Vatan Gazetesi'nden Ufuk Korcan, son dönemde piyasalarda yaşanan gelişmeleri değerlendirdi ve mevduat yatırımcıları arasında yayılan yeni bir trende dikkat çekti. İşte Korcan'ın, Güngör Uras'ın "Ayşe Teyze"sinden esinlenerek mevduat vadeleri ve yeni
faiz beklentileriyle ilgili o yazısı...
Mevduat faizlerinin 1 ve 3 ay vadede % 9-10 aralığına çıkması, kısa vadeye ilgiyi yeniden artırdı. Haziran’dan bu yana 6 aydan kısa vadeli mevduatların payı 2 puan artarak % 88.37’ye tırmandı.
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) parasal genişleme programında frene basacağı endişesi Ayşe Teyze’nin de hesaplarını değiştirmesine neden oldu. Fed’in bu yıl içinde her ay yaptığı 85 milyar dolarlık tahvil alımlarını azaltması bekleniyor. Bu beklenti Mayıs ayının son haftasından itibaren piyasaları etkisi altına almış durumda. Bu süreçte tahvil faizleri çift haneye çıkarken dolar rekor kırarak 2 TL’ye dayandı. Piyasalarda yaşanan bu çalkantı mevduat faizlerine de yansıdı. Bankalar 1 ve 3 ay vadeli Türk Lirası cinsi mevduatta faizleri yüzde 9-10 aralığına çekti. Mevduat faizlerinde son haftalarda yaşanan bu tırmanış mevduat sahiplerinin de kısa vadeye yönelmesine neden oldu. Mevduat faizlerinin yüzde 6-6.5 olduğu Mayıs’ın son günlerinde bankalardaki toplam TL mevduatlarının yüzde yüzde 86.42’sinin vadesi 6 aydan kısaydı. Bu oran faizlerdeki tırmanışla beraber 7 Ağustos itibarıyla yüzde 88.37’ye çıktı.
1.95 puanlık bu artış hangi vadelerdeki çözülmelerden kaynaklanıyor?
Merkez Bankası verilerine göre, 31 Mayıs’tan bu yana 6 ay vadeli mevduatın toplam içerisindeki payı yüzde 7.12’den yüzde 5.83’e indi. 1 yıl ve daha uzun vadelerin payı ise 0.67 puan azaldı. Bu noktada şunu belirtmekte yarar var. Uzun vadeli mevduattaki çözülme mevcut vadenin bozulması şeklinde değil daha çok vadesi dolanın yenilenmemesi şeklinde oluyor.
8 ayda önemli değişim
Yılbaşından bu yana geçen süreye bakıldığında ise Maliye’nin yılbaşında uzun vadeyi özendirmeye yönelik attığı adımların işe yaradığı görülüyor.
Yapılan düzenlemeyle bankalardaki mevduatta ve katılım hesaplarında, Türk Lirası (TL) ve döviz hesaplarda vadeye göre stopaj oranı farklılaştırıldı. 1 yıl vadenin üzerindeki TL mevduatın vergisi 5 puan düşürülürken, 6 aya kadar olan döviz hesaplarının vergisi 3 puan artırıldı. Yani TL mevduata tüm vadelerde uygulanan yüzde 15 stopaj oranı 6-12 ay arası vadeli hesaplar için yüzde 12, 12 aydan uzun vadeli hesaplar için ise yüzde 10’a indirilmişti.
Yılbaşında toplam TL cinsi mevduatlarda sadece yüzde 2.14 paya sahip olan 1 yıl ve üzeri vadenin payı yüzde 5.80 civarına çıktı.
Faiz oranlarındaki artış 6 ay ve üzeri vadelere şu aşamada tam olarak yansıtılmış değil. Eğer
faiz avantajı önümüzdeki dönemde de sürerse uzun vadeden kısa vadeye geçiş devam edebilir.
Bakan haklı! Kazanç en az 18 milyar TL
Doların 2 TL sınırına dayanması üzerine Maliye Bakanı Mehmet Şimşek geçen hafta, “Vatandaşın dövizle borcunun yok denilecek düzeyde. Buna karşın, vatandaşın çok ciddi düzeyde döviz mevduatı var. Dolayısıyla böyle bir yükselmede vatandaş zararda değil” demişti. Bakan Şimşek’in bu açıklaması üzerine rakamlara baktım. Mayıs ayı sonunda yurtiçinde yerleşik kişilerin bankalardaki Döviz Tevdiat Hesapları’nda (DTH) 61 milyar 226 milyon doları ve 30 milyar 469 milyon eurosu bulunuyordu. 16 Ağustos’a kadar geçen sürede dolar hesaplarında 2 milyar 768 milyon dolarlık, euro hesaplarında da 1 milyar 770 milyon euroluk artış oldu. Bu artışlar gözardı edildiğinde döviz yatırımcısının kurlardaki artıştan 3 aylık toplam kazancının 18 milyar TL olduğu hesaplanıyor. 3 ay süre içerisinde kademe kademe yapılan alımlar hesaba katıldığında kazanç daha da yukarılara çıkıyor. (Ufuk Korcan/Gazetevatan)