Dövizdeki gevşeme kalıcı olabilir mi?
En son yazımızda USDTL ile ilgili yorumumuzda 5.95 TL seviyesinin altına inilmesi durumunda aynı yönde hareketin devam etme ihtimalinin artabileceğini belirtmiştik. 30/05/2019 günü 5.95 seviyesinin altına sert bir hareketle düşüş yaşadı ve gelen tepki alımları yukarı hareket için yeterli gelmedi. Yani 30/05 günü 6,0265 seviyesinden 5,8640 seviyesine gevşedikten sonra hiç tepki hareketi göremedik. 05/06 gününe kadar gevşeme devam etmiş ve 5,6650 seviyesi görüldükten sonra tepki çıkışları gelmiş ve 5.9333 TL seviyesi ancak denenebilmiştir. 24/06/2019 tarihinden beri aşağı sinyalleri gelmeye devam etmektedir. Aslında 10/05 günü orta vade aşağı sinyalleri gelmeye başlamış, 13-21/06 döneminde kısa süre için çelişkili sinyaller vermişti.
Grafiklerin mevcut konumu nedeniyle agresif bir hareket beklemiyoruz. Şimdilik yukarı yönlü hareketler ancak tepki alımı şeklinde gelebilir. Aşağı hareketler ise RSI göstergesinin düşük seviyelerde olması nedeniyle yumuşak bir şekilde gerçekleşme olasılığı oldukça yüksektir. Burada 5,53 TL seviyelerinin çok güçlü bir destek olduğunu söyleyebiliriz. 5,76 seviyeleri ise en yakın güçlü direnç konumuna gelmiştir.
Teknik durum böyle. Peki temel veriler düşüşü destekler nitelikte mi?
Bölge’de zenginleştirilmiş uranyum nedeniyle İran ile ilgili önemli bir baskı olması ve bir sürü haberlerin ortalıkta dolaşması önemlidir. Gerginliğin tırmanması riski artırıcı bir unsurdur. S 400 konusunda her şeyin yolunda olduğu açıklamaları ne kadar etkili olacak bilmiyoruz. Zira fiili teslimat ve kurulum Temmuz 2019 ayında yapılacak. O zaman daha net görebileceğiz.
Türk Lirasının döviz karşısında değer kazanabilmesi için enflasyon ve faizlerde kalıcı bir düşüş beklentisinin oluşması gerekmektedir. O zaman dövizden Türk Lirası’na geçişin önü açılır ve Türk Lirası değer kazanabilir. Tekrarlanan İstanbul seçimlerinde İktidar parti adayının daha fazla bir farkla kaybetmesi yakında yeni senaryoların ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu yüzden de ihtiyatlı davranmak gerekiyor. İstanbul’da çoğunluğu kaybeden bir koalisyonun iktidarı sorgulanmaya başlanabilir.
Bir diğer yandan TÜİK Haziran 2019 ayı enflasyon verilerini açıkladı. Bir önceki ay yıllık bazda 18.71 iken Haziran 2019 ayında 15,72 seviyesine düştü. Böylece son 4 aydır yıllık bazda enflasyon istikrarlı bir şekilde düşüyor. Ocak ayında 20,35 seviyelerinde idi.Bu gevşeme normal piyasa koşulları altında hem faizlerin hem de dövizin istikrarlı bir şekilde düşebileceğini göstermektedir. Yani dövizdeki gevşemenin arkasında ekonomik bir mantık var. Bu arada eğer bir aksilik olmazsa Temmuz 2019 ayında veya en geç Ağustos 2019 ayında bir önceki yıl aynı ayına göre daha düşük enflasyon seviyelerini yıllık bazda görebiliriz.
Bu gelişme beklenti anketlerinde de daha düşük faiz beklentilerinin yazılmasına da yol açacaktır. Ayrıca hem kurdaki hem de faizlerdeki aşağı yöndeki hareket forward fiyatlamaların da aşağı çekilmesine yol açacaktır. Burada önemli bir eleştiriyi yapmadan geçemeyeceğiz. Beklenti anketlerinde ifade edilen gelecekteki döviz kurları faiz farklılıklarından basitçe hesaplanan rakamlar olup bir trende veya senaryoya dayanmamaktadır. O yüzden tutmama ihtimali de fazladır. Mesela yılın ilk beklenti anketine baktığınızda bugünler için saçma sapan kurların yazıldığını rahatlıkla görebilirsiniz. Bu kadar büyük sapma profesyonellere yakışmamaktadır.
Bir diğer önemli temel veri de Dış ticaret rakamlarıdır. İç piyasadaki durgunluk, iç piyasa için üretimin kısılması ara malı ve hammadde girişinin yapılmamasına neden olduğundan dış ticaret açığı azalmaktadır. Bu arada ithal ikame politikalar da meyvesini veriyor olabilir. OCAK-MAYIS dönemleri karşılaştırıldığında 2018’e göre %67 azalan dış ticaret açığı dövize olan ihtiyacın da azaldığı anlamına gelmektedir. Bu durumda dövizin düşmesi son derece normal. Örneğin 2018 Mayıs ayında dış ticaret dengesi 7.810 milyar USD açık verirken 2019 Mayıs ayında bu açık sadece 1.838 milyar USD olmuştur. Toplam ticaret hacmi içerisinde bu rakam kurları yukarı itmeyecek kadar küçüktür. Toplam 157 milyar USD bir ticaret hacminden bahsediyoruz. Bu dönemde açık ise sadece 11.6 milyar USD.
Eğer ithal girdilerde döviz cinsi fiyat düşüşleri yaşanırsa o zaman enflasyon ve dolayısıyla faizlerde daha ciddi düşüşler de görebiliriz. Yurt dışında da durgunluğun iyice yaşandığını unutmamak lazım.
Özetlersek; Teknik yavaş aşağı yönlü dalgalanmaların devam edebileceğini söylerken, Temel analiz bölgesel risklere ve yerel seçim sonucunun oluşturabileceği yeni senaryolar nedeniyle risklerin yakından takip edilmesini belirtmekte, gerek dövizdeki gerekse faizlerdeki aşağı yönlü hareketin açıklanan makro verilerle de desteklendiğini belirtmektedir.
Saygılarımla,
www.3-goz.com
-
24 Ocak 2024, Çarşamba
TCMB politika faiz artırımını bu ay pas geçmeli, işte sebebi
Devamını Oku - 18 Mayıs 2023, Perşembe Devamını Oku
-
29 Ekim 2022, Cumartesi
Cari açık mı yoksa cari fazla mı?
Devamını Oku -
15 Haziran 2022, Çarşamba
Resesyon-stagflasyon-faiz artırımları ve piyasalara etkisi
Devamını Oku - 28 Nisan 2022, Perşembe Devamını Oku
- 05 Şubat 2022, Cumartesi Devamını Oku
- 13 Ocak 2022, Perşembe Devamını Oku
-
15 Ekim 2021, Cuma
Dövizde yukarı hareket devam eder mi?
Devamını Oku -
17 Ağustos 2021, Salı
Döviz sepetine teknik bir bakış
Devamını Oku -
12 Temmuz 2021, Pazartesi
Döviz sepetinde olası gelişmeler ve kur riski
Devamını Oku
- BANKA HİSSELERİ
-
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
- BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
-
Basın Daveti
Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği
06 Şubat 2020, 09:30
Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
- Tüm Etkinlikleri Göster