Önder Halisdemir [email protected]

Dış Ticaret ve YeniKapı

Her yazımı ülkemize faydası olacağına inandığım konulara yer verdiğimi biliyorsunuz. Önceki önerilerimden belli tutarda ev alana/yatırım yapana vatandaşlık verilmesine ilişkin çalışmamın kamuoyu desteği ile mesafe aldığı yakında yasalaşacağı görülmektedir. Bu konu taze kaynak girişi için çok önemli. Son aylardaki olaylara bakıp kim Türkiye’de yaşamak isterki söylemlerine kapılmayın. TC vatandaşlığı dünyanın birçoğu için “sigorta poliçesi” dir. Özellikle Yenikapı’dan sonra ortaya çıkan milli mutabakatın ve her görüşten insanın demokrasiye sahip çıkışının birçok ülkenin imrendiği bir tablo olduğuna ve bizce değeri ölçülemeyecek olan TC vatandaşlığının değerinin daha da arttığını hep birlikte göreceğiz.

Bu yazımı dış ticarette yeterince kullanmadığımız bir kapasite olan adeta Yeni bir Kapı olan dış temsilciliklerimize ayırıyorum. Dış ticaret ülkelerin refah düzeyleri için çok önemli. Yeterince dış ticaret yapmayan ülkeler refah düzeyini arttıramazlar. Özellikle ihracat ve turizm gelirlerimizin artışa ihtiyaç duyduğu şu sıralar hızlı kazanım sağlayacak bu konuya odaklanmanın gerekli olduğunu düşünüyorum. Bir taraftan mevcut zorluklarımızı aşmaya çalışırken ve ülkemizi bir arzu nesnesi haline getirmeye çalışırken eldeki malzememiz olan “bugünkü imkanlarımızı” kullanmadığımız kapasiteleri iyi kullanmaya odaklanmalıyız. İş yaşamımda çok çeşitli ülkeler ve iş yapma biçimleri ile karşılaştım. Kendi büyükelçiliklerimizi tanıma imkanı olduğu kadar başka ülkelerin büyükelçiliklerinin iktisadi

olarak neler yaptıklarını da gözlemleme şanslarım oldu. Esinlenecek ve yeni sentez oluşturacak çok fazla konu var bunları rafine biçimde aktarmaya devam edeceğim.

Ülkemizin 200’ün üzerinde ülkede büyükelçilik veya temsilciliği vardır. Burdaki çalışmalar pekçok devlet aygıtında olduğu gibi “görev tanımı” , “en iyi efor” ve “talep tabanlı” olarak yürütülmektedir. Hedefler muğlak dolayısı ile gerçekleşmeler performansa etki etmemektedir. İlgili ülkedeki en yüksek temsilcimizin o ülkeyle geliştirdiği iyi ilişkilerin başarısının metrikleri net değildir.Görev yapılan ülkeyle iyi ilişkinin ne demek olduğunun altı yeterince doldurulmamıştır.Bu geçmişten bu yana öyle süregelmiştir. En yüksek temsilcilerimiz tabi ki canla başla çalışmaktadır. Ancak anahtar başarı faktörleri konulmamış işlerin ölçümü olamamakta ve neticeye faydası sınırlı olmaktadır.

Dış temsilciliğimizin olduğu ülkelerdeki en yüksek temsilcimize şu 5 hedefi vermenin bunları anahtar başarı faktörü yapmanın ve bu yönde desteklemenin dış ticaretimize olağanüstü katkı sağlayacağını düşünüyorum.

1. Görev yapılan ülkedeki Türk Şirketi sayısındaki artış

2. Türkiye’ye gelen turist sayısındaki artış

3. Türkiye’ye gelen paradaki artış

4. O ülkeye yapılan ihracattaki artış

5. O ülke medyasında çıkan olumlu Türkiye haberlerindeki artış

İlgili ülkede görev yapan en yüksek memurumuz bu 5 hedefte pozitif delta sağlamaya kilitlenirse ve bu hedefler izlenir ve performans buralardan sorulursa inanın bir harcama yapmadan çok büyük gelişmeler sağlamak mümkündür. Yani iktisadi bir siyaset izlenerek çıkarlarımızın maksimizasyonu yapılabilecektir. İçinizden bu zaten böyle değil mi dediğinizi duyar gibiyim. Hayır değil.Gelişmiş pekçok ülkede ise evet böyle. Skorkartları var ve benzer metriklerle çalışıyorlar. Bu konulara daha vakıf olanların iyi güzel söylüyorsun da önce “şunu bunu yapmak lazım” diyeceklerini biliyorum. Evet dediklerinizi de yapmak lazım ancak şu “hedeflerle yönetim” işine hızlıca bir başlayalım onlar da yapılır. Yine bu öneriminde takipçisi olacağımı beni tanıyanlar bilir. Sizlerde bu önerilere katılıyorsanız olabildiğince paylaşın ve kamuoyu oluşumuna katkı verin.Görüşmek üzere...