<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiYeni küreselleşme Çin’den mi yayılıyor?----

Yeni küreselleşme Çin’den mi yayılıyor?

Yeni küreselleşme Çin’den mi yayılıyor?
06 Şubat 2023 - 18:18 www.finansingundemi.com

Küreselleşme ölüyor mu, yoksa Çin ve dijital ekonomi tarafından yönlendirilen yeni bir küreselleşme mi doğuyor?

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Küresel ekonominin içinde bulunduğu durum, küreselleşmenin sonuna gelindiği üzerine teorilerin şiddetlenmesine neden oluyor. Ancak yeni bir yaklaşım, yeni bir küreselleşme sürecinin başladığına işaret ediyor olabilir.

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, yeni küreselleşme süreci Çin ve dijital ekonomi tarafından yönlendiriliyor gibi gözüküyor.

ABD kendi kendini mi baltalıyor?

South China Morning Post’tan Daryl Guppy’nin haberine göre, küreselleşmenin sona erdiği fikri, bazı ekonomi analistleri arasında popülerlik kazanıyor. Buna paralel olarak, başta tedarik zinciri sorunları nedeniyle Çin'in artık küreselleşme sürecinde etkin bir oyuncu olmadığı fikri de giderek ağırlık kazanıyor.

Kuşkusuz, artan korumacılığıyla ABD kendisini küreselleşmeden uzaklaştırıyor gibi görünüyor. Politikaları, küreselleşmenin yapısökümünü hızlandırıyor ve onun yerine korumacı egemen ekonomiyi koyuyor. Bu, nihayetinde kendi kendini baltalayan bir yaklaşıma işaret ediyor çünkü ekonomiyi, rekabetçi fiyatlarla çeşitli ürün ve hizmet seçenekleri sağlayan küreselleşmenin faydalarından mahrum bırakıyor.

Çin'in küresel bir pazara tam dönüşü, birçok Batılı ekonomiyi alt üst eden enflasyonist baskılara karşı koyabilme fırsatı anlamına geliyor. Birçok yönden, Çin'in Kovid-19'dan önceki en büyük ihracatının ekonomik deflasyon olduğu biliniyor. En açık şekilde, uzun süredir, Batı ekonomileri enflasyonu düşük tutmak için daha ucuza üretilen Çin mallarına ve hizmetlerine bağımlıydı. Bu deflasyonist etki, bilgisayarlardan ev eşyalarına ve ekonomik büyümeyi destekleyen ekipmanlara kadar hissedildi.

Artan korumacılığıyla ABD kendisini küreselleşmeden uzaklaştırıyor gibi görünüyor.

Küreselleşmenin kısa tarihi

Küreselleşme sürecinde sona gelindiği fikri ise, en iyi ihtimalle Batı dünyasındaki kibrin bir örneği olarak öne çıkıyor. Gerçekte ise aslında küreselleşme bir şekilde yüzlerce yıldır bizimle birlikte. İpek Yolu, Avrupa'ya ipek ve çay getiren küreselleşmenin ilk aşamalarından biriydi. Bunu, Doğu Hint Adaları'ndan gelen baharatları Avrupa'nın sofralarına koyan ve Güney Amerika'dan Çin'e ve özellikle de Siçuan eyaletine acı biber getiren Avrupa keşif çağı izledi.

1817'de İngiliz İktisatçı David Ricardo, küreselleşmenin felsefi temellerini resmileştirdi. 19. yüzyılın başında London Times, Avustralya'dan et, Güney Amerika'dan meyve, Afrika'dan şeker ve ABD'den tütün gibi küreselleşmenin faydalarını öven bir makale yayınladı.

Çin ekonomisindeki hasar kalıcı mı?

Tüm bu süreç boyunca, hemen hemen hiç kimse küreselleşmenin sona ermek üzere olduğunu iddia etmedi ve tekrarlanan korumacılık girişimlerine rağmen, küreselleşme gelişmeye ve dünya ekonomilerine yerleşmeye devam etti. Dolayısıyla küreselleşmeyi durdurmak için Kovid-19 ve Joe Biden'ın Çip Yasası’ndan (Chips and Science Act) daha fazlası gerekeceğe benziyor.

Ancak bu, bazılarının Çin'in ekonomik büyümesinin Kovid-19 kısıtlamaları nedeniyle bir şekilde kalıcı olarak zarar gördüğünü öne sürmesine neden oldu. Bu, hegemonik bir anlatıya uyan bir yanılgıya işaret ediyor olabilir ancak bu anlatı aynı zamanda ekonomik gerçekliği göz ardı etme tehlikesi de barındırıyor.

Dünyanın en büyük ekonomilerinden bazıları bu yıl resesyonla karşı karşıya kalırken, Çin'in konjonktür dışı toparlanması, yatırım fırsatlarını da beraberinde getiriyor.

Fon yöneticileri yanılgının farkında

Küresel fon yöneticileri bu yanılgıyı hemen fark ediyor ve Çin ekonomisine ve sermaye piyasalarına daha fazla dahil olmak için hazırlanıyor. Dünyanın en büyük ekonomilerinden bazıları bu yıl resesyonla karşı karşıya kalırken, Çin'in konjonktür dışı toparlanması, özellikle kaynaklar sektöründe yatırım fırsatlarını da beraberinde getiriyor.

Bu, fiziksel altyapının ötesinde, yeşil ekonomi, yapay zeka uygulamaları ve 6G gibi alanlarda daha geniş bir yelpazede geliştirme fırsatları sunacağından, Çin liderliğindeki 2008 küresel toparlanmasının tekrarından öte anlamlar taşıyor. İş dünyası, özellikle de fırsatları önceden görebilenler, şimdiden Çin liderliğindeki küresel büyümenin yeniden başlamasına ve ekonomik kalkınma için bir güç olarak küreselleşmenin devamına hazırlanıyor.

İş dünyası, özellikle de fırsatları önceden görebilenler, şimdiden Çin liderliğindeki küresel büyümenin yeniden başlamasına ve ekonomik kalkınma için bir güç olarak küreselleşmenin devamına hazırlanıyor.

Dijital ekonomi

Kovid-19 kış uykusu, küreselleşmenin ilerleme biçiminde ince bir ayara yol açtı. En önemli iki özellikten ilki, Çin'in Küresel Kalkınma Girişimi (Global Development Initiative) ve sömürücü olmayan bir ekonomik ilişki ile Küresel Güney'e (Global South) yeniden odaklanılması olarak öne çıkıyor. Çin, Birleşmiş Milletler ile birlikte çalıştığı çok taraflı çözümlere bağlılık gösteriyor ve bu, Kovid sonrası küreselleşmenin doğasını belirleyeceğe benziyor.

İkinci önemli özellik ise dijital ekonominin ve buna paralel olarak sınır ötesi ticarete olanak sağlayan dolar cinsinden olmayan dijital para birimlerinin büyümesi olarak öne çıkıyor.

Küresel olarak, Kovid-19’un dijital ekonomiyi hızlandırdığı biliniyor ancak birçok Batı ülkesinde bu alandaki ilerlemenin düşük bir başlangıç seviyesinde kaldığı görülüyor. ABD'de neredeyse demode olan pos sistemi henüz tüm mağazalar tarafından kullanılmıyor, ancak Çin WePay ve diğer benzer sistemlerle çoktan bunun ötesine geçmiş gözüküyor.

Çin, Birleşmiş Milletler ile birlikte çalıştığı çok taraflı çözümlere bağlılık gösteriyor ve bu, Kovid sonrası küreselleşmenin doğasını belirleyeceğe benziyor.

Kovid-19, Çin'in dijital para biriminin genişlemesi de dahil olmak üzere dijital ekonomide çok daha karmaşık ilerlemeler sağlamışa benziyor. Bir o kadar da önemlisi, bu ilerlemeler, bankacılık tarzı hizmetlerin daha önce ‘banka hesabı olmayan’ kesimlere yayılmasını sağlamış gözüküyor. Bu, Küresel Güney'i özellikle ilgilendiriyor.

Uluslararası ticarette verimlilik artıyor

Dijital ekonomideki gelişmeler, uluslararası ticaretin gelişimini makro düzeyde etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda Küresel Kalkınma Girişimi'nin temellerini de oluşturuyor. Swift uluslararası para transferi sistemine alternatiflerin oluşturulması, uluslararası ticaret verimliliğini artırıyor ve savunmasızlığı azaltıyor.

Küreselleşme, korumacılıktan, ideolojik olarak yönlendirilen yaptırımlardan ve tarife engellerinden daha güçlü bir güç. Olan bitene bakıldığında, ekonomik gelişmenin yerinin değiştiği ve küreselleşmenin güçlerinin de buna göre değişeceği görülüyor. Çin ise bu değişikliği fark eden ilk büyük ekonomi gibi gözüküyor ve küreselleşmenin yeniden doğuşunu yönlendireceğe benziyor.

Küreselleşme, lojistik zincirlerden de daha fazlası anlamına geliyor. Küreselleşme, her ülkeye özgü rekabet avantajı tarafından yönlendiriliyor. Genellikle bu süreçler yavaş değişiyor, ancak Kovid-19 aksaması sismik bir değişimin de koşullarını yaratmış gibi gözüküyor.

Kovid sonrası küreselleşme, Kovid öncesi küreselleşmeden farklı olacağa ve yok olmayacağa benziyor.

Ticaret savaşları ile küreselleşmenin sonu yıkıcı olacak

 

Kovid, savaş ya da enflasyon, ticaretin küreselleşmesini engelleyemiyor

 

BlackRock CEO’su: Ukrayna savaşı küreselleşmenin sonunu getirdi

 

'Küreselleşmeye veda edin, karışıklık çağı başlıyor'

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)