Süheyl Aygül [email protected] Süheyl Aygül

İş hayatımızdaki psikopatlar

28 Mayıs 2020, 08:46 ---

Issız adada tek başına yaşayan bir bilge varmış.

Bu bilge kendisine sorulan her soruyu bilen mistik bir karaktere sahipmiş.

Bu anlamda herkes onu merak edermiş.

Şehir ortamından, mekanik ve fast-food ilişkilerden bunalan bilgemiz kendisine ulaşmak isteyenlerin de bir emek sarf etmelerini bu şekilde emeği takdir edebileceklerini bilirmiş. Bu nedenle motorla gelenlerle konuşmayıp sadece kayıkla gelip uzun süre kürek çekenlerin karşısına çıkarmış.

Balayına yakın bir yerde geçiren genç çift bilgeyi duyunca, dinlemek için uzunca bir süre kürek çekerek ona ulaşmış.

Bilge de karşılığında onlara üç soru sormak hakkı vermiş.

Önce kadın sorar:

"Sürekli mutlu olmanın bir yolu var mı?"

Bilge güzelce cevap verir. Şaşkındır evli çift, bu kez adam atılır ve hemen ikinci soruyu sorar:

"Dünyanın en kazandıran işi hangisi olacak?" Bilge bu soruyu da cevaplar.

Karı koca sadece bir soru hakları kaldığı için beraberce düşünürler ve huzurlu bir evlilik geçirmeleri için öfkelerini iyi yönetmeleri gerektiğini bilerek akabinde final soruyu yöneltirler;

"Öfke ile baş etmek ve onu doğru yönetmek için ne yapabiliriz?"

Bilgenin yüzü düşer ve şu cevabı verir.

"Bu sorunun cevabını bilsem bu ıssız adada tek başıma olmazdım"

Evet duygularla doğru ilişki kurmak belki de hayatın en zor işi.

Bu ilişkiyi yanlış kurarsanız duygusal okur-yazarlık, duygusal dayanıklılık, duygusal ehliyetiniz olmaz, iş hayatı sizi kusar veya siz kendi adanızı kurar yalnız kovboyu oynarsınız.

Kendinizin ve başkalarının duygularını tanımak, algılamak ve doğru düşünce ve davranışı benimseyerek ilişkileri doğru yönetmek dediğimiz duygusal zeka belki de iş hayatında başarının, liderliğin ve girişimciliğin altın anahtarı.

Oysa ki eğitim sistemimiz tamamen analitik beygir gücümüzü yükseltmek adına örülmüş durumda. Keza sınav sistemlerimizde. Oysa ki okul birincilerinin bir yerlere geldiği çok nadir olduğunu gösteren sayısız boylamsal araştırma var iş hayatında.

Goleman der ki; "EQ, IQ'nun kullanımı için temel gereksinimdir"

Peki, iş hayatında bu kadar analitik insan var da neden duygusal zekayı öğrenemiyor? Bu öğrenilen, geliştirilen bir şey değil mi? Her taraf duygusal zeka kitapları, programları, zirveleri ile dolu diye soracak olursanız cevabımız; "bilmek ile yapmak arasındaki fark uçurumdan az değildir" olacaktır.

Unutmayın! "Gerçek duygusal zeka; uygulanan duygusal zekadır"

Duygusal zekanın kendi duygularını fark edip, kabul edip yönetmek kısmına geldiğinizde en önemli kısmı olan "öz-yönetim" karşımıza çıkar. Kendi duygularınızı yönetmek, özellikle de "olumsuz duyguları"

Peki, bunu kimler başarır? Etki-tepki aralığını açabilenler, duygu ile davranış arasına aklı koyabilenler, seçici bir dikkatle duyguya yapışmadan yaşadıkları anda yargısız kalabilme yetisine sahip olabilenler, öfke seline kapılmayıp soğukkanlı olabilenler. Bunu yapabilmek için ortalık sayısız "mindfulness" egzersizi yaptıran eğitimler ve kitaplarla dolu ama o an geldiğinde pek de kolay olmadığını söylemek için de sayısız örnek var kuşkusuz.

Bir de bu özelliklere herhangi bir çaba göstermeden sahip olan psikopatik yöneticiler var. Hepsi birer stoacı kadar güçlü öz-yönetimine sahipler.

Bir önceki yazımda iş hayatındaki psikopati oranının genel nüfusa oranın asgari dörtle yirmi katı arasında daha fazla olduğunu ifade eden araştırmalardan bahsetmiştik. Bugün de diğer bir etkileyici araştırmadan bahsedelim.

2005'te, Surrey Üniversitesi'nden Belinda Board ve Katerina Fritzon, iş hayatının liderlerini başarıya götüren faktörleri tam anlamıyla belirleyebilmek adına bir araştırma yaptılar. Bu bağlamda, üç farklı grubu mercek altına aldılar. Üst düzey iş yöneticileri, psikiyatrik hastalar ve hapishanedeki psikopatlar. Bu grupların psikolojik profillendirme testlerindeki performaslarını incelediler. Analizler sonucunda bir dizi psikopatik özelliğin, iş hayatındaki liderlerde çok daha yaygın bulunduğunu belirlediler. Bunlar özellikle; yüzeysel cazibe, buyurganlık, benmerkezcilik, ikna kabiliyeti, empati yoksunluğu, korkusuzluk, odaklanma gücü gibi özelliklerdi. Psikiyatrik hastalar ve psikopat suçlular ile aralarındaki temel fark antisosyal özelliklerde ortaya çıkıyordu. Onların kanuna karşı gelme ve fiziksel şiddet ve ani tepki verme özelliklerine daha fazla sahipti.

Psikopatlar baskı altında buz gibi soğukkanlı olabiliyor, dahası empati yeteneği de bir derin dondurucununkine eş değer olabiliyor. Psikopatik özellikleri, bir mikserin ayar düğmeleri ve kaydıraçları olarak düşündüğümüzde hepsini en yükseğe çıkardığınızda cazır cuzur bir ses elde edersiniz. Ama hepsini yukarı çekmek yerine korkusuzluk, odaklanma, zihinsel ve duygusal dayanıklılık, empati eksikliği gibi bazılarını yükseltirseniz diğerlerinden bir kaç level yüksek üst düzey bir iş insanı haline getirebilirsiniz.

Psikopatlar empati yapmaz değillerdir. Soğuk empati yaparlar. Nesnel bir şekilde, mantığıyla akıl yürüterek (prefrontal korteks üzerinden) çözerler. Sıcak empati yapmamızı, yani samimi olmamızı gerektiren gerçek empati yapmamızı sağlayan beynimizin duygu merkezi olan "amigdala" nın kapısını pek çalmayı düşünmezler. Hissetmeyi değil anlamayı kodlayan, karşısındakinin "hissettiğini hisseden" değil, soyut, duygusuz öngörü olan soğuk empatide psikopatlar herkesten bir kaç gömlek üstündürler. Haliyle tek empati motoruyla iş hayatında iki motorlu olanlarımızdan çok daha iyi uçarlar. Duyarsız olmalarından dolayı başkaları uyuyamazken de uyumanın keyfini çıkarırlar.

Bu psikopatik özelliğe sahip kişiler kariyer hayatında belli bir yükselme aşamasında huni daraldığında etrafındakileri elemine edebilmek adına yok etmenin karanlık sanatında ustalaşmış, acımasız-vicdansız avcılara dönüşebilirler. Bir makama geldiklerinde ise apoletlerini kullanarak mobbing yapmaktan karanlık bir lezzet alan zorbalara dönüşebilirler. Zirveye tırmanırken ise diğerlerinin üstüne basmayı tercih ederken bunun onların da çıkarına olduğu konusunda ikna kabiliyetlerini kullanarak sayısız takipçi (kralcı) yaratabilirler. Yeteneksiz seviyelerine gelip yükselemediklerinde uzun süre atalet içinde kaldıklarında (Peter Prensibi yaşadıklarında) aşağıdan gelen pırıltılı dalgayı yok edebilirler.

Şimdi pandeminin verdiği geniş zaman aralığında arkanıza yaslanın ve iş hayatınızda karşılaştığınız profilleri gözden geçirin bakalım hiç psikopat yöneticiye sahip oldunuz mu?

Carpe Noctem (Geceyi kucaklayın)

Bir de sizi bilgece ve şefkatle yaklaşan sevdiğiniz yöneticileriniz oldu mu?

Carpe Vita (Hayatı kucaklayın)

İş hayatında analitik ve duygusal zekadan ziyade belki de onları sevgi ile bütünleyen spirituel zekaya hepsinden daha çok ihtiyaç var.

Kapanışı da bu bağlamda Mevlana ile yapalım isterseniz

 ''Bilmek için akıl yetmez.

Bilmek için sevmek lazım.

Sevmeden bilemezsin!''

ETİKETLER :
YORUMLAR (24)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Bülent İlke29 Haziran 2020 23:32

    İş hayatında hapimiz değerli yöneticilerle kadar yazarın bahsettiği psikopat yöneticilerlerle de karşılaştık. Bence önemli olan karşılaştığımız haksızlıklara istifa etme ve işten kovulmayı da göze alarak kaçımız karşı çıkabildik, direndik. Herkes “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” prensibine uygun davrandığında psikopat yöneticilerin sayısı ve etkinliği artar ve haksızlık kurumsallaşır. Haksızlıklara ve arkadaşınıza yapılan mobbinge Siz sessiz kaldığınızda, unutmayın ki Sizlerde bu suça ortak olursunuz. Olayın diğer bir boyutu ise bu tip yöneticilerin sanıldığının aksine çoğu zaman patronlar tarafından tercih edilmesidir. Her sene tüm şubeyi işten çıkartan yöneticiler vardı, İK’ya sayısız şikayetler giderdi ve hiçbir şey olmazdı.

  • Özge Kasikcioglu19 Haziran 2020 14:33

    Her donemde ses getirmek, her kesin icindeki iyuyi veya kotuyu cekip cikarmak etkileme gucu ile oluyor muhakkak. Toksik de olsalar liderler liderdir. Ama üstad hep dediginiz gibi ''iyi işler iyi ruhlarla yapılır'' kaleminize aklınıza kalbinize sağlık.

  • Eray Altun19 Haziran 2020 14:20

    Değerli yorumlarınız ve ışık tutan yazılarınız bizi çok besliyor ve yukseltiyor. Spirituel zeka konusunda geçen insta da bir canlı yayın konuşmanıza denk geldim. Çok ilham vericiydi bu konuda yazmanızı rica ederim ilham bey. Peşin teşekkurlerimle..

  • Kral çıplak18 Haziran 2020 22:24

    Tespitleriniz ve analizleriniz çok sağlam ve yerinde tebrik ederim. Ancak aktif yöneticiliğiniz döneminde yazılarınız genelinde neredeyse eleştirdiğiniz her şeyi yaptınız. Burada olumlu yorumlayanların önemli bir kısmı da zaten sizin ifadenizle “takipçi”yani o dönemin kralcıları. bu yorumları yüksek egonuzdan dolayı okuduğunuzdan eminim. Her insan hata yapmış sonradan olgunlaşmış olabilir .sizden ricam bir yazınızda da eleştirdiğiniz herhangi birşeyi profesyonel yöneticiyken bende yapmıştım deyiniz.

  • Galata Subesi Sansizlari 13 Haziran 2020 22:26

    Bas harfi kenan olan peruk kafali olabilir mi acaba:))?

  • T. Bulut08 Haziran 2020 16:59

    Bu yazıyı yorumlayanlardan bi tanesini tanıyorum. Bu yazının konusuna çok uyuyor. T. Cloud

  • Arif08 Haziran 2020 16:51

    Bölgede Övgü diye bir bayan yöneticimiz vardı. Herkesi canından bezdirmişti. Yazıyı okuyunca aklıma o geldi.

  • alper rodoplu09 Haziran 2020 08:07

    Övgü Hanımı tanırım melek gibi bir bayandır.. çalışanların her zaman yanındadır. iyilik timsalidir

  • alper rodoplu05 Haziran 2020 08:30

    Sayın Süheyl Bey yine dötürmüşsünüz elinize dilinize gözünüze sağlıkherşeyi gören eagle eye 'mız oldunuz bizlerinvarolun

  • taner erdem05 Haziran 2020 11:32

    Sevgili Alper , hislerimize tercüman oldun.  Büyük üstadımızın eline  diline sağlık çok güzel yazmış 

  • Serap ileri 28 Mayıs 2020 22:39

    Yine çok doğru teapitler yine harika bir yazı iyi ki varsın üstad 🙏👌👏syg

  • Tolga Dağlı28 Mayıs 2020 13:45

    Her zamanki gibi gerçeği ta kendisi tadında muhteşem yorumunuzla...Tebrikler üstad.

  • Alper Bektaş18 Haziran 2020 22:29

    Sevgili Tolga .. Senin kişisel gelişimin için bu tür makaleler çok faydalı olur .  Gözlemlerim bankacılık yönünden sadece müşteri olabileceğin yönünde :)  Çok yolun var :)))

  • Abdullah Yazıcılar09 Haziran 2020 23:10

    sevgili Tolga , üstat ve sen aynı çatı altındayken böyle düşünmezdin. iş bulma kaygısımı seni aynı fikre yöneltiyorbence gerçek fikrin çok önemli ki ben bunu biliyorum :) selamlar

  • Semih Tuncer28 Mayıs 2020 12:38

    İnce gören, güzel tespitlerde bulunan bir yazı olmuş, keyifle okudum.

  • Burhan Bekdemir28 Mayıs 2020 12:03

    İş hayatındaki PSİKOPAT davranışlar sergileyen, yönetici ve daha üst ünvanlı bir dolu bordrolu çalışan mevcut. Bu örtük/ünvanları sayesinde kendilerini gizleyen tiplerle iş hayatında bir şekilde yollarımız kesişmiştir muhakkak. Yazar Türkiye'de bir ezberi bozuyor.Plazalardaki Psikopatlar/ın dünyasını aynalıyor.Teşekkürler İlham Süheyl Aygül

  • kenan karasu09 Haziran 2020 23:12

    burhan burhan halamı .. boş işleri bırak artık

  • Ercan Şahinkaya28 Mayıs 2020 11:28

    Biat kültürü sebebiyle dile getirilemeyen acı gerçekler çok güzel vurgulanmış.

  • Aytuğ Erkan28 Mayıs 2020 11:09

    Çok güzel tespitlerin olduğu nokta atışı bir yazı. Arayı bu kadar soğutmayın üstad.

  • Çağatay Yesilay28 Mayıs 2020 10:40

    Yazılarınızı özlemiştik Ustad. Gene bam telinden yakalayan bir yazı. Psikopat yöneticileri IK cılar niye tespit edemez. Değerlendirme aşamasında neden elemezler. Durgun havuza bir jaws koymak iyi fikir görünse de gidip yetenekli ışıklı insanları yemeleri nedeniyle anlamsız. Şahane bir damıtılmış sentez yazı.

  • remzi28 Mayıs 2020 12:35

    Çünkü IK cı yöneticilerde psikopat  

  • Mehtap Göğebakan28 Mayıs 2020 10:38

    Bir çok kişinin tecrübe ettiği konuyu çok güzel kaleme almışşsınız, saygılarımla

  • Murat yYzici28 Mayıs 2020 09:54

    IQ, EQ ve SQ nihai zeka cok dogru bir yorum. Is hayatinda yonetmek icin EQ lider olup suruklemek icin SQ gercekten cok degerli tipki yaziniz gibi. Akliniza kalbinize saglik son uc yaziniz arsivlik suheyl bey.

  • Turan Bullut05 Haziran 2020 08:25

    Üstat yine muhteşem anlatmışınız . elinize sağlık sonuna kadar katılıyorum

BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri