Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
TürkiyevTabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, Türkiye'nin en önemli akarsularından biri olan Yeşilırmak'ta incelemelerde bulundu. Dr. Kesici, Sivas'tan doğup Tokat, Amasya ve Samsun illerinden geçerek Karadeniz'e dökülen 519 kilometre uzunluğa sahip ırmağın Amasya kısmındaki incelemelerde, birçok gölde de tespit edilen zehirli etkisi de bulunan siyanobakteriler, diğer adıyla mavi-yeşil alglerin yoğunluğuna dikkat çekti.
ADI GİBİ YEŞİL AKIYOR
Bir zamanlar toprak rengi akan Yeşilırmak'ın, şimdi ise adı gibi yeşil aktığını belirten Dr. Kesici, ama bu yemyeşil görüntünün çok tehlikeli olduğunu vurguladı. Dr. Kesici, Yeşilırmak'ın havzadaki tarımsal sulama için aşırı su alımları ve her türlü atığın yıllarca hiçbir arıtmaya tabi tutulmadan nehre verilmesi sonucu yok olma tehlikesi altında olduğunu kaydetti.
ZEHİR SAÇAN YEŞİLLİK
Dr. Kesici, “Adı gibi yeşil akması beklenen Yeşilırmak, şimdi adeta zehir saçan yemyeşil su şeklinde akıyor. Nehirde kokuya da neden olan bu akış, diğer birçok doğal su kaynaklarımızdaki olduğu gibi mavi-yeşil alg adını verdiğimiz su yosunlarının aşırı artışı sonucu oluşmaktadır" dedi.
AŞIRI KOKU VE SİNEK SORUNU
Nehirdeki mikroorganizmaların, kirlilik nedeniyle aşırı arttığına dikkat çeken Dr. Kesici, “Bir zamanlar rahatlıkla içilebildiği suyunun içilemez olmasının yanı sıra, nehirdeki canlıların yaşamasına da olanak tanımıyor. Nehrin belirli bölgelerinde oksijensizlik nedeniyle balık ölümleri yaşanıyor. Kanalda oluşan aşırı koku, görüntü kirliliğinin yanı sıra artan sinekler Amasya'nın güzelliklerine hiç yakışmıyor" diye konuştu.
SU BİRİKİNTİSİNE DÖNÜŞMÜŞ
Tokat'tan Samsun'a kadar 519 kilometrelik alanda zengin su debisiyle coşan nehrin son yıllarda, doğal nehir özelliğini de kaybederek adeta su birikintisine dönüştüğünü belirten Dr. Kesici, “Yaptığımız araştırmalarda, nehir boyunca, nehre atık su bırakan, açık deşarj borularının oldukça fazla olduğu belirlendi. Bu borular vasıtasıyla mahallelerin, kilometrelerce uzunluktaki asfalt yolların trafiğinden kaynaklanan egzoz, balata vb. kimyasal kirlilik yağışlı dönemlerde mazgal-boru sistemleriyle nehre ulaşıyor. Ayrıca başka yapısal atıkların da hala nehre bırakıldığı belirlendi" dedi.
TOPRAK-BİTKİ ADACIKLARI OLUŞUYOR
Azalan su seviyesi nedeniyle nehirde giderek artan toprak-bitki adacıklarının suyun akışına da engel olduğunu kaydeden Dr. Kesici, “Nehirdeki suların temizlenmesinde büyük önem taşıyan, nehir kıyılarındaki sazlık bitki topluluklarının bakımsızlığı da kirlilik oluşturuyor. Sazlık alanlarla birlikte, kanalda yaygın olan kedi kuyruğu adını verdiğimiz su kıyı bitkilerinin bakımlarının yapılmaması, bu alanlarda mavi- yeşil alglerin depolanmasına neden oluyor. Ayrıca, katı atıkların da depolanmasına neden olan bu alanların mutlaka temizlenmesi gerekir" diye konuştu.
AŞIRI KİRLİLİK
Dr. Kesici, yerleşim, tarım, sanayi alanlarının, yıllarca hiçbir arıtmaya tabi tutulamadan atık sularının bırakılması sonucu aşırı oranda kirletilen ırmağın, doğal havzası ve kıyılarının da farklı amaçlarla adeta işgal edilmesi nedeniyle korunamadığını da söyledi. Aşırı kirlilik ve su alımlarının, suyun temizleme gücünü ve etkisini yok ettiğini de dile getiren Dr. Kesici, Tokat-Turhal bölgesinde şeker pancarı üretimi ve fabrikasının, yıllarca suyun kaynağından kirlenmesine neden olduğunu kaydetti.
SU SEVİYESİNDE GÖRÜNÜRLÜK SIFIR
Yeşilırmak'ın ırmak özelliğini kaybettiğini, kurumakta olan dere görünümünde olduğunu ifade eden Dr. Kesici, “Kirlilik nehrin suyu ve dip çamurlarında analiz bile yapılmasını gerektirmeyecek şekilde çok yaygın olarak görülmektedir. Nehrin çok az olan su seviyesinde görünürlük, aşırı çoğalan siyanobakteriler nedeniyle sıfır. Oksijen seviyesi hem durgunluk hem de bakteri artışı nedeniyle birin altındadır. Azot ve fosfor miktarı 5 üzerindedir" diye konuştu.
NEHİR İÇİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Dr. Kesici, çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı:
“Dip çamuru bilimsel yöntemlerle temizlenmelidir, sazlık alanların bakım ve gençleştirme çalışmaları yapılmalıdır. Irmak boyunca suların modern arıtma yöntemlerinden geçirilmeden nehre deşarj edilmesine izin verilmemelidir. Yağmur sularıyla kirlenen şehir sularının, nehre ulaşmaması için ayrık suyu toplama kanalizasyon sistemi düzenlemeleri yapılmalıdır. Tarımın şekli, dokusu ve alanı mutlak koşulla belirlenmelidir. Siyanobakteri artışını hızlandıran yapay gübre ve tarım kimyasallarıyla üretime son verilerek, damla sulama sistemi zorunlu hale getirilmelidir."
Kuraklıktan yeşile bürünen Bayır Deresi, çöplüğe döndü
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.