Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İnsan Hakları Eylem Planı'nın ardından ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan öncülüğünde uzun süredir üzerinde çalışılan, makroekonomik istikrar politikaları ve yapısal politikaları içeren ekonomik paketin ayrıntılarını İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde açıkdı. Paketin merkezinde makroekonomik istikrar kapsamında, kamu maliyesi, enflasyonla mücadele, finansal sektör ve cari açıkla mücadele gibi alanlara öncelik verilirken, pandemiden olumsuz etkilenen geniş kesimlere dönük doğrudan para yardımı veya hibe gibi destekler yer almaması dikkat çekti.
Konuşmasında reform çalışmasının özünde ekonomiyi yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyütme amacı bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, pakette 850 bin esnafa yönelik gelir vergisi muafiyetinin yer aldığına dikkat çekti. Erdoğan, "Kuaför, tesisatçı, tamirci, gibi esnafımızı gelir vergisinden muaf tutuyor, beyan yükümlülüklerini de kaldırıyoruz" dedi. Pakette "Yapısal Reformlar" başlığı altında Cumhurbaşkanı Yardımcısı'na bağlı Ekonomi Koordinasyon Kurulu ve Hazine ve Maliye Bakanlığı'na bağlı Finansal İstikrar Komitesi adıyla iki yeni yapı oluşturuldu. Ayrıca üst düzey kamu görevlilerinin atanmasında tecrübe şartlarının güncellenmesi, teşvik sisteminin yenilenmesi gibi adımlar yer aldı.
Bu arada uzun süredir önemli oranda iş kaybı yaşayan esnafların önemli bir kısmı kiralarını bile ödemekte bile zorlanırken, gelir oluşmayacağı için gelir vergisinin de söz konusu olmayacağı belirtiliyor.
KOBİ’LERE KREDİHükümetin son bir yılda pandemiye dönük açıkladığı destek paketlerinin kredi odaklı olmasına, muhalefet partileri tepki göstermişti. Bu pakette de yine kredi konusunda yeni bir adım atıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, paket kapsamında istihdamın desteklenmesi amacıyla mikro ve küçük ölçekli firmalar için bir defaya mahsus, Kredi Garanti Fonu (KGF) kefaletiyle 24 ay vadeye yayılabilecek 6 ayı geri ödemesiz 100 bin TL'ye kadar kredi sağlanacağını da açıkladı.
Küçük ölçekli işletmeler mevcut borçlarını ödemekte zorlandığı için yeni kredilerin yaraları sarmayacağı belirtiliyor.
Pakette öne çıkan diğer başlıklar arasında kamu alım ihalelerinde şeffaflığın artırılması, bütçe açığında mali disiplinden taviz verilmemesi, enflasyonla mücadele için "Fiyat İstikrarı Komitesi" kurulması, gıda israfının önüne geçilmesi, kamu alımlarında yerli üretimin payının artırılması gibi adımlar yer aldı.
Deutsche Welle Türkçe’ye konuşan, Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan, Erdoğan'ın açıkladığı Ekonomi Reform Paketi'nin yapısal reformlar içeren bir paket değil; pandemi krizinin yarattığı ekonomik durgunluğu aşacak bir 'canlandırma paketi' olduğunu ifade ediyor.
Pakette enflasyon, işsizlik, ihracat, cari açık gibi bilinen makro ekonomik alanlara değinen bazı adımların yer aldığını dile getiren Prof. Yeldan, "Özellikle enflasyona ilişkin söylemler önemliydi. Tek haneli enflasyon hedefi tekrar dile getirildi. Bunun yanında, bir Fiyat İstikrar Komitesi kurulacak. Bu komitenin, mevcut Merkez Bankası Para Kurulu'ndan ek yetkileri neler olacak, bunu ayrıntılı görmemiz gerekiyor" diye konuşuyor.
Öte yandan bir yandan Fiyat İstikrar Komitesi, diğer yandan Ekonomi Koordinasyon Kurulu ve TÜİK'in "ilişkili kuruluş" seçilmesi gibi adımlara dikkat çeken Yeldan, "Oysa Türkiye'de şu anda sorunların çözümü için mevcut bürokrasi kurgusu içinde eksik olan bir kurum veya kurul olduğunu sanmıyorum.
Finans piyasalarında da böyle bir beklenti yoktu" diyor.
İşsizlikle mücadele için atılması planlanan adımların da geçmişte açıklanan paketlerden farklı bir tarafı olmadığını vurgulayan Yeldan, şunları dile getiriyor: "İşsizlikle mücadele hep güdük kalıyor. Her şeyden önce KOBİ'lerin doğrudan desteklenmesi gerekiyor. Yapısal reform dediğimiz şey bu. Bu pakette yer alan desteklerin de pandemi döneminde olduğu gibi İşsizlik Fonu'ndan karşılanıp karşılanmayacağı da bir başka belirsiz konu."