Hikmet Baydar [email protected]

Ekonomi-Siyaset düellosu

16 Nisan 2017 Türkiye için geleceğin planlaması ve şekillendirilmesi açısından son derece önemli bir gün. Türkiye’de tüm kurumların bağlı olduğu yerler, yetki ve sorumluluklarına kadar birçok konuyu ilgilendiren önemli bir konu.

Mevcut sistem güçler ayrılığını baz alan ve sistemin kendi içerisinde kendi denetimini farklı kurumların yapmasını sağlayan bir sistem. Kısacası herşeyin hemen hemen herkesin sorumluluklarını ve yasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda sorgulanma ve yargılanmasına olanak tanıyan bir sistem.

İşin bizi ilgilendiren kısmı şu; Bu sistemle biz ne kadar istikrarlıydık ne kadar güven sağlayabildik. Ya da şöyle soralım, ne kadar şeffaf olabildik ve tüm kurumlar üzerine düşeni layığıyla tam yapabildi mi?

Herkes farklı açılardan konuyu yorumlayabilir. Mesela tek adama ülke nasıl teslim edilir savıyla yola çıkanlara daha güçlü bir Türkiye için sistemin önüne kimse engeller üretemeyecek savıyla çıkanlar..Yani evet veya hayır diyenler…

Dünya’da başkanlık sistemiyle yönetilen ülkeler güçlü ise sistem güçlü, değilse de sistem güçsüz görüntüler verdiğinden her iki sistemin de zaaf ve iyi yanları mevcut. Önemli olan insan kalitesi. Bakalım biz bu konuda neredeyiz..

16 Nisan Temel analiz açısından siyasi durum başlığı altında incelenecek olan bir veri üretecek. Öyle ki uzun vadeli bakan yatırımcıların bakış açısını ciddi şekilde etkileyecek bir gelişme olacak. Gelelim spekülatörlere, manipülatörlere..Onlar zaten ABD’de de var diğer yerlerde de ve tabi ki ne olursa olsun burada da olmaya devam edecekler.

Bu düelloya piyasaların iyi hazırlanması lazım. Oylama sonrasında evet veya hayır çıkmasına karşı bazı senaryoların yavaş yavaş ortaya konulmaya başladığını görüyoruz. Kimisi evet sonucunun olumlu çıkacağından bahsediyor.

Algı yönetimi iyi yapılmadığı takdirde manipülatörler bu fırsatı hemen değerlendirerek birilerinin canını yakabilir. Oylama sonrasında piyasaların yönünü de bu psikolojik yönlendirmelerin önemli bir etkisi olacaktır.

Burada unutulan şey global piyasalardan çok bağımsız sadece oylamaya odaklanan bir havanın yaratıldığıdır. Brexit sürecinin başlaması ve İngiltere’ye Brexitin maliyetinin 60 milyar avroya çıkacağı, Trump’ın bazı yasaları geçirmede başarısızlığı gibi önemli gelişmeler göz ardı edilmemeli. Mesela şu ortamda borsanın TL bazında rekorlar kırması tamamen global etkilerle alakalıdır. Tahvil faizlerinde sınırlı düşüş de aynen öyle. Bu yüzden de sapla saman karıştırılmamalıdır.

Global etkileri 16 Nisan ile ilişkilendirmemek gerekiyor. Yabancı yatırımcı alternatiflerin onlar için risk oluşturmayacağı konusunda iyi bilgilendirilirse oylama piyasalarda önemli oranda etkilemez. Ancak birçok yatırımcının 16 Nisan’a kadar,sonrasında neler olabileceği senaryolarıyla birlikte, pozisyon ayarlamalarına gideceğini düşünerek dalgalanmalara ve sürpriz hareketlere karşı daha da dikkatli olmamız gerektiğini unutmamalıyız.

Saygılarımla.