Çöp kültürü
“Kazandıran Sohbetler”e biraz fazla eğilmek gerekince köşeyi epeydir boşladığımı fark ettim… Sanırım benden başka da pek fark eden yok ki soran, merak eden de olmadı… Olsun ara sıra da olsa yazmak iyidir…
Nitekim seçim geçti, geçim zaten beş bilinmeyenli denklem, o zaman varsa da çevre yoksa da çevre deyip döndürelim plağı…
Hani derler ya “Ayı’nın 40 hikayesi vardır 40’ı ahlat üzerine” bizimki de öyle…
Şimdi asıl konuya geçmeden size bu özlü sözle ilgili bir analiz girişiminde bulunmak isterim. Bu ayı konulu cümleyi yazmadan önce bir Google araştırması yapayım dedim çünkü bu sözde genel kamuoyunun anlaşmazlığa düştüğü birkaç kelime var… Bir kere hikaye mi türkü mü yaygın kullanımı, yoksa ahlat mı, armut mu, ahlat armudu mu? Gördünüz mü iki satır yazmak bile nasıl özen gerektiriyor. Buradan çıkan ilk saptama ise bana göre şu, arama motorları marifetiyle bir şeyin en doğrusuna ulaşamayabilirsiniz, belki de en yaygın bilinen yanlış bilgiyi doğru olarak kabul etmek zorunda kalabilirsiniz. Hemen ekleyelim bir de bu arama örümceklerinin nette cirit atıp bulabildikleri kaynaklardan binde biri edebi eser, lügat veya ansiklopedi düzeyinde kalanı birbirinden kopyalanmış yalan yanlış metinler…
Lafı daha fazla uzatmadan ana konuya geçelim…
Yıl 1969, Mekteb-i Sultani’nin Ortaköy şubesine adım attığımda yemek masalarındaki beyaz örtüler ve gümüş çatal kaşıklar son demlerini yaşıyordu. Boğaz kıyısında gaz tenekesinin tabanlarını camla kaplamış definecileri de o zaman tanıdık… Çünkü onlar çavuşların dikkatsizliği ile yemek artıklarıyla birlikte denize dökülen gümüş sofra takımlarının peşindeydi…
Yıl 1979 Almanya’da yaşama adım attığımda karşıma çıkan çevre bilinci büyük ölçüde şaşırtıcı geldi. İlk dil kursunda bazı arkadaşlarımın ve özellikle hocaların tek seferlik bardaklar yerine evden yıkayıp getirdikleri 200 ml’lik yoğurt kapları garibime gitmişti…
Birkaç yıl sonra ilk ayrışan karton ve kağıt oldu. Artık evlerde ve sitelerde normal çöp ve kağıt çöpü kutuları/konteynerleri vardı.
Bugünde olduğu gibi kabaca 50 yıl önce de depozito sistemi gayet disiplinli işlediği için henüz cam, metal ve plastik zanlılar arasında görülmüyordu. Bir de tabii o günlerde filizlenen Yeşiller partisi kağıt ve ağaç duyarlılığı üzerinden oldukça iyi bir dil geliştirmişti.
80’li yılların ortasında gelindiğinde diğer dönüşümü mümkün artıklar için özel statüler oluşturuldu… Hatta o yaşlarda kızım daha okula gitmediği halde balkonda metal kutu, depozitosuz şişe biriktirir ve bunları özel oluşturulan noktalara götürür, aldığımız bir avuç fenikleri ya kumbaraya atar ya da çikolata almak için üzerine ilave yapardık. İşin aslı ise ağaç yaşken eğilir ama ağaçların kıymetini bilelim çerçevesinde bir girişimdi.
Günümüze gelindiğinde yine herkes Almanya’da depozitolu şişe ve plastik biriktiriyor (0,7L maden suyu şişesinin depozitosu suyun fiyatı kadar) ama kapılarında da 4 çeşit çöp atma alternatifi var: Kağıt, ambalaj, organik çöp ve evsel atık…
Kısacası çöp atmak ve çöpten ülke yararı çıkartmak bir mazi gerektiriyor. Hatta bir kültür…
Biz de hala Osmanlı döneminin gümüşlerini çöpe atar gibi çöp üretiyoruz. Ne organik çöpün gübre ve hayvan yemi için öneminin, ne kağıt, plastik ve metal çöplerin bilinçli değerlendirmesinin ekonomimize olacak döviz katkısının farkında değiliz…
Büyük kentlerde çöp ayrıştıran koloniler var, onlar da bugünün bir tür hazine avcıları. Üstelik işlerini de yaparken sadece çıkar odaklılar ve çevreyi daha fazla kirletmeye bile neden olabiliyorlar. Bunların bir özelliği de tatil yörelerine gezici ekip göndermiyorlar… Doğa harikalarını kirletirken o gözle bakmanızı rica ederim…
UNUTMAYIN… Bu dünyayı torunlarımızdan ödünç aldık. BUGÜN DÜNYA BARIŞI VE ÇEVRE İÇİN BİR ŞEYLER YAPMIŞ OLMANIZI DİLİYORUM.
-
23 Ocak 2025, Perşembe
Her şeyin suçlusu yerel yönetimler
Devamını Oku -
10 Ocak 2025, Cuma
Gazeteciler Günü’nde dünya medyasına acı bakış
Devamını Oku -
23 Ekim 2024, Çarşamba
Ölmeden önce yapacağım son şey
Devamını Oku - 12 Ağustos 2024, Pazartesi Devamını Oku
- 08 Ağustos 2024, Perşembe Devamını Oku
-
24 Temmuz 2024, Çarşamba
Kendi dilini doğru konuşmanın önemi
Devamını Oku -
04 Temmuz 2024, Perşembe
Futbol ekonomisi büyüdükçe dedikodu artıyor
Devamını Oku - 16 Haziran 2024, Pazar Devamını Oku
-
04 Nisan 2024, Perşembe
Bodrum sendromu ve Türkiye özlemi
Devamını Oku -
01 Şubat 2024, Perşembe
Selçuklu’dan Paris’e çevre golü
Devamını Oku
- BANKA HİSSELERİ
-
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri