Volkan Karsan [email protected]

Acıların imparatoru

Son yazımın bitimine doğru “Gerçekten de bu ülke yaşayanları arasında Türkiye’yi kıskananların sayısı artabilir. Bu konuyu sonra anlatacağım” demiştim ama onu yazmak yine bir sonraya kaldı.

Bunun da nedeni yine son yazımın başında yer alan Beckenbauer bölümü ile ilgili. Orada bir link verip konunun detayları için, benim okurken çok duygulandığım bir yazıyı okumanızı salık vermiştim.

Ama çok sayıda çağrı geldi “Niye bizi başka sitelere gönderiyorsun, madem biliyorsun konuyu sen anlat” diye…

Öncelikle şunu vurgulamalıyım. İmparator öleli yaklaşık 10 gün, defin edileli neredeyse bir hafta oldu ama yası hala devam ediyor. Sanırım bu süreç hafta sonu 19 Ocak’ta Allianz Arena’da Bayern Münih kulübünün düzenleyeceği anma töreninden sonra normale dönecek.

Geçtiğimiz cuma günü, Münih Perlacher Forst Mezarlığı’ndaki defin töreni, Beckenbauer’in ailesinin isteği üzerine sınırlı bir katılımla gerçekleşti. Anne ve babasının yanına defnedilen Franz Beckenbauer’in çok yakınında oğlu Stefan da yatıyor. Şimdi kısaca, bir kabristanda ebediyen buluşan baba oğulun dramatik hatta trajik hikayesini dilim döndüğünce anlatayım.

Her babanın mutlaka çocuklarına karşı eksiklikleriyle ilgili pişmanlıkları vardır ve bunlar yıllar boyunca peşini bırakmaz. Bu, dünyaca ünlü imparator için de böyle oldu.

Franz Beckenbauer, dünyaca ünlü olmak için şampiyonluklarla dolu bir aktif futbolculuk yaşantısını geride bıraktı. Sonra milli takımın başına geçerek 1990’da FIFA Dünya Kupası'nı Almanya’ya üçüncü kez kazandırdı. Kendisi bu kupayla Brezilyalı Mario Zagallo'dan sonra Dünya Kupası'nı hem oyuncu hem de teknik direktör olarak kazanan ikinci ve son kişi oldu. Turnuvadan sonra Almanya Futbol Federasyonu, Beckenbauer'e onursal bir teknik direktörlük lisansı verdi.

1991 yılından sonra Bayern Münih yöneticiliği dönemi geldi. Burada önce başkan yardımcısı sonra başkan olarak 2009 yılına kadar hizmet verdi. Kulübü yönetirken iki kez takımın da başına geçmesi gerekti. 1994’te lig üçüncüsü olarak aldığı Bayern ile Bundesliga şampiyonu oldu. 1996'da ise Dortmund ile 3 puan farkı olan Bayern'i lig şampiyonu yapamasa da UEFA Kupası'nı kaldırttı

1998-2010 arasında Almanya Futbol Federasyonu'nda da başkan yardımcılığı yaptı. Ocak 2007-Haziran 2011 arasında FIFA Yönetim Kurulu'nda çalıştı.

Ama bu parlak futbol kariyerinden sonra hayatı oğlu Stefan’ın hastalığı ve ikinci evliliğinden doğan çocuklarının büyümeleri ile değişim gösterdi.

Çocukluğunu hatta futbol hayatını neredeyse hiç göremediği ilk evliliğinden olan üçüncü oğlunun beyin tümörü teşhisi sonrası ancak Stefan’a çok daha yakın oldu. Onunla adeta doktor doktor koştu.

Belki Stefan’a bu ilgi “seni affettim baba” dedirtebildi ama Franz Beckenbauer, oğlunun çocukluk ve gençlik anılarını onun sözleriyle öğrenince kendini ne kadar affetti bilmiyoruz…

46 yaşında hayata veda eden Stefan’ın diğer kardeşlerinin aksine, tek derdi iyi futbolcu olmaktı. Kendi sözleriyle:

“20-25 yıl futbol oynadım ve o beni belki sadece beş kez izledi. Sonradan buna çok üzüldüğümü fark ettim. Bayern Münih altyapısından babamla mukayese edildiğim için erken ayrılıp, ‘Franz Beckenbauer’in oğlu’ değil Stephan Beckenbauer olarak kariyer yapmak istedim. Soyadımın bana yarardan çok zarar verdiğini sonradan anladım.”

Sonraki yıllarda İsviçre’de futbol oynayan ve Bundesliga hasreti ile yanıp tutuşan Stefan’a imparator belki de ilk kez babalık yaptı ve Saarbrücken’e transferi için gereken maddi imkanı gizli kalmak koşuluyla kulübe ödedi. Stefan burada 12 maç oynadı ve sakatlanarak futbolu erken bıraktı. Onun futbol yaşamında ise alt yapı hocalığı çok daha başarılarla doluydu. Birçok Bayernli yıldızı yetiştirdi ve milli takıma kazandırdı.

Baba Beckenbauer, oğlunu belki de ilk kez bu dönemde tanımaya ve bazı şeyleri kavramaya başlamıştı. “Ben iyi bir baba değildim, çocuklarımın büyümesini kaçırdım” sözlerini bu dönemde söylemiş, yine bu dönemde oğlunun kansere yakalanması kaderin kötü bir cilvesi olmuştu.

İmparator, tüm doktorlar “Umut yok” dese de Amerika’da, Uzakdoğu’da, Almanya’da tanıdığı her uzmanı arayıp bilgi almış, geç kaldığı babalığı yapabilmek için oğlunun yaşam mücadelesine umut olmuştu.

Bu gerçekten çok acı hikaye, geçtiğimiz cuma ebediyen son buldu. 19 Ocak’ta ise Allianz Arena ücretsiz olarak halka açılacak, Şansölye ve Federal Cumhurbaşkanı Münih’e gelecek ve de Alman 1. TV kanalı ARD bu anmayı tüm dünyaya ulaştıracak. Aynı gün Perlacher Forst mezarlığında baba oğul Beckenbauerler belki de hasret gideriyor olacak.