Zamanı lehinize çevirmenin sırrı: Pareto İlkesi

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

İş dünyasında zaman yönetimi, özellikle yöneticiler için başarıya ulaşmak için en anahtar noktalardan biri olarak öne çıkıyor. Zamanı doğru kullanmak bir yöneticiyi rakiplerinden birkaç adım öne çıkarabilir.

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, iş yaşamı her an yeni ve adapte olunması gereken değişikliklere gebedir. Böyle durumlar en çok yöneticilerin zamanlarını emer. Zamanı doğru yönetmek için ise yapılması gereken aslında teoride basit ancak uygulamada oldukça zor olabilir.

Önemlileri ilk sıraya koyun

Advisorpedia’dan Nancy Fredericks’in haberine göre, yöneticilerin ‘zaman’ı lehlerine çalışan bir arkadaşa dönüştürebilmeleri mümkün ancak zahmetli bir süreç olabiliyor. Çoğu durumda, iş dünyasında bir değişiklik olduğunda, sonuç, yöneticilerin zamanlarının çoğunu emerek bedelini ödemesiyle sonuçlanıyor.

Ancak birçok kişi, konumları ne olursa olsun, yetkin bir lider olarak görülme umuduyla kendi için fedakarlıkta bulunma arasında sıkışıyor. Ne yazık ki, bu da, çoğu zaman neşeniz, eğlenceniz ve özgürlüğünüzün yanı sıra ailenizle geçirdiğiniz zamanı bile kaybetmenize neden olabiliyor.

Oysa, asıl liderlik, içten dışa doğru ortaya çıkan bir süreçtir. Ve zaman, bu süreçte, kendinizi güçlü bir şekilde zamandan soyutlayabilmeniz için sahip olabileceğiniz zemine karşılık gelir.

Asıl liderlik, içten dışa doğru ortaya çıkan bir süreçtir.

En önemli iş zekası uzmanlarından biri olan Peter Drucker bu durumu şu sözlerle ifade ediyor: “Belirli bir şekilde, yöneticinin zamanı, kendisininki dışında herkesin zamanıdır. Herkes ona saldırabilir ve genellikle de herkes bunu gerçekten yapar. Yönetici kendini bu taleplere kapatamaz ama kontrol edebildiği azıcık zamanı da önemli şeyler için kullanmalıdır. Görünürde çok az çabayla çok şey başaran birkaç kişinin sırrı budur. İlk şeyleri ilk sıraya koyarlar.”

Genellikle bu tavsiyeye karşılık şu cevap verilir: “İyi de benim ilk şeyleri ilk sıraya koymak için asla zamanım olmuyor.” Ancak önceliklerinizi ilk sıraya koymak gerçekten de bir sır değil.

Pareto ve 80/20 teorisi

İtalyan Ekonomist Vilfredo Pareto, teorisini 1896 yılında geliştirdi ve kuşaklar onu etkili bir şekilde kullandı. Pareto'nun 80/20 teorisi, önceliklerin belirlenmesinde oldukça etkin bir yöntem olarak öne çıkıyor. 80/20 teorisi, aynı zamanda, iş dünyasında başarılı bir kariyer elde etmenin de temelini oluşturuyor.

80/20 teorisi, iş dünyasında başarılı bir kariyer elde etmenin temelini oluşturuyor.

Bu denklemin, yalnızca yüzde 20'lik önceliklere odaklanırken diğer yüzde 80'in göz ardı edildiği veya hemen tamamlanmadığı anlamına geldiğini asla düşünmemek gerekiyor. Bunun için işe acil olmayan projeleri tanımlayarak başlamanız ve ardından acil olmayan projeleri arkanızda bırakarak başlamanız gerekiyor. Kendinize zaman yönetimiyle ilgili alakalı şu açıklayıcı soruları sormalısınız: “Şu anda üzerinde çalışmam gereken proje nedir?” ve “Şu anda zamanımı en etkili şekilde nasıl kullanabilirim?”

Bugünün değil yarının koşullarına göre önceliklerinizi belirleyin

Meşguliyetin örümcek ağından çıkamıyorsanız, o zaman aşırı yüklerinizi üstlerinizle tartışın ve işin bir tarih değişikliği yoluyla kaydırılmasını veya başka birine verilmesini önerin. Aldığınız yanıt “Her şey öncelikli” ise, o zaman çalışan bağlılığı için bir kültür oluşturmaya yetecek kadar nüfuza sahip olmayan biri için çalışıyorsunuz demektir.

Görünüşte büyülü 80/20 teorisinin bir püf noktası bulunuyor. Bireysel finans kitabı Atomik Alışkanlıklar’ın (Atomic Habits) çok satan yazarı James Clear'ın da gözlemlediği gibi, etkili olmanın dezavantajı, genellikle geleceğinizden çok geçmişiniz için optimizasyon yapmanızdır.

Yani, daha etkili bir geleceğe adım atmayı planlıyorsanız, yalnızca bugün başarı için kullandıklarınızı değil, daha üst düzey beceriler edinmek için öğrendiklerinizi de kullanmanız gerekiyor. Kısacası, hayallerinizi gerçeğe dönüştürmek için, 80/20 denklemini bugünün ön koşullarını karşılamanın yanı sıra yarının ön koşullarını da geliştirecek şekilde yeniden hesaplamanız gerekiyor. Bunu yapmazsanız, her zaman kariyer rotanızı engelleyen küçük ve yavaş adımlar atmak zorunda kalır ve sınırlı bir kariyere sahip olursunuz.

Daha etkili bir geleceğe adım atmayı planlıyorsanız, yalnızca bugün başarı için kullandıklarınızı değil, daha üst düzey beceriler edinmek için öğrendiklerinizi de kullanmanız gerekiyor.

Peki bu geniş zaman alışkanlığını tutarlı bir şekilde benimsemek için ne yapmanız gerekiyor?

66 günlük bir iş yükünüz olduğunu düşünün. 80/20 teorisine uygun bir yaklaşım, sizde, zamanı daha verimli kullandığınız ve böylece takviminizdeki nefes alma alanlarını artırdığınız kalıcı kariyer davranış değişiklikleri sağlayacaktır. Neden 66 gün diyorsanız, University College London'dan Phillippa Lally ve meslektaşlarının, yeni bir model oluşturmanın en az iki ay, ya da ortalama olarak yaklaşık 66 gün, sürdüğünü keşfetmeleri, bu sayının belirlenmesinde önemli bir rol oynadığı için.

Güzel haber ise, bu modeli oluştururken kendi benliğinizden ödün vermenize gerek kalmamasıdır. Bunun için, planlamanıza uygun şekilde günlük rutininizi 80/20 teorisine göre değerlendirmeniz yeterli olacaktır. Ayrıca araştırmalar, bir günü kaçırmanın alışkanlığı bozmayacağını kabul ediyor, o nedenle modelinizi oluştururken rahat olabilirsiniz.

Unutmayın, 80/20 ilkesi, sorunlarınızın yüzde 80’inden, iş yükünüzün yüzde 20’sinin sorumlu olduğunu öngörür; yani bir başka deyişle, sorunların yüzde 80’i nedenlerin yüzde 20’sinden kaynaklanır. Bu nedenle, sorumlu olduğunuz şeylerin en önemli, en alakalı ve en etkili yüzde 20’sine odaklanmak hem zamanınızı başarıyla yönetmek hem de başarılı bir kariyer elde etmek için en etkili yöntemlerden biridir.

İşten çıkarmalar sırasında liderler nasıl davranmalı?

Yetenekli insanlar liderlik etmekte neden isteksizdir?

Günümüzün stratejik liderleri: CFO’lar

Başarısız liderleri koltuğa yapıştıran 4 şey

Liderleri yaptıkları değil yapabilecekleri için işe alın