Kayıt dışı işlemler önlenmelidir
2013’ün ilk 15 günü geçti bile! Zaman ilerledikçe, hızın arttığı algılamalarımız olacaktır…
Bu süre içinde, bu yılın en önemli sorunlarını gözden geçirmeye, değerlendirmeye çalıştım: bu yıl, işletmelerimizde, iş ve ticaret yaşantımızda kümelenmiş kayıt-dışı işlemlerin azaltılması konusuna öncelik verilmesini önermek istiyorum. Bana öyle geliyor ki, ilk 15 günün haberleri içinde bu konu ile ilgili olanlar yoğunlukta idi.
Çalışma, Ekonomi ve Maliye Bakanlıkları yetkilileri her gün açıklamalar yapıyorlar: Çalışma Bakanlığı yetkililerine göre, çalışan insanımızın, yaklaşık yarısı, kayıt-dışında tutulmakta, sigortasız çalıştırılmaktadır. Maliye Bakanımız göre, geçen yıl, kayıt dışı işlemler nedeniyle kesilen vergi cezalarının tutarı 8,7 milyar lirayı bulmuş. Bu ceza tutarı, Veraset ve İntikal, Gümrük, Banka ve Sigorta Muamele, Özel İletişim, Motorlu Taşıtlar, Damga Vergisi gibi adı bilinen birçok vergimizin her birinin 2011 yılı toplam gelirlerinden fazladır. Ekonomi bakanlığımız yetkilileri açıklıyor; pahalı ve lüks sınıfına giren birçok ithal malı otomobil, gümrüklerde kayda geçirilmediği için toplatılmıştır. Birçok perakende ticaret yeri, kayıt-dışı işlemle satılan mal ve hizmetlerde, önemli fiyat indirimlerine gidiyor. Birçok büyük sanayi ve ticaret işletmesi, adı başında “Vergi Cenneti” diye adlandırılan vergilemesi olmayan küçücük ülkelerde ve adalarda vergisi düşük şirketler kuruyor; ülkemizde elde ettikleri karlarının önemli kısmını bu “off-shore” şirketlere aktarıyor ve çok gizli olmayan yöntemlerle ülkemizde ya hiç, ya da çok düşük vergiler ödüyor. Özel vakıflar, dernekler ve şirketler, hatta bazı siyasal partiler, yerli ve yabancı kuruluşlardan, zaman zaman yargılamalara neden oldukları için hepimiz tarafından gözlemlenen, büyük tutarlarda yardım, bağış ve “hediyeler” almaktadırlar. Bunlardan bazıları yurtiçinde ve dışında yapılan yargılamalarda hüküm de giymiş bulunmaktadırlar. Bu sonuncu tip kayıt-dışı işlemlerden bazılarında, ülkemizin çok yüksek düzeylerinde görev almış liderler de vardır. Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin araştırma ve yayınlarından anlaşıldığına göre, ülkemiz alınan ve verilen rüşvet ve ekonomik çıkarlar için yapılan “hediyeler” açısından da oldukça zengindir. Son küresel krizden sonra, büyük bankaları ödeme sıkıntılarına düşen ABD kaynaklı haberlerde alınan/verilen rüşvetler açısından ülkemizin adı geçmektedir.
Bu sorun, sadece bizim ülkemize has değildir; özel işletmelerin egemen olduğu tüm toplumlarda yaygın bir uygulamadır, ABD dahil, hemen tüm ekonomilerde kayıt-dışılık egemendir ve son büyük ekonomik bunalımın temel nedeni de bu kayıt dışı işlemlerdir. Bana sorarsanız, 2013’te alınacak ekonomik sonuçlar ve başarılar, büyük ölçüde ülkemizde daha yaygın olan kayıt-dışılıkla savaşımda alacağımız sonuçlara bağlı olacaktır. Bu yıl alınacak önlemler ve elde edilecek sonuçlar açısından durum parlak görünmüyor; ama ekonomik uygulamalarda hızlanma olacağı tahmin edilmektedir.
Çünkü 2013’te ekonomimizin, hızlanacağını bekliyoruz. 2009’da Küresel Kriz’ in etkisiyle Milli Gelir’ i (GSYH’ sı) küçülen (% -4,8 oranında) ekonomimiz, 2010’da ve 2011’de hızla büyümüş (ayni sırayla, % 9,2 ve % 8,5), fazla hızlanmanın yarattığı döviz açığının çok artması yüzünden çok artması yüzünden bilinçli önlemlerle 2012’de büyüme hızı, % 3’ün altına düşürülmüştür. Bu deneyimden sonra, 2013’te ekonominin % 4,5 oranında büyümesi programa bağlanmış, birçok uzmanımız, büyüme hızımızın bu yıl % 5’i aşacağını tahmin etmiştir. Bu plan ve tahminler gerçekleşirken, kayıt-dışı işlemlerin sayısı ve hacmi de artacaktır.
Ekonomideki bu hızlanma sürerken, alınan sonuçların önemli bir bölümünün kayıt-dışı işlemler nedeniyle yitirilmesi kaçınılmaz olacaktır. Çünkü kayıt-dışı işlemlerin yaygın olduğu yer ve zamanlarda, toplumda yaratılan tasarrufların ve banka kaynaklarının en verimli alanlara yatırılması olanağı kısıtlanmış olacaktır. Ve çünkü kayıt-dışı işlemi fazla olanlar, vergiyi az verecekleri için daha çok kar edecek ve yatırımlar daha çok kar eden bu alanlara kayacaktır.
Ülkemizde yapılan büyük yatırımların, şeffaflığın yaygın olduğu bankalar, sigorta şirketleri ve halka açık ve İMKB’ye kayıtlı şirketler aracılığı ile yapılması olanakları da sınırlı kalacaktır.
Bu olanakların büyük çoğunluğu, kayıt-dışı işlem olanakları daha çok olan küçük işletmelerimize, küçük parçalar halinde dağılacak, küçük işletmelerin artmasına ve kayıt-dışılığın daha da genişlemesine neden olacaktır. Yüksek kayıt-dışı işlemler küçük işletmeleri özendirecek ve onların biri birlerine karşı rekabet gücü kazanabilmeleri için daha çok kayıt-dışı işlem yapmak zorunda kalacaklardır.
Kayıt-dışı işlemlerin çokluğu ve sıklığı, adeta tüm iş hayatında iş ahlakını bozacak, kayıtlarını iyi tutan ve her şeyini toplumla paylaşan işletmelerin sayısı azalacaktır.
Kayıt-dışılığın zararları konusunda listeyi uzatmak olanağı vardır. Ancak uzun vadede özel işletmelerle toplumumuzu kalkındırabilmek için, toplumun adalet ve ahlak kurallarını zorlayan kayıt-dışı işlemleri azaltmanın yolları bulunabilmelidir. Ekonomimizin uzun vadeli çıkarları da bunu gerektirmektedir.
Ülke ekonomilerinde kayıt-dışılığın azaltılmasının, hatta ortadan kaldırılmasının teknik olanağı vardır. Ama bu konudaki asıl sorumluluk, kamu kurumlarına düşmektedir. Kayıt-dışılığın ortadan kaldırılması konusunda kesin siyasi karar verilince, etkili önlem alınması için birçok seçenek vardır.
-
17 Şubat 2016, Çarşamba
2016’da ekonomik sorunlarımız II
Devamını Oku - 03 Şubat 2016, Çarşamba Devamını Oku
-
05 Ocak 2016, Salı
Sığınmacılar için çözümün yolu
Devamını Oku - 05 Ekim 2015, Pazartesi Devamını Oku
- 24 Ağustos 2015, Pazartesi Devamını Oku
-
24 Temmuz 2015, Cuma
Anayasa değişikliği tartışmaları
Devamını Oku - 14 Temmuz 2015, Salı Devamını Oku
- 06 Mayıs 2015, Çarşamba Devamını Oku
-
15 Nisan 2015, Çarşamba
Seçim yaklaşıyor; ekonomi bozuluyor
Devamını Oku -
01 Nisan 2015, Çarşamba
Bozulan dengeler yeniden kurulmalıdır
Devamını Oku
- BANKA HİSSELERİ
-
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri