FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Credit Suisse’in kaderi, İsviçreli rakibi UBS tarafından 3,3 milyar dolara satın alındığı tarihi anlaşmayla belli oldu. Ancak bankanın 50 bin çalışanın kaderine ilişkin birçok soru işareti var.
Financial News’in haberine göre Credit Suisse anlaşmanın ardından geçtiğimiz gün personelinin her zamanki gibi işe geri dönmesini istedi. Ancak bankadaki yaklaşık bir düzine personelle yapılan görüşmelere göre, çalışanlar 167 yıllık bankanın varlığının sona ereceğine ilişkin haberi öfke, şaşkınlık, gözyaşı ve bazı durumlarda istifalarla karşıladı.
Habere göre bir yatırım bankacısı Credit Suisse’in satıldığı bilgisini aldığında şu duygulara kapıldığını belirtiyor:
"Kariyerim boyunca iki kez ağladım. Birincisi yatırım bankacılığına başladığım ilk haftamda, ‘Ben kendimi hangi cehenneme soktum’ diye düşündüğümdeydi; ikincisi de bugündü.”
Bir diğer kıdemli yatırım bankacısı, “Herkes çöküşün hızından dolayı hayrete düştü. Ayrıntıları izliyoruz. Bankanın geriye doğru ölçeklendirileceğini biliyoruz. Ancak bunun ne kadar olacağını bilmiyoruz” dedi.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, İsviçre hükümeti, UBS'nin ülkedeki en büyük rakibi Credit Suisse'i satın alması için destekleyici bir rol oynamıştı. Zira Credit Suisse’teki gelişmeler güçlü finans sistemi ile nam salan İsviçre’de bankacılığı bir güven krizinin eşiğine getirmişti. İsviçre Maliye Bakanı Karin Keller-Sutter, anlaşmaya gerekçe olarak, Credit Suisse’in olası bir çöküşünün "İsviçre'de ve dünyada onarılamaz bir ekonomik kargaşaya neden olacağını" söyledi.
Birleşmeden kaynaklanan potansiyel işten çıkarmaların sayısı henüz açıklanmadı. Ancak Credit Suisse tarafından planlanan 9.000 işten çıkarmadan önemli ölçüde daha yüksek olması bekleniyor. Bu arada, UBS yöneticileri, kötü banka olarak adlandırılan Credit Suisse'in ticari varlıklarını azaltacaklarını ve yatırım bankasının önemli ölçüde geri ölçeklendirileceğini açıkça belirtti.
UBS Başkanı Colm Kelleher, anlaşmayı duyuran bir basın toplantısında, "Çok spesifik olmama izin verin, UBS, Credit Suisse'in yatırım bankasını küçültmeyi ve muhafazakar risk kültürümüzle uyumlu hale getirmeyi planlıyor" ifadelerine yer verdi.
Credit Suisse, 20 Mart'ta sabah 9'da, CEO Ulrich Körner ve diğer yönetim kurulu üyelerinin katıldığı bir genel toplantı düzenledi. Toplantıya katılan çalışanlara göre, personel karışıklık döneminde çalışmaya devam etmeye teşvik edildi ve birleşme duyurusuna rağmen UBS'nin Credit Suisse'in rakibi olmaya devam ettiği hatırlatıldı.
Sabah toplantısında soruları yanıtlayan yöneticiler, Ekim ayında ortaya konan ve Credit Suisse'i varlık yönetimi etrafında yeniden odaklamayı, risk ağırlıklı varlıkları azaltmayı ve yatırım bankasını CS First Boston adlı ayrı bir birime dönüştürmeyi içeren bir stratejinin hâlâ yürürlükte olduğunu ve bankanın ölümünün likidite sorunlarından kaynaklandığını yineledi.
Bu arada, Credit Suisse yöneticileri CS First Boston'un geleceğinin UBS tarafından değerlendiriliyor olduğunu da açıkladı. ‘Süper butik’ yatırım bankası olarak adlandırılan projenin başına Credit Suisse yönetim kurulu üyesi Michael Klein’ın getirilmesi planlanıyordu.
Rakip bir bankaya geçmek için istifa eden kıdemli bir Credit Suisse sözleşme uzmanı, “Yatırım bankacıları için oyun bitti. UBS'in tutmak isteyebileceği birkaç ekip dışında, hepimiz bu sabah çılgınca telefon trafiği yaşıyoruz. Şirket içerisinde olarak çok az iletişim oldu ve Klein'dan hiçbir şey gelmedi” ifadelerine yer verdi.
Başka bir yatırım bankacısı, "Hâlâ var olan anlaşmalar üzerinde çalışıyoruz, ancak bu noktada bu daha çok profesyonel bir yaklaşımla ilgili. Zamanımın %60'ını bu anlaşmalar üzerinde çalışarak geçiriyorum ve %40'ını CV'mi oluşturarak ve işe alım uzmanlarına ulaşarak geçiriyorum" dedi.
Credit Suisse, Mart 2021'de çöken aile yatırım ofisi Archegos Capital ile olan bağlarını açıkladığından beri üst düzey sözleşme bankacılarının ayrılmasıyla mücadele ediyordu. Bu süreçte bankadan yaklaşık 80 kıdemli bankacı ayrıldı. Daha yakın bir dönemde ise, şubat ayında banka büyük bir işten çıkarma kararı aldı ve bu karar özellikle yatırım bankacılığı birimini hedef alıyordu. Karar kapsamında Londra'da 35 bankacı işten çıkarılmıştı.
Bir sözleşme uzmanı, “Birçoğumuz uzun zaman önce ayrılabilirdik, ama kalmak için bilinçli bir karar verdik. Bu yüksek riskli bir karardı. Ancak yapılan değişikliklere güvendik, işten çıkarmalardan kaçındık ve franchise'ın geleceğine güveniyorduk. İnsanlar ikramiyeler azalırken ve banka bu kadar çok darbe alırken 'Neden uğraşıyorsunuz ki?' diyebilirler. Ancak buradaki kültür birçok Wall Street firmasından daha iyi ve insanlara saygılı davranıyorlar” ifadelerine yer verdi.
Bir başka bankacı ise, “Dışardan bakıldığında herkes Credit Suisse’in çok fazla hata yaptığını ve iyi çalışanlarının hepsinin ayrıldığını düşünüyor olacaktır. Ancak burada 20 yıldır çalışanlar var. Bu insanlar en zor zamanlarda bile bankaya bağlı kaldılar ve şimdi geleceklerinin kaybolduğunu görüyorlar” dedi.
Bir bankacı, "Üst düzey bankacılar bize, yüksek performans gösterenleri değerlendirmek ve kimin tutunacağını bilmek için UBS ekibine güvenmemiz gerektiğini söylüyor. Ama elbette, kimse bunu gerçekten beklemiyor” açıklamasında bulundu
Başka bir bankacı, "Açıktan açığa çok fazla güvence alıyoruz, ancak kapalı kapılar ardında CV'mizi yeniden düzenlemememiz için deli olmamız gerektiği söyleniyor" dedi.
Dünya İsviçre'nin itibarını tartışıyor: Finansal bir muz cumhuriyeti!
UBS Başkanı'ndan tarihi itiraf
Credit Suisse mağdurları harekete geçti