Z Kuşağı uzaktan çalışmayı tercih ediyor

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Haftanın en az bir günü uzaktan çalışmayı tarif eden hibrit çalışma şekli, demografik özelliklerin ötesinde bir konu. Yine de yöneticilerin, hibrit çalışma şeklini talep eden ya da ofiste çalışmayı isteyen çalışanlarına bunun nedenlerini sorması ve çözüm önerilerine kafa yorması gerekiyor. Bunu yapmayan işverenler ise genç kuşağın sağlayacağı verimden mahrum kalma riskiyle karşı karşıya kalabilir.

Z Kuşağı işten ayrılmaya hazır

Pandeminin ilk günlerinde uzaktan çalışma, küçük dairelerine sıkışıp kalan gençler için bir eziyet anlamına geliyordu. Görece tecrübeli çalışanlar için ise bu harika bir haberdi. Gençler yüz yüze öğrenme fırsatını değerlendiremedikleri bir çalışma şekline boyun eğmek zorunda kalırken tecrübeli çalışanlar yolculuk masraflarından tasarruf ettiklerini nereye harcayacaklarına odaklanmışlardı. Bllomberg’den Chris Hughes’un haberine göre, bugün ise Z, Y ve X kuşağı olarak adlandırılan genç nesil için beş gün ofise gitmek işten ayrılmayla eşdeğer bir anlam ifade ediyor.

McKinsey & Co. danışmanlı firması tarafından yapılan bir araştırma, hibrit bir çalışma düzenine geçmeyen iş yerlerinde 18-34 yaş aralığındaki personelin işten ayrılma olasılığının 55-64 yaş aralığındaki personele kıyasla yüzde 59 daha fazla olduğunu ortaya koyuyor. Araştırma bulgularına detaylı bakıldığında ise bu rakamların altında yatan neden daha iyi anlaşılıyor. Buna göre, hibrit çalışma düzenine geçmeyen işletmelerde 50 yaş üstü çalışanların çoktan işten ayrılmış oldukları görülüyor. Bunda emeklilik seçeneğinin de etkisi bulunuyor. Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, 50 yaş üstü çalışanlar, beş gün boyunca ofiste çalışma düzenini kabul etmeleri halinde yüksek maaş artışı talep ediyor.

Uzun vadeli etkileri henüz bilinmiyor

Hibrit çalışma modelinin işverenler için ne anlam ifade ettiği oldukça önemli bir soru olarak öne çıkıyor. İşgücü piyasasının darlığı ve parlak yetenekleri kendi bünyelerine çekme ihtiyacı birçok firmayı uzaktan çalışma seçeneğini kabul etmeye zorluyor. Bu değişimin uzun vadeli etkilerinin henüz tam olarak bilinmemesi ise önemli bir pürüz olarak ortada duruyor.

Kültürel sorunlara gebe

Uzaktan çalışma, iş başında ve yüz yüze öğrenmeye büyük sekte vuruyor. Bu durum özellikle genç kuşak için endişe verici bulunuyor. Daha düşük ofis doluluğu da nesiller arasında daha az bilgi aktarımı anlamına geldiğinden daha zayıf ilişkiler kurulacağını gösteriyor. Son olarak hibrit çalışma modelinde taklit yoluyla öğrenme fırsatı da ortadan kalkmış oluyor. Özellikle genç nesillerin kendilerine örnek alabilecekleri bir mentora duydukları ihtiyaç giderilmemiş oluyor. Bu veriler doğrultusunda hibrit çalışma modelinde işler ters gittiğinde sorunun kaynağı olarak genellikle ‘kültür’e odaklanılıyor.

Geniş ofisler dikkat dağınıklığına çözüm olabilir

Ofiste çalışma seçeneğinin en belirgin olumsuz tarafı olarak ise dikkat dağınıklığına neden olacak çok fazla uyaranın olması gösteriliyor. Bunun bir sonucu olarak, gelecekte tasarlanan ofislerin çok daha büyük ve ferah olması planlanıyor. Bu durum şimdiden, şehirlerin ana lokasyonlarındaki kaliteli ofis alanlarının sayısından bir artışa neden olmuş durumda. Geniş ofislerin sayısının artması bugünden yarına gerçekleşmesi mümkün olmayan bir plan olduğundan uzmanlar, hibrit çalışma deneyiminin sonuçlarını görmek için zamana ihtiyaç olduğunda hemfikir.

Londra uzaktan çalışmayı sevdi

Z kuşağı için ofis hayatı hayal mi?

Evden çalışan, ofise dönmek istemiyor