Zirvede neler konuşulacak?

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’de faaliyet gösteren 49 bankanın genel müdürleriyle bugün Ankara’da bir araya geliyor.
Toplantıya, Merkez Bankası (MB) Başkanı Durmuş Yılmaz, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakcı ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray katılacak. Babacan ile bankacılar, bu yıl içinde bankacılık sektörüne yönelik olarak alınan yeni kararlarla (şube harçları, kredi kartları kullanım limitleri ve nakit çekiminin sınırlandırılması, KKDF oranlarının artırılması), hükümetin ekonomiyi soğutmak ve sıcak para girişini önlemek için Merkez Bankası yoluyla uygulamaya koyduğu tedbirleri tartışacaklar.
Bankaların desteğini isteyecek
Başbakan Yardımcısı Babacan, sektör temsilcilerinden ekonomiyi soğutmak amacıyla alınan tedbirler için bankaların desteğini isteyecek. Daha az kredi vermelerini, toplumun tasarruf eğiliminin artırılması için kısa vadeli mevduata oranla uzun vadeli mevduata daha yüksek faiz vermelerini isteyecek.
Bankalardan kredi faizlerini yükselterek kredi hacmini düşürmelerini bekleyen Ali Babacan MB’nin bankaları bu yönde uygulamalara zorlayan kararlarının dünya ekonomisinin gösterdiği gelişmelerden ve olumsuz beklentilerden kaynaklandığını anlatacak.
‘Amaca hizmet etmeyebilir’
Bankacılık sektörü ise hükümetin MB ve BDDK kararlarıyla ısınan ekonomiyi soğutmak için aldığı tedbirlere, bankalara çok ağır maliyetler yükleyeceği ve rekabet gücünü öldüreceği gerekçesiyle karşı çıkıyor.
Bankacılar, hükümetin bir yandan “Cari açık var ama endişe yok, kredi büyümesi var ama endişe yok, ekonomi büyüyor ama endişe yok deyip diğer yandan da bankaları bu konularda zorlayan, maliyetlerini artıran, kâr marjlarını düşüren kararlar alarak şaşırttığını belirtiyorlar.
Bankacılar, 2011 yılına ilişkin beklentilerin de ele alınacağı toplantıda bankacılık sektörünün büyümesinin önünde çok fazla bir engelin bulunmadığı bir dönemde büyümeyi engelleyecek müdahale ve tedbirlerin uygulamaya konmasının sektörün dünyaya karşı büyüme şansını azaltacağını ve rekabet gücünü zayıflatacağını iletecekler.
Bankaların topladıkları her bir lira karşılığında 8 liralık kredi verdiğini belirten bir bankacı, toplantıda kârlılığı düşen bankacılık sektörünün ekonomiye nasıl katkı sağlayabileceğinin ana tartışma konularından biri olacağını söyledi.
‘Çok büyük yük getiriyor’
Bankacılık sektörünün kârlılığı korunmazsa alınan tedbirlerin ileride hiç istenmeyen sonuçlar doğuracağını ifade eden bir başka bankacı ise “Alınan bazı tedbirlerin amaca hizmet edip etmeyeceği konusunda endişelerim var” dedi.
Amerika’nın piyasalara sürekli dolar vermesinin Türkiye gibi ülkelere sıcak para girişine neden olduğunu kaydeden bir bankacı, bu gelişmelere karşı ekonomi yönetiminin sadece bankaların üstüne gelmesini ise doğru bulmadığını söyledi.
Bankacı, “Kredi kısın, faizleri artırın diyorlar. Merkez Bankası kendisi faizleri düşürüyor. Bankaların kâr marjları çok daraldı. Munzam karşılık oranları artırıldı. Alınan kararların olumsuz etkilerini önümüzdeki yıl göreceğiz. Bankacılık sektörünü çok zor bir yıl bekliyor” diye görüş belirtti.
Bankacılık sektörünün bu karşı duruşuna rağmen genel beklenti, Merkez Bankası’nın munzam karşılık oranlarını artırmaya devam edeceği, bankaların ise kredi arzını düşürmeyi istemelerine rağmen kendi aralarındaki rekabetten dolayı bunu yapmayacakları şeklinde.
Babacan ‘sıcak para kaçar’ diye endişeli
Bugünkü toplantıya ev sahipliği yapacak olan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın, banka yöneticilerine küresel ekonomiye ilişkin tehlikenin henüz geçmediğini, büyük ekonomilerin likidite bolluğunu geri çekmeye başladığı dönemde Türkiye için risk taşıdığını anlatması bekleniyor. Bir süredir açıklamalarında sıcak para konusunda temkinli olmak gerektiğini vurgulayan Babacan’ın, bankacılara vereceği temel mesajın 2011 için büyük riskler görünmese de 2012 ve 2013’teki hareketlere karşı hazırlığın şimdiden yapılması yönünde olacağı tahmin ediliyor.
Babacan bir süredir finansal istikrarın sağlanması konusunda kamu ve özel sektörün koordinasyon içinde hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken açıklamalar yapıyor. Örneğin geçen haftaki bir açıklamasında, Merkez Bankası ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun adımlarıyla ilgili, “Her ne kadar bağımsız kurumlarımız da olsa, diğer kurumlarla dirsek temasıyla, iletişimle bu işleri mümkün olduğunca yürütmeye çalışıyorlar. İyi eşgüdüm olduktan sonra ve doğru zamanda doğru adım attıktan sonra Türk ekonomisinin önü açık” demişti. Babacan, olumsuz etkilerden korunmak için temel politikaları mali disiplin, ihtiyatlı para politikaları, yapısal reformlar, serbest kur rejimi, makro ihtiyati tedbir olarak sıralıyor.
Bankacılık sektörünün kârını azaltacak uygulamalar neler?
- Her yeni açılan şube başına harç alınıyor
- Lira cinsi munzam karşılık vade kısaldıkça artıyor
- Munzam karşılığa faiz sıfırlandı
- Merkez Bankası politika faizini 50 baz puan indirdi
- KKDF artırıldı, konut kredisine de gelebilir
- Konut kredilerinde teminata konu gayrimenkul değerinin yüzde 75’i, ticari gayrimenkulde yüzde 50’si kredilendirilebilecek.
Kadife Şahin/Milliyet