Dengeli büyüme ve finansal risk yönetimi
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı CEO Club’da yapmış olduğu sunumda dengeli büyüme kavramını ortaya atmış ve Turkiye için en iyi modelin dengeli büyüme modeli olduğunu belirtmiştir. Bu modele göre dengeli büyüme, iç dengeyi (fiyat istikrarını) ve dış dengeyi (ödemeler dengesini) gözeterek büyüme anlamına gelmektedir. Dış dengeyi gözetmek için yurt içi tasarrufları artırıcı makro ihtiyati politikalar yanında tasasruf bilincininin artırılarak yurtdışı borçlanma gereğininin azaltılması ve bu sayede sürdürülebilir bir ödemeler dengesi sağlanması gerekmektedir.
Dengeli büyüme modelinde dış dengenin sürdürülebilir bir seviyede seyretmesi için tasarrufların artırılarak yatırımların yurtdışı fonlama gereğinin azaltılmasının önemi özellikle vurgulanmıştır.
Erdem Başçı’nın yapmış olduğu sunumda 2003 yılından itibaren sabit sermaye yatırımları ile yurtiçi tasasrufların arasındaki makasın ve yatırımların finansmanında yurt dışı borçlanmanın mevcut olan ağırlığının giderek arttığı gözlemlenmektedir. Merkez Bankası’nın yayınlamış olduğu verilerde de bu artış belirgin bir şekilde görülmektedir. 2012 yılında finansal olmayan kuruluşların yurt dışından temin ettikleri uzun vadeli kredilerin miktarı bir önceki seneye göre %7.5 oranında artışla 85 milyar dolara ulaşmıştır. Finansal kuruluşlarrın yurt dışından temin ettikleri uzun vadeli kredilerin önemli bir bölümününde özel sektörün yapmış olduğu sabit sermaye yatrımlarının finansmanında kullanıldığı gerçeği gözönüne alındığında bu tutarın % 6 oranında artışla 138 milyar dolara ulaştığı görülmektedir.
Türk özel sektörü türev enstürmanlarının gelişmesi ile özellikle işletme sermayesine ait finansal risk yönetimini yapma becerisine ulaşmış durumdadır veya bu yönetimi yapabilecek imkanlara sahiptir. Ancak yatırımların finansmanında kullanılan uzun vadeli kredilerin kur riskini yönetmek oldukça pahalı veya yönetilmez haldedir. Bu riskin sistematik olarak ortadan kaldırılması ancak makro ihtiyati tedbirlerle mümkün olmaktadır ve bu riskin ortadan kaldırılması için çaba gösterilmelidir. İşte bunun içinde yurt içi tasarufların arttırılarak uzun vadeye yönlendirilmesi ve TL cinsinden uzun vadeli tahvil piyasalarının geliştirilmesi gerekmektedir. Bunların yapılması halinde yatırımcılar sabit sermaye yatırımlarında kur riski almadan uzun vadeli fon bulma imkanına kavuşacak ve yatırımlarını bu fonlarla gerçekleştirebileceklerdir. Son dönemlerde bu yönde önemli çabaların olması sevindiricidir.
-
11 Ocak 2021, Pazartesi
2021 yılı ve sonrasında dünyanın karşılaşacağı önemli riskler
Devamını Oku -
01 Eylül 2020, Salı
Yunanistan ekonomisi ve Avrupa Birliği’nin desteği
Devamını Oku -
13 Nisan 2020, Pazartesi
IMF’den kaynak temini ve muhtemel şartlar
Devamını Oku -
09 Mart 2020, Pazartesi
Küresel risklerin gerçekleşmesi
Devamını Oku -
25 Kasım 2019, Pazartesi
Metal fiyatlarındaki dalgalanmalar ve fiyat risk yönetimi
Devamını Oku - 22 Temmuz 2019, Pazartesi Devamını Oku
-
27 Mayıs 2019, Pazartesi
Türkiye’nin risk primindeki artış ve ekonomik beklentiler
Devamını Oku -
07 Mart 2019, Perşembe
Merkez Bankası’nın faiz kararı ve bütçe dengesi
Devamını Oku -
21 Ocak 2019, Pazartesi
Üfe ve Tüfe farkının kapanması
Devamını Oku -
12 Aralık 2018, Çarşamba
Startupların gelişmesi ve başarılı olması
Devamını Oku
- BANKA HİSSELERİ
-
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri