<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemYiğit Bulut'tan çok ağır açıklama!----

Yiğit Bulut'tan çok ağır açıklama!

Yiğit Bulut'tan çok ağır açıklama!
22 Nisan 2015 - 16:23 www.finansingundemi.com

Yiğit Bulut, Avrupa Parlamentosu'nun aldığı sözde 1915 olayları kararıyla ilgili sert açıklamalarda bulundu

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut, TRT Haber'de Hasan Kurtulmuş'un sunduğu Derin Analiz programında gündemdeki konuları değerlendirdi.

Mısır'daki darbe ve Türkiye'ye yönelik tavırlar özelinde Batı'nın ikiyüzlülüğünü, demokrasiden ne kadar uzak olduğunu, geçmişinin ve bugünün ne kadar kirli işlerle dolu olduğunu anlatan Yiğit Bulut, Avrupa Parlamentosu'nun aldığı sözde 1915 olayları kararıyla ilgili de "Sen kimsin de benim ecdadımı yargılıyorsun ve hüküm veriyorsun. Burayı 2001'deki Kemal Derviş Türkiye'siyle karıştırma, haddini bil" ifadelerini kullandı.

Yiğit Bulut konuyla ilgili şunları söyledi:

MURSİ DEĞİL, MISIR HALKININ İRADESİ 20 YIL HAPSE MAHKUM EDİLDİ


Mısır'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi 20 sene hapis cezasına çarptırıldı. Aslında burada hapsedilen Mursi değil, Mursi'nin bedenini hapsetmeniz Mısır halkının iradesini 20 sene hapsedebileceğiniz anlamına gelmiyor. Orada Mısır halkının bir iradesi var. Mısır halkının oylarıyla seçilmiş bir devlet başkanı var. Ve bu devlet başkanı yüzde 50'lerin üzerinde bir oyla seçilmiş.

MISIR, İNGİLTERE VE İSRAİL'İN ROTASINDAN ÇIKMAYA BAŞLAMIŞTI

Seçimin üzerinden 1 yıl geçtikten sonra ortaya çıkan tablo, bağımsızlık yönünde attığı adımlar ve İsrail politikalarından çıkmaya başlayan bir Mısır, İngiltere'nin rotasından çıkmaya başlayan bir Mısır, kendi kaderini eline almaya başlayan bir Mısır... Ve arkasından gelen askeri darbe. Askeri darbeden sonra kurşuna dizilen insanlar. Ve arkasından gelen bu 20 yıllık hapis cezası.

Dünya bunları çok gördü. Biz bunların aynılarını Türkiye'de de yaşadık. Başka ülkelerde de bunlar görüldü. Halkın iradesine dönem dönem bazı ülkelerde tecavüz edildi. Halkın iradesi yok sayıldı. Halkın iradesinin üzerinde başka odaklar tarafından ülkelerin kaderleri çizildi. Ülkeler başka karanlık odaklar tarafından yönetildi.

BU DARBENİN ARKASINDA KİMLERİN DURDUĞU BELLİ

Bugün Mısır'da ortaya çıkan durum budur. Mısır'da bir İngiliz-İsrail işbirliği ve bu işbirliğinin sonucu olarak ortaya çıkmış bir askeri darbe var. Bu darbenin arkasında kimlerin durduğu belli. Uzun süredir kimlerin bu darbeyi kurguladığı belli. Ve bu darbe sonucu gelinen nokta.

FRANSIZ TOPLUMUNA NE OLDU?

Bakın, aslında burada bir noktanın daha altını çizmek gerekiyor. Batı, Mısır özelinde demokrasiye hiçbir inancı olmadığını, demokrasi değerlerine sahip olmadığını, demokrasinin sadece onların menfaatine doğru işleyen çarklardan oluştuğunu bir kez daha gösterdi. Seçilmiş bir liderin hapse atılması, onu destekleyenlerin sokaklarda kurşunlanması, askeri darbecinin bu noktaya gelmesi, devlet başkanı olma noktasına gelmesi... Ve Batı'nın verdiği neredeyse sıfır düzeyinde tepki.

Ben devletler düzeyinde tepki verilmemesini anlıyorum. Çünkü orada bir koalisyon var ve bu koalisyon Mısır'ın kontrol etmek istiyor. Ama halklar düzeyinde bir tepki verilmemesi çok ilginç. Bugün Fransa'da "1789'da biz eşitlik, kardeşlik ve özgürlüğü öğrendik, demokrasiyi keşfettik, icat ettik, tanımladık" insanlar neden sessiz kalıyorlar? Fransız toplumuna ne oldu? Bir darbeci, bir seçilmiş cumhurbaşkanını 20 sene hapsettiriyor, ve bu darbecinin arkasında görünen iki tane ülke var, onların arkasında da başkaları var. Bu tabloya rağmen Batı'daki "biz demokratik değerlere sahibiz" diyen sivil toplum kuruluşlarından ses çıkmıyor. Yıl 2015. Askeri darbeyle bir ülkede yönetim ele geçiriliyor. Devlet başkanı 20 sene hapse mahkum ediliyor, onu destekleyenler sokaklarda kurşuna diziliyor.

BUNUN ADI TERÖR DEĞİL Mİ?

Bunun adı, "terör, demokrasi katliamı, demokrasinin yok sayılması, halkın iradesine tecavüz edilmesi değil". Ama Fransa'da bir küçük olay olduğu zaman bunun adı "demokrasi katliamı, en şiddetli terör olayı". İngiltere'de olduğu zaman bunun adı "terör".

Ama baktığın zaman; Filistin'de bir ülkenin ordusunun resmi üniformasını taşıyan askerler tarafından öldürülen 5 yaşındaki çocuk terör kurbanı değil. O devlet terörü değil.

BATI'NIN KLONLANMIŞ KAFASINI TAŞIYIP, KENDİ ZİHİN KODLARINI BATI'YA KAPTIRAN "AYDINLAR"

Böyle bir ikiyüzlülük, böyle bir sapma... Çok açık söyleyeyim, benim artık midemi bulandırma noktasına geldi. Ve hala bu ülkede, neo-liberal Batı kafası, yani Batı'nın klonlanmış kafasını taşıyıp, kendi zihin kodlarını Batı'ya kaptıran "aydınların" hala bu ülkede söylemlerini görüyoruz. Hala bu ülkede siyasi partiler içinde varlıklarını görüyoruz bu insanların. Hala bürokrasi içinde, özel sektör içinde, fikir dünyamız içinde bu insanların 200 yıldır devam eden Batı taşeronluğunun uzantılarını görüyoruz.

BU ÇİFTE STANDARDA DÜNYADA BİR TEK RECEP TAYYİP ERDOĞAN SESİNİ YÜKSELTİYOR

Artık bu ülkenin insanlarının tamamıyla uyanması lazım. Yüzde 50'sinin, 55'inin, 60'ının, 70'inin uyanması yetmez. Bu ülkenin insanlarının uyanması lazım. Biz bunları niye konuşuyoruz? Hiçbir siyasi amacımız yok. Siyasetçi değiliz, dernek üyesi de değiliz. Ama bu ülkede birilerinin söylemesi lazım bunları. Sivil toplumun, ülkenin insanlarının bunları konuşması lazım. Bu bir çifte standarttır. Açık seçik. Ve bu çifte standarda dünyada karşı çıkan 1 kişi var: Recep Tayyip Erdoğan.

Sayın Cumhurbaşkanımız'dan başka Mısır'da yaşanan çifte standarda, Filistin'de yaşanan çifte standarda, Ortadoğu'da yaşanan çifte standarda, Suriye'de yaşananlara karşı çıkan bir lider yok dünyada. Bir kişi de çıkıp söyleyemiyor arkadaş. "Bu Mısır'daki askeri darbedir" diyemiyor. Niye Fransa'dakiler bunu diyemiyor.

Bugün Mursi'ye, yarın sana, öbür gün ona. Sanmayın ki, üzerinizde oturduğunuz samanlığın altı yanıyorsa bu ateş size ulaşmayacak. Batı medeniyetinin sorunu bu. Aşağıda ateş yansın, Ortadoğu'da ateş yansın insanlar ölsün, ben Londra'da, Paris'te, Brüksel'de, Berlin'de, Hamburg'da oturayım. Yok böyle bir şey. Bunu anlamaları lazım. Eğer senin üstünde oturduğu samanlığın altı yanıyorsa sen yukarıda oturamazsın arkadaş. Ortadoğu'yu yakarak, kan ve gözyaşından milyar dolar, milyar Euro çıkartarak, adam devşirerek, kullanarak bu düzeni devam ettiremezsin.

O ŞATOLARIN HEPSİNİN ALTINDA KAN VARDIR

Bakın Batı bize akıl veriyor. Açık konuşmak lazım. Kalktı Avrupa Parlamentosu dedi ki, "şunu tanıyın, bunu tanıyın" diye karar aldı. Batı dediğimiz yapının maddi varlığının tamamı sömürgecilikten gelir. İnsanlar Fransa'ya gittiği zaman "aa ne güzel şatolar..." O her şatonun altında kan vardır. Her şatonun altında gözyaşı vardır. Her şato sömürge ülkelerden gelen paralarla, sömürgecilikle yapılmıştır. "Aa, Paris Metrosu çok güzel..." Kaç bin Afrikalı orada çalışırken öldü biliyor musun? Kalkmış Avrupa Parlamentosu Türkiye'yle ilgili karar alıyor. Türkiye'yle de değil hatta. Geçmişimizle ilgili karar alıyor. Bizim ecdadımızla ilgili karar alıyor. O karar zaten "yok" hükmünde, tartışmaya değmez ama böyle bir çifte standart olmaz.

Yüzyıllarca Güney Amerika, Avrupa'ya karşı savaştı. Bağımsızlığını kazanmak için. Yüzyıllarca İspanyollar, Portekizliler Güney Amerika'nın kanını emdi. Cezayir'de yaşananları Türkiye'nin detaylarıyla bilmesi lazım. Afrika'da yaşananları bilmesi lazım.

Bakın 1822'ye kadar Brezilya Portekiz'in sömürgesiydi. Bugün "Brezilya" dediğimiz topraklar 1822'ye kadar Portekiz sömürgesiydi. Ve oradaki insanların kanı, canı, teri, yeraltı kaynakları emildi, Avrupa'ya taşındı.

Simon Bolivar nasıl Simon Bolivar oldu? Biraz araştırmak, bunları bilmek lazım. Onu Simon Bolivar yapan, İspanyollara karşı verdiği savaş. Bugün Güney Amerika'da o ruhu görüyorsunuz ama.

SEN KİMSİN, BENİM ECDADIMI YARGILIYORSUN, HÜKÜM VERİYORSUN? HADDİNİ BİL!

Ama Avrupa Parlamentosu'nda bakıyorsunuz, 35-40 kişi, 100 kişi neyse, bir araya geliyor, hayatında Türkiye ile ilgili hiçbir gerçeği bilmeyen, içlerinde belki de bir tane tarih kitabı okumamış onlarca adam olan bir sürü insan bir araya geliyor böyle bir karar alıyor. Benim ecdadımı yargılıyor, onunla ilgili hüküm veriyor. Sen kimsin, benim ecdadımı yargılıyorsun, onunla ilgili hüküm veriyorsun? Sen kimsin, haddini bil. Sen burayı 2001'deki Kemal Derviş Türkiye'siyle karıştırma. Genel vali atadığın 2001 Türkiye'siyle karıştırma. Yıl 2015, sen kimsin benim ecdadımla ilgili "katildir" diye karar veriyorsun. Kimsin sen?
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)