Merkez Bankası'nın Mart ayında politika faizinde değişikliğe gitmesi beklenmezken, kurda görülen değer kaybı nedeniyle
faiz koridorunun da ağırlıklı olarak sabit tutulması bekleniyor. Öte yandan kredilerde artış eğiliminin sürmesi nedeniyle TL cinsi zorunlu karşılıkların 25 baz puan artırılacağı öngörülüyor.
Reuters'ın 14 kurum ile gerçekleştirdiği ankete göre 12 katılımcı TL cinsi zorunlu karşılık oranlarında artış beklerken, iki katılımcı sabit kalmasını bekliyor. Anket katılımcılarının neredeyse tamamı TL cinsi zorunlu karşılık oranlarında 25 baz puanlık artış bekliyor.
Öte yandan dokuz kurum döviz cinsi zorunlu karşılık oranlarında artış beklerken, artış beklentileri neredeyse yarı yarıya olmak üzere25 ve 50 baz puan arasında değişiyor.
Burgan Yatırım Başekonomisti Haluk Bürümcekçi, "TCMB'nin şu anda faizlere dokunmaması ve kredilerde artışın sürüyor olması nedeniyle zorunlu karşılıkları sınırlı artırması makul görünüyor. Kurlarda değerlenme baskısı ve yoğun sermaye girişinin olmaması koridora dokunmama nedeni olacaktır. Buna karşılık iç talepte artış işaretleri, ithalat artışı ayak sesleri, kredilerde hızlanma ise BDDK devreye girmedikçe TCMB'yi zorunlu karşılık artışlarına zorluyor" dedi.
Ankette katılımcılar politika faizinde değişiklik beklemezken, 11katılımcı TCMB'nin
faiz koridorunun alt ve üst bandında da değişim beklemiyor. Buna karşılık bir katılımcı koridorun hem alt hem de üst bandında 25 baz puan, iki katılımcı ise üst bantta 25 baz puanlık indirim bekliyor.
Abank Ekonomisti Serdar Şenol, kur tarafındaki değer kaybı dikkate alındığında TCMB'nin koridorda değişiklik yapmama olasılığı bulunduğunu söyleyerek, "Ancak zorunlu karşılıklardaki artışı dengelemek adına bir miktar indirebileceğini düşünüyorum. Zorunlu karşılıkların sıkılaştırıcı etkisine karşılık
Faiz koridorunda indirim, bir ölçüde bu sıkılaştırıcı etkiyi dengeliyor. Ama yine de eğilimin sıkılaştırıcı yönde güçlenmeye başladığını görüyoruz." dedi.
TCMB'nin kredi artışında yüzde 15'lik tercihe karşın yüzde20'lere varan bir artışa esneklik gösterilebileceğini söyleyen Şenol, "Buna karşın tüketici kredilerinde artışın yüzde 24'lere ulaşması bir risk faktörü" dedi ve şöyle devam etti:
"Zorunlu karşılıkların da gecikmeli etkileri olduğu dikkate alınırsa, bu toplantıda da tüketici kredilerindeki artışa cevaben zorunlu karşılık artırımı kaçınılmaz. Artış ivmesinin mevcut durumun ötesine geçmesi halinde (yüzde 25'ler üzerine çıkış) zorunlu karşılık artışlarında 50 baz puanlık artırım beklentileri de güçlenecektir, ki bu sürece de tüketici artışı ivmesi sürerse en geç Mayıs ayı gibi geçebiliriz."
Merkez Bankası, cari işlemler açığı ile kredi genişlemesi arasında sıkı bir ilişki olduğu ve aşırı kredi genişlemesinin finansal istikrarı bozucu yönde işlediği gerekçesiyle kredi büyümesini yıllık yüzde 15 ile sınırlamak istiyor.
BDDK verilerine göre krediler 8 Mart'ta yıllık bazda yüzde19.57'lik artış gösterdi.
Bankacılar ve analistler, global koşullara bağlı olarak, TCMB'nin kredilerdeki artışın kalıcı olmasını önlemek için ilk önce zorunlu karşılıklarda sert artışlarla müdahale etmesini, ardından yeterli olmaması halinde, son seçenek olarak BDDK'nın devreye girmesi bekliyorlar. Ancak kredi büyümesindeki hızlanmaya rağmen global piyasalardaki havanın tersine dönmesi ve gelişmekte olan piyasalardan sermaye çıkışlarının hızlanması, TCMB'nin kredi genişlemesi üzerinde BDDK'nın da içinde olacağı sert önlemler alma olasılığını öteleyebilir.
TCMB, yılın ilk iki ayında TL zorunlu karşılık oranlarını 1 yıla kadar olan vadelerde toplamda 50 baz puan, yabancı para zorunlu karşılık oranlarını ise bazı vadelerde 100 baz puan artırdı.
TCMB'nin Şubat ayında zorunlu karşılık oranlarında yaptığı artışın ardından yüzde 10.8 olan TL efektif zorunlu karşılık oranı(ortalama ağırlıklı ZK) yüzde 11 seviyesine yükselmişti.
Ayrıca faiz koridorunun alt ve üst bandında ilk iki ayda 50'şerbaz puan indirime giden TCMB'nin politika faizi yüzde 5.50, gecelik borçlanma faizi yüzde 4.50, borç verme faizi ise yüzde 8.50'de bulunuyor.