Afrika Gerçekleri Komisyonu” (The African World Reparations and Repatriation Truth Commission) esir ticareti ve sömürgecilik (colonialism) uygulamalarına katılmış ve bundan yararlanmış Batı Avrupa ve Amerika Milletleri ile bu ülkelerin kurumlarına, bu uygulamalardan zarar görmüş toplumlara borçlarını ödemeleri konusunda bir çağrıda bulundu. Komisyon, esir ticareti ve sömürgecilikten  zarar görmüş ülkelerin, zararlarını geri ödeyebilecek zarar tazminatının uygun ve adil tutarını da 777 trilyon ABD  doları olarak  tahmin etmişti. Komisyonun bu tahmini, esir ticareti sırasında yaşamını yitirmiş Afrikalı insan sayılarının parasal değeri  ile sömürgecilik  döneminde Afrika ülkelerinden Batılı ülkelere aktarılmış, altın, elmas ve benzeri değerli madenler ile diğer varlık değerlerini içine alacak bicimde tahmin edilmişti. 1850’den önceki dönemde esirler olarak Atlantik’i geçmiş olan yaklaşık 10 milyon Afrikalı esirin, 3 milyonunun da İngiliz gemileri ile taşındığı varsayılarak İngiltere’nin ödeyeceği zarar tazminatına, ayrıca bir 150 trilyon İngiliz Lirası (Sterlin) daha eklenmesinin uygun olacağı da tahmin edilmişti.”

“Sözü geçen komisyonun tahminlerine dayanan çağrının olağanüstü (fantastik) göründüğü düşünülebilir. Fakat bu görüş daha sonra Birleşmiş Milletler tarafından da desteklenmiştir.”

“2001 Yazında Durban’da (Güney Afrika) toplanan Birleşmiş Milletlerin “Irkçılık, Irkçı Ayrımcılık, Yabancı Düşmanlığı ve Bunlarla ilgili Hoşgörüsüzlüğe Karşı Gelme Konferansı” (Conference Against Racism, Racial Dicrimination, Xene-phobia and Related Intolorence) da bu görüşü desteklemişti. Bu konferansın kapanışında yayınlanan raporda, esirlik ve esir ticaretinin daha çok Afrikalı, Asyalı ve öteki bölgelerdeki yerli halkın zararına işleyen bir “insanlık suçu” olduğu görüşü, açıkça belirtilmişti.”

Bu bilgileri çağımızın ünlü İngiliz Tarihçisi Prof. Niall Ferguson’un Büyük Britanya İmparatorluğu’nu anlatan “Empire” adlı tarih kitabının Başlangıç bölümünden aktardım. (S.XII-Intrıduction Penguin Books, 2004.)

Bu alıntıyı şimdi yapmamın nedeni açıktır: Şimdiki gelişmişlik ve yüksek milli gelir düzeyini, belki de yukarıdaki servet aktarmalarına borçlu olan Dünyanın zengin ülkeleri için, şimdiki sığınmacılar sorununu çözmenin bir insanlık borcu olduğunu anımsatmaktır. Sözünü ettiğim tarih boyutunda, yani 1850’ye kadar sömürgeci Batı ülkelerine aktarılan servetin küçük bir parçası ile, bugünün gelişmiş ülkelerin “Sığınmacılar Sorunu”na çözüm bulma olanağının bulunabileceğini söylemek istiyorum. Yine de eski sömürgeci ülkelerin en başta “Sığınmacılar Sorunu”nun büyümesinin durdurulması, yani bu fakir ve canı pahasına ülkelerinden kaçan insanların ülkelerinde iç ve dış güvenlik koşullarının sağlanması gereklidir. Ancak bundan sonra iç barışın yerleşeceği o ülkelere gelişmiş ülkelerin uluslararası bir anlaşma ile servetlerinin küçücük bir parçası ile geçim sağlanması gerektir.

Hiç kuşkusuz, 1850’den önce gelen yüzyıllık sömürgecilik döneminde, o zamanın ileri teknolojiye sahip ileri ülkelerinden, sömürülen ülkelere kültür, eğitim, ulaşım, iletişim ve benzeri alanlarda önemli katkılarda bulunmuştur. Öyle de olsa Dünya’nın şimdiki zengin ülkelerinin sığınmacı sorununa çözüm bulmaları, kendilerinin bugünkü güvenlikleri içinde fazla zor olmasa gerektir. Bununla birlikte bu konuda karar vermek, o ülkelere düşer.  

Örnek olarak, 2014’teki kişi başına gelirleri en yüksek yedi ülkenin (A.B.D., İngiltere, Fransa, Kanada, Almanya, İtalya ve Japonya) kişi başı gelirlerinin en yükseği 54.369 (A.B.D.), en düşüğü 35.334 (İtalya) ABD dolarıdır. Bu yedi ülkenin 2014 Milli Gelirlerinin toplamı 35,5 Trilyon dolardır. 7 ülkenin tümünde kişi başına gelir ortalaması, 44.865 dolardır.

Bu yedi zengin ülkenin (G-7 Ülkeleri) liderleri ile yetkilileri, bir araya gelerek, sığınmacılığın önlenmesi amacıyla bir yardımlaşma modeli üzerinde anlaşabilirler. Çözüm ilkeleri konusunda anlaştıktan sonra, bir Uluslararası Kalkınma Bankası kurulmasına karar verebilirler. Bugünkü Dünya Bankası, Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası- International Bank of Recoustruction and Devolopment –IBRD de buna benzer bir uluslararası toplantıda kurulmuştur.

Bugün kurulması gereken Sığınmacılar Yardım Ve Kalkınma Bankası da, “Uluslararası Sığınmacılara Yardım ve Kalkınma Bankası  (International Bank of Refugee, Relied, Repartriation and Devolopment –IBRRD )” adını taşıyabilir.

Liderler toplantısında kararlaştırılacak bir model içinde G7 ülkelerinin tespit edilebilecek yıllık yardım programları içinde IBRRD’nin finanslanmasını sağlamaları olanağı vardır.

Bu öneriyi incelemeye değer bulur musunuz?
Çözüm için başka önerilerinizi bana bildirebilir misiniz?

1850’yi izleyen yıllarda bugünkü Sığınmacılar Sorunu”nun çıkmasını önleyici önlem alınamadığı için sorun bu kadar büyümüştür.

Etkili önlem almak için, tarihte sömürgecilikle kalkınmış Batı’nın zengin ülkelerinin bir uluslararası toplantıda bir araya gelmeleri kaçınılmaz görünmektedir. Aksi halde sorun büyüme eğilimi göstermektedir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster