<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemZarrab'ın üzerinde müthiş baskı var!----

Zarrab'ın üzerinde müthiş baskı var!

Zarrab'ın üzerinde müthiş baskı var!
24 Nisan 2016 - 07:17 www.finansingundemi.com

Geçen ay tutuklanan Reza Zarrab’ın üzerinde müthiş bir psikolojik baskı bu... İşte sebepleri

İran'a karşı uygulanan ABD ambargosunu delme, banka sahteciliği yapma ve kara para aklama suçlamaları ile, ABD’nin Miami kenti havalimanından ülkeye giriş yapmak isterken gözaltına alındıktan sonra, çıkarıldığı mahkemede tutuklanan İran asıllı Türk işadamı Reza Zarrab’ın, yargılanmak üzere New York’a getirilme yolculuğu beklenenden uzun sürdü. Hürriyet'ten Tolga Tanış bugün köşesinde bu yolculuk hikayesindeki sinyalleri yazdı. İşte Tanış'ın o yazısı;

Dolaştırıyorlar.

Uçakla götürmüyorlar.

Onun yerine Miami’den New York’a nakletmek için otobüslerle, yol üstündeki, hatta bazen yolun dışındaki Amerikan federal hapishanelerini teker teker gezdirip epey bir hırpalıyorlar.

Geçen ay tutuklanan Reza Zarrab’ın üzerinde müthiş bir psikolojik baskı bu.

New York’taki Metropolitan federal hapishanesine geldiğinde peltesi çıkmış olacak.

Peki nedir hikâye?

Bir defa önce bir konuya netlik kazandırmak gerek.

Geçen ay savcılığın iddianamede yaptığı değişiklikte, Zarrab’a isnat edilen suçların işlendiği yere Türkiye ilave edilmedi.

Büyük Jüri onayından sonra 15 Aralık 2015’te mahkemeye sunulan ilk iddianamede, Zarrab’ın ağının Türkiye’de olduğu yazılıydı.

Ve suçların da ABD’nin dışında işlendiği açıkça yazıyordu.

Ancak Savcı Preet Bharara’nın 30 Mart 2016’da mahkeme kayıtlarına geçirdiği, Zarrab’ın yargılanmasına dayanak teşkil edecek asıl belgede, suçun işlendiği yere New York eklendi.

Yani Bharara’nın ve ilgili mahkemenin sorumluluk alanı.

***

İYİ de, o zaman Büyük Jüri’ye sundukları ilk iddianameye neden New York’u koymadılar?

Neden Zarrab’ın avukatlarına böyle bir açık verdiler?

Hiçbir fikrim yok.

Ancak emin olduğum şimdi Zarrab bu durumu kullanacak. “Büyük Jüri’nin onayladığı ilk iddianamede New York yoktu” diyecek.

Ve ABD Hazine Bakanlığı’nın ülke dışındaki yaptırım ihlali suçları için açıkladığı kara listede yer almıyorken, aynı türden bir suçlamayla tutuklanmasına itiraz edecek.

Fakat hafta içi yaptığım görüşmelerden sonra anladığım, savcılık da Zarrab’ı bu yüzden kaçırmamak için elinden geleni yapacak.

***

KAZANMAK istiyorlar.

Zarrab’a hüküm giydirmek istiyorlar.

Ve bunun için de harıl harıl bilgi topluyorlar.

Türkiye’de hükümetin son üç yıldır izlediği politikalarla sıkıştırdığı kesimleri düşünecek olursanız, bilgi vermeye istekli kaynak bulmakta da zorlanmıyorlar.

Savcılığın ofisiyle görüşen öyle kişiler var ki, bambaşka yerlerden insanlar.

Bilgi toplarken soruşturmayı genişletecek deliller arıyorlar.

Ve işin Türkiye ayağı dışında özellikle bazı offshore sızıntılarında Zarrab bağlantısı bulmaya çalışıyorlar.

Halbuki ulaşmaya çalıştıkları veri tabanında Zarrab’a, şirketlerine, rüşvet verdiği iddia edilen isimlere dair bir detay yok.

Ekinlik Adası’ndaki işadamları var.

17 Aralık fezlekesinde adı geçen isimlerden birinin babasının ortak olduğu, çelik işi yapan bir şirket var.

Ama o şirketteki diğer Türk ortak ve onun politik bağlantıları da hiç tahmin etmeyeceğiniz bir yerden.

*

PEKİ Zarrab’a neden hüküm giydirmek istiyorlar?

Birincisi, iddianamenin altında Preet Bharara’nın imzası var.

Politikada yüksek yerlere gelebilecek, kaybetmeye tahammülü olmayan bir savcı.

İkincisi de Zarrab, ABD için bundan sonra kaçıp gitmesine izin vermek istemeyeceği çok kıymetli bir varlık.

Zarrab’a 17 Aralık’ta yöneltilen rüşvet suçlamaları düşünülecek olursa Türk-Amerikan ilişkileri açısından Washington’a sağlayacağı avantaj değil sadece mesele.

Ki o konuda da Washington’daki yürütmenin şimdiye kadar hiçbir müdahalesi olmadığını teyit ettim.

Ne yeşil ışık var ne de ‘Dur’ denilmiş durumda.

O karar aşamasına yargılamanın ilerleyen safhalarında gelinecek.

Ancak daha önemlisi, Zarrab hüküm giydikten sonra İran’a karşı çok değerli bir takas unsuru olacak.

***

EN son geçen ocakta yaşandı.

Amerikan hapishanelerinde İran yaptırımlarını ihlalden yatan 12 kişi vardı.

11’i aynı zamanda ABD vatandaşı.

Ve Washington, bunların 6’sını, siber saldırıdan yargılanan başka bir İranlı’yı da ekleyerek Washington Post’ta çalışan ve bir yıldan fazla zamandır İran’da hapiste tutulan Jason Rezaian’ın da aralarında bulunduğu dört Amerikalı’yı kurtarmak için İran’la takas etti.

Ancak sorun, sadece Rezaian ve kurtarılan diğer Amerikalılarla sınırlı değil.

Çünkü Washington’ın başta 9 yıl önce İran’da kaybolan, CIA adına çalıştığı bilinen eski FBI ajanı Robert Levinson, İran’dan çıkarmak istediği başkaları da olduğu biliniyor.

Eğer halen hayattaysa, ilişkileri bu kadar ayyuka çıkmış Levinson’ı İran nasıl alenen serbest bırakır orası muamma tabii.

Ancak babası Hüseyin Zarrab, eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın en yakınındaki isimlerden olan Reza Zarrab’ın da 2017 seçimlerinden önce sertlik yanlılarıyla boğuşan Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani için büyük bir fırsat olduğu kesin.

Aldığında, hapisteki Babek Zencani’nin yanına mı koyar, yoksa babasından alacağı taahhütlerle daha mı farklı davranır, ona kalmış.

Zarrab ne kadar konuşacak, bu dava Türk siyasetini ne kadar etkileyecek bilmiyoruz.

Dediğim gibi, daha onun karar aşamasına gelinmedi.

Ama hüküm giydikten sonra Zarrab’ın takas havuzuna gireceğine şüphe yok.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)