BSMV’de lehe alınan para ve sigorta şirketlerindeki sovtaj bedellerinde durum
Bu sıralar Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi ile ilgili yazmaya devam ediyoruz. Bundan önceki yazılarımızda;-Bu sistemin, kurumlar ve ticaret erbabı üzerinde maliyetleri artırması sebebiyle yük yaratması,
-KDV mükellefi olmayan banka, aracı kurumlar ve sigorta şirketlerinde (bir bakıma finans sektöründeki kurumlar diyebiliriz); her türlü harcamalar üzerinden ödenen KDV tutarlarının extra maliyet yaratması,
-Bu çerçevede bir anlamda BSMV’nin kaldırılarak, KDV içine alınmasının uygun bir yol olarak görüldüğü konularını dile getirmiştik.
Yine bu vergi ile ilgili başka bir sıkıntı da; verginin neyin üzerinden alınacağının hala tartışmalı olmasıdır. Gerçekten de kanunda belirtilen, “lehe alınan para” veya “lehe kalan para” tabirleri, zaman zaman farklı yorumlanmak suretiyle sorunlara yol açmaktadır.
Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi’nde lehe alınan para
Gider Vergileri Kanunu’nun 28'inci maddesinde verginin konusu aşağıdaki iki unsurun birden var olması şartına bağlanmıştır:
a) Banka ve sigorta şirketlerince her ne şekilde olursa olsun, bir muamele yapılmış olması ve bundan dolayı,
b) Kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben bir para alınmış bulunması.
Kanundan anlaşıldığına göre, verginin doğması için bir banka, aracı kurum veya sigorta şirketince her ne şekilde olursa olsun bir muamele yapılması ve bundan dolayı kendi lehlerine nakden veya hesaben bir para alınması gerekir.
Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi matrahı, nakden veya hesaben lehe alınmış paradır. Bu da yapılan tahsilat tutarından o işlemdeki giderler ve maliyet düşüldükten sonra kalan net tutardır. Başka deyişle, tahsil edilen tutarın toplamı değil, bu tutar içindeki kazanç/kar tutarıdır. “Lehe alınan” kavramı ile kasıt bu olmalıdır. Zira yasa metninde de, “lehe alınan paralar” denildiğinden, verginin konusu; yapılan işlem sonucunda lehe kalan paralardır. Aksi düşünülseydi, “lehe alınan” denmek yerine, “alınan paralar” denirdi.
Buna göre örneğin; bir bankanın yapmış olduğu bankacılık işlemleri nedeniyle lehine kalan faiz, komisyon, ücret gibi paralar, bir demirbaşın veya gayrimenkulün maliyet bedeli ile satış hasılatı arasında banka lehine kalan meblağlar vergiye tabi olacaktır.
Maliye Bakanlığı’nın önceki yıllarda verdiği muktezalarda da; “BSMV açısından lehe kalan para” o işlemle doğrudan ilişkili giderler ve maliyet düşüldükten sonra kalan tutar olarak belirtilmektedir.
Bunlardan bir kaçını aşağıdaki gibi özetleyebiliriz.
-Komisyon Paylaşımı:
“...Aracı kurumun, acentelik sözleşmesi imzaladığı bankaya komisyon ödemesi halinde, menkul kıymet işlemleri ile ilgili kurtaj gelirinden acentelere (banka şubelerine) ödenen tutar düşüldükten sonra kalan net tutar üzerinden BSMV ödenmelidir. Acente konumundaki banka da kendi gelir payı üzerinden BSMV ödeyecektir” (İstanbul Defterdarlığı, 4.7.2003 tarih ve BSMV.15-1465/3856 sayılı mukteza) .
-Tahsilat Tutarından Maliyet Bedelinin Düşülmesinden Sonra Kalan Fark Vergiye Tabidir:
“... Bu nedenle, adı geçen bankanın hizmet karşılığı olarak ilgililerden yaptığı tahsilatlar nedeniyle maliyetin tam olarak saptanabilmesi durumunda, tahsilat tutarından maliyet bedelinin düşülmesinden sonra kalan fark banka lehine alınmış olacağından bu paranın BSMV’ye tabi tutulması gerekir” (Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü, 28.05.1997 tarih ve 835/22151 sayılı Mukteza).
Bunun gibi; kredi teminatına alınan ipoteklerdeki ekspertiz işlemi için ödenen ekspertiz ücretlerinin veya avukatlara ödenen ücretlerin müşterilerden alınması BSMV’ye tabi tutulmamaktadır. Çünkü müşteriden alınan bedeller kadar harcama yapılmakta ve sonuçta banka lehine bir şey kalmamaktadır.
Görüldüğü gibi verilen görüşlerde, birbiriyle ilişkili işlemler bir bütün olarak tek bir işlem olarak değerlendirilmekte ve bu işlemlerden sağlanan lehe alınan tutar BSMV matrahı olarak kabul edilmektedir.
Sigorta şirketlerindeki sovtaj tahsilatlarında BSMV doğmaz
Sigorta ettirilen bir otomobil kaza sonucu hasara uğradığında yapılan ekspertiz işlemini takiben saptanan hasar oranına göre sigortalıya ödeme yapılır. Eğer araç %70 oranında hasara uğramışsa, sigorta şirketi müşterisine 70 TL tazminat ödemesi yapar. Veya müşteriye kolaylık olması açısından araç bedelinin tamamı, yani 100 TL’si ödenir, bu durumda hasarlı araç (hurda değer) sigorta şirketince değerlendirilir. Sigorta şirketi de bu aracı ekspertizde belirlenen değerden, yani 30 TL’den sattığında 30 TL sovtaj geliri elde eder. Ama sonuçta, yine 70 TL hasar ödemesi yapılmış olur ve sigorta şirketinin gideri de 70 TL olarak gerçekleşir.
Bir başka deyişle, sigorta şirketi, hasara uğramış aracın bedelini tamamen (%100) ödediğinden, esasen sigortalıda kalması gereken pert aracın, sigortalı tarafından yapılan satışında, satış bedeli, aradaki anlaşma ve mutabakat çerçevesinde sigorta şirketine gelmektedir. Böylece sigorta şirketi, “Sigorta Bedeli (aracın sigorta değeri) - Hurda Satış Bedeli” kadar, (ki bu da ekspertizlerce tespit edilen hasar tutarıdır) “Hasar Bedeli” ödemiş olmaktadır. Sonuç olarak, sigorta şirketinde 100-30=70 TL nakit çıkışı gerçekleşir.
Dolayısıyla; hurda araç, ekspertiz raporunda yazılan hurda değerinden daha fazla bir fiyatla satılmadığı sürece sigorta şirketleri açısından bir kazanç veya lehe kalan para yoktur. Bu sebeple Banka Ve Sigorta Muameleleri Vergisi de söz konusu olmaz.
Sonuç
BSMV matrahı her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben lehe alınmış para olup, yapılan tahsilat tutarından muamelenin özelliğine göre oluşabilecek bağlantılı gider ve/veya maliyetlerin indirilmesinden sonra kalan tutardır. Başka bir deyimle muamele sonucunda yaratılan net ekonomik katma değerdir.
Görüleceği üzere, 1956 yılında çıkarılan kanunla alınmakta olan BSMV, günümüz ihtiyaçlarını karşılayamamakta ve dinamiklere cevap verememektedir. Ülkemizin global finans piyasalarına hızla entegre olduğu, İstanbul’un finans merkezi olarak hedeflendiği bu dönemde BSMV’nin tekrar ele alınmasında yarar bulunmaktadır.
-
Uğur31 Aralık 2017 15:07
Toki borclusu vefat etmistir sigorta borcu ödermi
-
04 Ekim 2024, Cuma
Bankalarla nakdi uzlaşmalı forward işlemi yapan şirketlerde Katma Değer Vergisi tarhiyatı
Devamını Oku -
08 Ağustos 2024, Perşembe
Gayrimenkul yatırım fonlarında (GYF) ve ortaklıklarında (GYO) yeni vergi durumu
Devamını Oku -
11 Haziran 2024, Salı
Forex işlemlerindeki kur farkı vergisinde yeni gelişmeler
Devamını Oku -
22 Mayıs 2024, Çarşamba
Enflasyon düzeltmesi ve 2023 yılı yeniden değerlemede son 3 ay amortismanları için itiraz gerekçesi
Devamını Oku -
02 Mayıs 2024, Perşembe
Mevduat faizi ve TL yatırım fonu stopaj oranlarındaki yeni uygulama
Devamını Oku -
19 Nisan 2024, Cuma
Kurumlar vergisi beyanında örtülü sermaye kar payı istisnası nasıl ve ne zaman kullanılır?
Devamını Oku -
14 Mart 2024, Perşembe
Temettü (kâr payı) geliri olanlarda vergi beyanı
Devamını Oku -
05 Mart 2024, Salı
Ücret gelirlerinde vergi beyanı ve iade alma hakkı
Devamını Oku -
24 Ocak 2024, Çarşamba
Gerçek kişiler yönünden eurobond gelirlerinde vergi durumu (2024)
Devamını Oku -
29 Aralık 2023, Cuma
Yeni Torba Yasa’daki vergi mevzuatı konuları
Devamını Oku
- BANKA HİSSELERİ
-
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
- BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
-
Basın Daveti
Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği
06 Şubat 2020, 09:30
Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
- Tüm Etkinlikleri Göster