Görünen köy
21 Ekim yazısına (Yenilenen Orta Vadeli Plan) gelen yorumlar için mutluyum; teşekkürler. İçinde, “ciddiye dahi almıyorum” (doktor); “Gerçekle hiç alakası yok. Biz uzayda yaşamıyoruz.” (Yiğit) gibi söylediklerime inanmayanlar ve karşı görüşte olanlar da var; görüşlerime katılanlar da. “Sen ne diyon dede! Bu kadarı fazla karartılmış. Resmen, ölün daha iyi demiş.” (İsimsiz) gibi oldukça kibar (!) olanları da.Karşı görüşlere söyleyecek sözüm yok; benim bunları söylemem kadar olağandır. Bununla birlikte, yazıda verilen ekonomiyle ilgili bilgiler, hükümet açıklamalarından ve İstatistik Kurumu’ndan alınmış, ilgili bilgi kaynakları da gösterilmiştir. Bu bilgilerin güvenilirliğinden kuşku duyan okurlarım, belirli kaygılarını söylerlerse, onlarla ilgili ek bilgiler de verebilirim; bu bilgilerin güvenilirliğini varsaymak zorundayız. Yazıyı, yeniden birkaç kez okudum; içindeki ekonomiyle ilgili bilgilerin hepsi gerçeklerle ilgili. Yiğit Bey kardeşime, yazıyı yeniden okuyarak gösterilen kaynaklarla karşılaştırmasını ve gerçeklere inanmasını önermek isterim. Gökhan Bey daha nazik, “Bu tür yorumlar yatırımcının çekinmesine neden oluyor” diyor. Yazıda belirlenen ekonomik gelişmeler, yatırımcının çekinmesine neden olan bilgilere dayanıyor. Yazıda önerilen önlemlerin bir nedeni de yatırımcının çekinmesini önlemektir. Diğer deyişle ben o yazıyı yatırımcılar çekinmeye başladıktan sonra yazdım. Yatırımcıların (sanırım, Gökhan Bey, Borsa’daki menkul kıymet alıcılarını kastediyor) çekinmeye başlaması ekonomimiz için çok olumsuz bir gelişmedir; ama bu gelişmeyi tespit eden yazılar değil, ekonomide başlayan olumsuz gelişmelerdir.
Sözü geçen yazının yorumlarının çoğu olumludur: “Yıllardır ilk defa doğru düşünen bir yorum okudum. Teşekkürler.” (E badural); diyen de var; “gerçekleri yazmış” (isimsiz). (İşin doğrusu) başlığı ile “Adam geçekleri yazmış; ne var bunda. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.” gibi, yazı hakkındaki olumsuz görüşlere yanıt özelliğini taşıyanlar da. Ben de bu yazının adını “köy” lü koydum. Çünkü “köy” yine göründü. Oktay (Yenal) kardeşim yaşasaydı, bu günlerde beni çoktan aramıştı.
“Köy” lü deyim geçen yıl aramızdan ayrılan bu dostumundur. Ülkemizin yetiştirdiği değerli ekonomi uzmanlarından Oktay Yenal, ekonomide ilk enflasyon belirtileri başlayınca, “yine köy göründü!” derdi, kaygıyla. Kitaplarından birinin adı da “Görünen Köyün Kılavuzu” (İşletme ve Finans, 2002, Ankara); kılavuz da kendisi oluyor.
7 Ekim tarihli yazıya (Şimdi Biz Ne Yapalım?) yorum yapan Mehmet Zeybek Bey, “Yazınızda ve gelecek yazılarınızda bahsedeceğiniz krize karşı yapılması gerekenlerin bir kısmı karşımıza OVP (Orta Vadeli Plan) olarak çıktı diye düşünüyorum. Siz ne dersiniz? Acı reçete yavaş yavaş ve zamana yayılarak uygulanmaya başlıyor sanırım. Ne dersiniz?”
“Doğrudur!” derim. Geçen yazımdaki yargım şu idi: Ekonomideki kötüye gidişi, ekonomi yönetimi de görmüş ve ilk önlem olarak OVP’de tespit edilmiş yüksek hedefleri törpülemekle işe başlamış bulunmaktadır; bu başlangıç fena değildir, ama yetmez. Geçen yazımda Mehmet Bey’in bu sorularını yanıtlamaya çalıştım.
Mehmet Bey’in ikinci ve uzun yorumunun değerlendirilmesini daha sonraya bırakarak, ekonomideki olumsuz gelişmelerin temelindeki bir sorunumuzun ele alınmasının, hepimiz için daha yaralı olacağına inanarak, bu yazıyı bu temel sorunumuzun tanımlanması ile bitirmek istiyorum. Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcı’sının bir söylemini değerlendirmemi isteyen Mehmet Bey’in ikinci yorumundaki soruların çoğuna da yanıt oluşturacak bu tanımlamaya öncelik vermek istiyorum. Yorumun tamamını vermek, buradaki sınırlarımızı zorlayacaktır.
Yılbaşından beri burada ekonomideki olumsuz gelişmelerin önlenmesi için kaygılarımı ve ekonominin bozulmasını önlemek için alınabilecek önlemlerle ilgili görüşlerimi açıklamaya çalışıyorum. Son 15 ayda açıkça ortaya çıkan bir gerçek var: Ekonomimizi hükümet adına yönetenlerin, ekonomimizdeki olumsuz gelişmelerle ilgili değerlendirmeleri bizim düşüncelerimizden çok farklıdır. Ekonomimizi yönetenler, ekonomideki enflasyon hızlanmasını küçümsemekte ve birkaç küçük önlemle bu olumsuz gidişin önlenebileceğini sanmaktadırlar. Oysa bizler, bu tür değerlendirmeleri ve çok olumsuz sonuçlarını daha önce de çok gördüğümüz için ekonomimizin geleceği konusunda daha çok kaygı duyuyoruz. OVP hedeflerinde yapılan son küçültmeler, ekonomi yönetiminin de yavaş yavaş kaygılanmaya başladığını göstermektedir.
Son 11 yılda ekonomimiz, önceki hükümetlere kıyaslandığında oldukça iyi yönetilmiş ve bazı iyi sonuçlar alınmıştır. Bununla birlikte, devletin ve ailelerin yüksek tüketim ve yatırım harcamalarına özendirilmesi, önceki dönemlerdekine benzer biçimde sorunlar da yaratmaya başlamıştır. Son 11 yıllık dönemin ikinci yarısında, kamu kurumlarından da destek gören yüksek harcamaların yarattığı olumsuzluklar, özetle şunlardır: Yüksek harcamalar, hızlı borçlanmalara, yüksek oranlı vergilendirmelere, banka kredilerinin ve faizlerinin hızla artmasına, devlet varlıklarından yapılan hızlı satışlara ve yurda giren kısa vadeli sermaye girişleriyle finanslanmasına neden olmuştur. Ekonomide ortaya çıkan yabancı para açıkları ve bu açıkların neden olduğu borçlanmalarla ilgili bilgiler, OVP’de ve bizim geçen yazımızda da vardır. Bu gelişmeler oluşurken, hemen tüm fiyatlar artmış, ama yabancı para fiyatları baskı altında tutulmuştur. Rakamlar, yabancı para fiyatlarının çok yavaş arttığını göstermektedir. Merkez Bankası, zaman zaman yaptığı ayarlamalarla yabancı para fiyatlarını baskı altında tutmaktadır. Mayıs ayı başından beri, ekonomimiz, bu gidişin sürdürülmesi olanağının bulunmadığını kanıtlamaya çalışmaktadır. Olumsuz gidişin kontrol edilebilmesi için, yabancı para fiyatları üzerinde yapılan baskının kaldırılması, Merkez Bankası’nın finansal pazara verdiği paranın azaltılması, harcamaların kısıtlanması, para hacminin daraltılması gerekmektedir. Alınabilecek buna benzer önlemlerin zamana yayılması ve düşük hızda yapılması olanakları gittikçe azalmaktadır. Son aylardaki döviz fiyatı artışları bu olumsuz gidişin belli başlı göstergesidir. Bu önlemlere kısa sürede uygulanmaya başlamamız daha iyi ve morallerimizi düzeltici olabilir; ama her geçen önlemsiz gün alınacak önlemlerin etkilerini azaltıcı özelliktedir. Başlamış olan enflasyon hızlanması gittikçe artacak ve daha önceki pek çok örnekte olduğu gibi, ekonomiye zarar verecektir; vermektedir.
Belirgin olarak görünmeye başlayan “köy”ü sizlere gösteremez isek, bizler toplumumuza karşı görevlerimizi yapmamış oluruz.
-
17 Şubat 2016, Çarşamba
2016’da ekonomik sorunlarımız II
Devamını Oku - 03 Şubat 2016, Çarşamba Devamını Oku
-
05 Ocak 2016, Salı
Sığınmacılar için çözümün yolu
Devamını Oku - 05 Ekim 2015, Pazartesi Devamını Oku
- 24 Ağustos 2015, Pazartesi Devamını Oku
-
24 Temmuz 2015, Cuma
Anayasa değişikliği tartışmaları
Devamını Oku - 14 Temmuz 2015, Salı Devamını Oku
- 06 Mayıs 2015, Çarşamba Devamını Oku
-
15 Nisan 2015, Çarşamba
Seçim yaklaşıyor; ekonomi bozuluyor
Devamını Oku -
01 Nisan 2015, Çarşamba
Bozulan dengeler yeniden kurulmalıdır
Devamını Oku
- BANKA HİSSELERİ
-
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri