Her şeyin suçlusu yerel yönetimler
Hazır yerel yönetimler ve halk tarafından seçilmiş başkanlarına bir itibar suikastı furyası başlamışken biz de tehlikesiz sularda yüzelim dedim… Yani biraz da vurun abalıya olsun, ne gerek var baş ağrıtacak işlerle uğraşmaya…
Milliyet Gazetesi’nde uzun yıllar Genel Yayın Yönetmenliği (Genel Yayın Müdürlüğü değil o unvan Babıali’ye rahmetli Abdi İpekçi ile gelmiş onun katledilmesiyle de kaldırılmıştı) yapan Doğan Heper’in bir lafı vardı: “Yazı İşleri Müdürü’nün gazeteye gelirken gördüğü trafik kazası onun için en önemli haberdir.”
Bundan yola çıkarak ben de yolda karşılaştıklarımdan çok etkileniyorum. Eskisi gibi şoförlü arabalarla ulaşma imkanı olmadığı, olsa da İstanbul trafiğinde kayıp zaman adeta ömürden gittiği için toplu taşıma kullanıyorum. Son zamanlarda en çok dikkatimi çeken metrolardaki yürüyen yol ve merdivenlerdeki tamirat oranı. Daha doğrusu tamir edilememe durumları oldukça can sıkıcı. Özellikle Taksim ve Gayrettepe gibi uzun aktarma yolları olan duraklarda oldukça zorlanıyor insanlar. Ve hemen hemen hepsinde arıza ya da tamirat olduğunu gösteren separetörler var ama çalışan görmek nadiren mümkün.
Bu durum ister istemez akıllara, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ya kaynaklarının zorda olduğunu ya da hizmet aldığı tedarikçileriyle sorunlar yaşadığını getiriyor.
İmamoğlu acaba siyaset yapmak yerine daha çok hizmet mi üretmeli? (Oh abalıya da vurdum artık muteber bir yazar sayılabilirim.)
Kamu taşımacılığından bahsedince aklıma sık sık Marmaray Sirkeci istasyonu geliyor. Burası da sistemdeki belki en çok kat çıkılan, en fazla yürünen duraklardan biri ve tek bir asansör var. Kapısında da engelliler, hamile ve çocuklular ve de yaşlılar için yazıyor. Her bu asansörün önünden geçtiğimde uzun bir kuyrukla karşılaşıyorum. Kuyruğun yaş ortalaması taş çatlasın 30. Engelli görüntüde olan nerdeyse hiç yok. Cinsiyet durumu ise ağırlıklı erkek. Üstelik sıranın arkasındaki bir çocuk arabalı hanıma “Buyurun burası öncelikle sizin” diye yer açan, yol veren de yok.
Yani engelli olanlar bu kuyruktakilerse engelleri nerede bilmek zor.
Son bir not da Marmaray asansörü ile ilgili, Bostancı İstasyonu’ndaki asansörde zemin kata geldiğinizde “Sıfırıncı kat” diyor. Böyle bir sözcük Türkçemizde yok. Böyle bir hatayı, kusursuz diye bilinen Cumhurbaşkanlığı sisteminin bir bakanlığının kapsamında yapılması ilk andan itibaren saçma geldi. Hatta imkansız diye de düşündüm. Tabii iyi bir vatandaş ve de toplumu kin ve nefrete yöneltecek bir bozguncu olmamak için. Sonunda hatayı yapanı buldum ve rahatladım. Üretici firmanın farklı bir işletmedeki asansörde aynı sözleri duyunca işte dedim. Olsa olsa hata dış kaynaklı olabilir.
Bugünlerde devletin, milletin yanında olmak çok önemli zaten ne ters giderse sorumlusu olsa olsa yerel yönetimlerdir.
Bu çerçevede hiç yazının ruhuna uymasa da siz yine de çevreci, LGBT’ci, gezici filan zannetmeyin, adet olduğu için ben her yazıyı bitirdiğim sloganı şuraya bırakayım:
Dipnot:
UNUTMAYIN… Bu dünyayı torunlarımızdan ödünç aldık. BUGÜN ÇEVRE, DÜNYA BARIŞI, HAK, ADALET İÇİN VE CEHALETE KARŞI BİR ŞEYLER YAPMIŞ OLMANIZI DİLİYORUM.
-
23 Ocak 2025, Perşembe
Her şeyin suçlusu yerel yönetimler
Devamını Oku -
10 Ocak 2025, Cuma
Gazeteciler Günü’nde dünya medyasına acı bakış
Devamını Oku -
23 Ekim 2024, Çarşamba
Ölmeden önce yapacağım son şey
Devamını Oku - 12 Ağustos 2024, Pazartesi Devamını Oku
- 08 Ağustos 2024, Perşembe Devamını Oku
-
24 Temmuz 2024, Çarşamba
Kendi dilini doğru konuşmanın önemi
Devamını Oku -
04 Temmuz 2024, Perşembe
Futbol ekonomisi büyüdükçe dedikodu artıyor
Devamını Oku - 16 Haziran 2024, Pazar Devamını Oku
-
04 Nisan 2024, Perşembe
Bodrum sendromu ve Türkiye özlemi
Devamını Oku -
01 Şubat 2024, Perşembe
Selçuklu’dan Paris’e çevre golü
Devamını Oku
- BANKA HİSSELERİ
-
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri