Global gelişmelerin Türkiye ekonomisine etkileri
Global ekonomiye baktığımızda ilk gündem maddesi olarak ABD-ÇİN ticaret savaşları ile ilgili gelişmelerin olduğunu görmekteyiz. Bu konuda olumsuz gelişmeler geleceğe yönelik global büyüme konusunda kaygıları artırırken, olumlu gelişmeler ise piyasalarda risk iştahını artırmaktadır.
Ticaret savaşının en önemli etkisi ekonomiye ve parasal sisteme duyulan güvenin zayıflamasıdır.
Karşılıklı olarak adeta misilleme gibi alınan kararlar gerilimin artmasına neden olduysa da görüşmelerin Ekim ayında devam edeceğinin açıklanması gerilimin en azından şimdilik azalmasına neden olmuştur. Gelecekte bu konuyla ilgili gelişmeler piyasaları etkilemeye devam edebilir.
Diğer bir konu FED faiz indirimleri. &Temmuzda 25 baz puan indirim yaparken bir indirim sürecinin başlamadığının altı çizilse de, piyasalar FED’in faiz indirimlerine devam edeceği beklentisiyle hareket etmektedir. FED faiz indirimleri risk iştahının artması ve bazı fonların Türkiye gibi ülkelere yönelmesi anlamını taşımaktadır. O yüzden yapılacak bir faiz indirimi bizlere olumlu yansıyabilir.
EURO bölgesi ekonomik aktivite verileri hala zayıflık sinyalleri vermektedir. Arz, talep verileri, 3. Çeyrekte de zayıflığın devam ettiğini göstermektedir. Bu nedenle de ECB (Avrupa Merkez Bankası) genişletici politikaları devreye sokabilir beklentileri oluşmaya başladı.
Görüleceği üzere FED faiz indirim beklentileri ile ECB parasal genişleme beklentilerinin her ikisi de Türk Lirası için olumlu beklentiler. Her iki beklenti de Türk Lirasının daha da güçlenebileceği anlamına gelmektedir.
Türkiye’ye baktığımızda bu olumlu beklentiden nasibini almaya başladığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Örneğin TCMB’nin ciddi faiz indirimlerine rağmen kurların yukarı yönde hareket etmemesi bunun en önemli delilidir. TCMB en son toplantısında, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını %19.75’den yüzde 16.50 seviyelerine indirmiştir. Bu hareket ile kurlarda yukarı yönde dalgalanma olması gerekirken aksine hiç yukarı yönlü tepki vermemiştir. Kaldı ki daha 2019 Temmuz ayı içerisinde politika faizi %24 seviyelerinden %19.75 seviyelerine kadar düşürülmüştü. Böylece birkaç ay içerisinde politika faizi %24 lerden %16.50 seviyelerine kadar gevşemiş, ancak kurlar bu gevşemeye karşı yukarı yönlü tepki vermemiştir.
Gelelim Türkiye ile ilgili makro verilere;
Ağustos 2019 ayı kapasite kullanım oranı %76,6 seviyelerinde ve son zamanlarda 78-80 aralığında olan orana göre bir miktar düşük. Bu arada ekonominin iyi olduğu dönemlerde bu oran 82 ler seviyesinde geziniyordu. Demek ki üretim yeterince hızlı değil. Bunun yanında Temmuz 2019 dış ticaret verilerine göre ihracat miktarı bir önceki yılın aynı ayına göre %12.1 artarken ithalat miktarı %48 azalmış. Dolayısıyla dış ticaret haddi (ihracat birim değer endeksi/ithalat birim değer endeksi) 103,5 olarak gerçekleşmiş. Bu durumda dış ticaret nedeniyle döviz ihtiyacımız ortadan kalkmış. Hatta dış ticaretten dolayı nette döviz fazlası oluşmuş olabilir görünüyor.
Diğer yandan faiz indirimlerine de önemli bir zemin hazırlayan TÜFE oranı son zamanlarda ciddi gevşeme göstermiştir. Ocak 2019 ayında %20.35 olan TÜFE %15.01 seviyelerine kadar gevşemiştir. 9 puanlık ciddi bir düşüş söz konusudur.
Yurt içi üretici fiyatlarına baktığımızda 2018 Eylül ayında 46,15, Ocak 2019 ayında %32,93 olan oranın %13.45 seviyelerine düştüğünü görüyoruz. Oldukça ciddi bir gevşeme ve bu veriler önümüzdeki günlerde de enflasyon oranında düşüş olacağını göstermektedir.
Yukarıdaki genel bilgileri bir toparlarsak, ticaret savaşları hariç, faizlerle ilgili global söylentiler Türk Lirasını destekler mahiyettedir. Üretici fiyatlarındaki gevşeme yakın gelecekte TÜFE yani tüketici enflasyonunun gevşemeye devam edebileceğini göstermektedir. Dış ticaret verileri ise ticaret nedeniyle döviz ihtiyacının kalmadığını belgelemektedir. İç piyasada canlanma sağlanabilirse ciddi bir ivmelenme kazanılabileceğini söyleyebiliriz. Dış piyasalardaki durgunluk ise daha ucuz satabilenin lehinedir. Bu riski fırsata çevirme kapasitesine de fazlasıyla sahibiz. Yeter ki doğru kararlar almak için verileri doğru analiz edelim ve uyumlu bir ekip çalışması gösterelim. Çünkü piyasalar kötüleri ve her şeyi bildiğini sananları elemeye devam edecektir.
-
24 Ocak 2024, Çarşamba
TCMB politika faiz artırımını bu ay pas geçmeli, işte sebebi
Devamını Oku - 18 Mayıs 2023, Perşembe Devamını Oku
-
29 Ekim 2022, Cumartesi
Cari açık mı yoksa cari fazla mı?
Devamını Oku -
15 Haziran 2022, Çarşamba
Resesyon-stagflasyon-faiz artırımları ve piyasalara etkisi
Devamını Oku - 28 Nisan 2022, Perşembe Devamını Oku
- 05 Şubat 2022, Cumartesi Devamını Oku
- 13 Ocak 2022, Perşembe Devamını Oku
-
15 Ekim 2021, Cuma
Dövizde yukarı hareket devam eder mi?
Devamını Oku -
17 Ağustos 2021, Salı
Döviz sepetine teknik bir bakış
Devamını Oku -
12 Temmuz 2021, Pazartesi
Döviz sepetinde olası gelişmeler ve kur riski
Devamını Oku
- BANKA HİSSELERİ
-
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
- BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
-
Basın Daveti
Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği
06 Şubat 2020, 09:30
Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
- Tüm Etkinlikleri Göster