Faiz tartışması ekonomimize zarar veriyor
Sonunda Dünya Finansal Pazarlarında da ünlenen, T. C. Hükümeti ile T. C. Merkez Bankası arasındaki faizleri indirme tartışması, ekonomiye büyük zararlar vermeye başladı.
2015’in ilk ayında kendi parasının değerinde % 10’dan fazla düşme olurken (dolar fiyatı 2,20 liradan 2,45’e yükselirken) önlem alamayan bir ekonomi yönetiminin, ülkeyi büyük bir finansal darboğaza götüreceğinden kuşku duyulmamalıdır. Böyle bir sonuç, en çok bu tartışmayı yapanları üzecektir. Önceki yıllarda hızlı döviz fiyatı artışlarının kötü sonuçları birçok kez yaşanmıştır. 1950’den sonraki geçmişimizde 7 büyük ve 20 küçük ekonomik kriz vardır ve bu konudaki yayınların sayısı fazladır. TL’nin hızlı değer kayıplarının yarattığı sonuçlar, geçmişte olduğu gibi, yaklaşan seçimlerde de iktidar partisinin oylarına yansıyacaktır.
Bu konuda ilk yapılacak şey, bu tartışmayı durdurmaktır. Tartışmayı yapanlar, konuyla ilgili olan karar sahipleridir; son kararlarını verip, kamuoyuna açıklamalıdırlar.
Türk Lirası’nın değer yitirmesinin en önemli zararlarından biri, enflasyon baskılarını ve dış borçlarımızın TL yükünü artırmasıdır. 30 Haziran 2014’te 401,7 (yaklaşık 400) milyar dolar tutarında dış borcumuz vardı. 2014 sonunda dolar fiyatı 2,2 TL iken, 880 milyar TL ödeyerek borcun tamamından kurtulabilir iken, dolar fiyatı şimdiki 2,5 liradan ödenecek olursa, toplam yükü 1 trilyon (400*2,5=1000) liraya yükselecektir. Dış borç yükümüz, böylece, 120 milyar TL artmış olacaktır. Bu hesabın çekip sündürülecek bir yönü yoktur. Ekonominin dinamizmi, dolar fiyatının dalgalandığı, yükselen dolar fiyatının da ilerde düşeceği, dolar olarak dış borç yükümüzün değişemeyeceği konusundaki söz kalabalığına bakmayınız; durum budur ve bu hesaba göre davranılmalıdır.
İsterseniz, 120 milyar TL tutarındaki zararı 2014 milli gelirine (1,6 trilyon TL) oranlayalım (% 7,5), ya da bu tutarla kaç tane okul, hastane vb. yapılabileceğini hesaplayalım, bunun çok önemli bir tutar olduğu soncuna varacağız.
Bu önemli zararın hiç olmazsa durdurulabilmesi için, yukarıda sözünü ettiğimiz tartışmaya bir nokta konmalı ve bu konu orta yerde tartışılmamalıdır.
İlgili devlet memurları için yapacak fazla bir şey yoktur: siyasal yetki sahiplerinin emirleri kendi görüşlerine uymuyorsa, gerekçeli bir istifa mektubu ile görevi terk etmelidirler. Ekonomimizi yöneten siyasal yetki sahiplerinin T.C. Merkez Bankası’nın uyguladığı faizleri, Avrupa ülkelerinde uygulanan çok düşük yıllık faiz oranlarına (% 1-2 gibi) indirilmesini istedikleri artık belli olmuştur. Bu durumda ya onların önerilerine uyup sonucuna katlanırsınız; ya da bunun yapılmasını uygun bulmuyorsanız görevi bırakır, sorumluluğu karar sahiplerine geri verirsiniz. Türk Lirası bu ağır baskı altında iken faizleri düşürmenin yanlış olduğuna ben de inanıyorum. Ancak aldığımız ekonomik sonuçların siyasal sorumluluğu, siyasal karar sahiplerine aittir. Demokrasi böyle işliyor.
Görevli devlet memurları bu kararı veremiyorlarsa, siyasal sorumluluğu taşıyan karar sahipleri sözlerini dinlemeyen devlet memurlarının görevlerine son verip, kendi inandıkları yolda yürümeyi sürdürmelidirler. Ülkemize zarar veren böyle bir tartışmayı sürdürmenin, siyasal sorumluğu ağırdır ve yetki sahiplerinin bu sorumluluğu taşıması zorunludur.
Son iki yılda Türk Lirası değerinde gittikçe hızlanan düşmelerin uygulanan temel ekonomik politikalardan kaynaklanan nedenleri de vardır. Ülkedeki düşük tasarruf hacmine rağmen Merkez’deki kamu kurumlarının ve belediyelerin yüksek düzeydeki harcamalarının, yüksek bütçe ve döviz açıklarının, yüksek orandaki döviz açıkları nedeniyle yüklenilen borçlanmaların da ekonomide enflasyon baskıları yarattığı bilinmektedir. Uygulanan ekonomi programından kaynaklanan Türk lirası değerindeki düşmelerin giderilmesi uzun zaman alan araştırmaları ve onların sonuçlarını uygulamayı gerektirdiği için çok daha zordur.
Böyle olduğu için biz, faiz düzeyi tartışmalarını kapatarak bu türlü temel nedenlere yönelmeliyiz.
-
17 Şubat 2016, Çarşamba
2016’da ekonomik sorunlarımız II
Devamını Oku - 03 Şubat 2016, Çarşamba Devamını Oku
-
05 Ocak 2016, Salı
Sığınmacılar için çözümün yolu
Devamını Oku - 05 Ekim 2015, Pazartesi Devamını Oku
- 24 Ağustos 2015, Pazartesi Devamını Oku
-
24 Temmuz 2015, Cuma
Anayasa değişikliği tartışmaları
Devamını Oku - 14 Temmuz 2015, Salı Devamını Oku
- 06 Mayıs 2015, Çarşamba Devamını Oku
-
15 Nisan 2015, Çarşamba
Seçim yaklaşıyor; ekonomi bozuluyor
Devamını Oku -
01 Nisan 2015, Çarşamba
Bozulan dengeler yeniden kurulmalıdır
Devamını Oku
- BANKA HİSSELERİ
-
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri