FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
2008 Küresel Finans Krizi’nden bu yana ilk kez Avrupa bankalarının patronları yüksek faiz oranlarının kâr marjlarına olan pozitif etkisinden faydalanıyor. HSBC, UBS, Barclays, Deutsche Bank, Santender, UniCredit ve Standard Chartered bu hafta yayınladıkları üçüncü çeyrek bilançolarında beklentileri aştı. Bilançolardaki yükseliş Avrupa finans devlerinin merkez bankası faiz artışlarından faydalandığını gösteriyor. Üstelik Avrupa’daki yüksek enflasyon göz önünde bulundurulduğunda daha fazla faiz artışı da yaklaşmakta olabilir.
Financial Times’ın haberine göre, ABD’deki rakipleri karşısında uzun süredir kârlılık ve hisse senetleri performansı açısından geride kalan Avrupa bankaları yüksek faiz oranlarıyla birlikte sonunda getirilerini artırıyor olabilir. Deustche Bank Baş Finans Sorumlusu (CFO) James von Moltke, çarşamba günü yaptığı açıklamada, “Avrupa’da bankacılık endüstrisi 2014 yılından bu yana ve öncesinde yaşadığımız faiz ortamını yansıtan kârlılık buhranından geri dönüyor” ifadelerine yer verdi.
Yüksek faiz oranlarının sağladığı avantajlara rağmen Avrupa bankaları yine de kötüleşen ekonomik şartlardan da etkileniyor. Enerji fiyatlarının ABD’den daha hızlı yükseldiği Avrupa’da temerrüt endişeleri Atlantik’in diğer yakasına göre çok daha ciddi.
Bu arada, bankaları yüksek kâr beklentisi nakit sıkıntısı çeken Avrupa hükümetlerini de alarma geçirdi. Daha yüksek vergilendirme riskleriyle karşı karşıya olan sektörde korku ortamı hüküm sürüyor.
Von Moltke konuyla ilgili açıklamasında, “Sermaye maliyetine geri dönmeye çalışan bir sektörde bir tür aşırı kâr elde edildiği fikri, siyasetin mevcut itici gücünden bağımsız olarak, kesinlikle itiraz edeceğimiz bir düşüncedir” ifadelerine yer verdi.
Net faiz gelirleri bankaları uçurdu
Deutsche Bank Küresel Finans Krizi’nden bu yana en büyük yıllık bilançosunu bildirme yolunda ilerliyor. Avrupa bankası artan faiz oranlarından en fazla yararlanan bankalardan biri oldu. Bankaların borçlulardan aldıkları ile mevduat sahiplerine ödedikleri farktan yararlanan banka net faiz gelirinden çok daha fazla getiri yarattı.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre net faiz gelirleri en fazla perakende ve kurumsal bankacılık faaliyetleri güçlü olan bankalara fayda sağlama eğilimindedir.
Merkezi Londra’da olan ve Londra borsalarında listelenen Asya odaklı banka Standard Chartered çarşamba günü açıkladığı bilançosunda vergi öncesi kârını 1,4 milyar dolar olarak açıkladı. Bir önceki yıla göre %40 artış gösteren banka analistlerin 1,1 milyar dolarlık beklentisini de fazlasıyla aştı.
Bankanın ana pazarlarındaki faiz artışları net faiz gelirlerini de 2 milyar doların üzerine çıkardı. Banka son birkaç yılın en yüksek çeyrek faaliyet gelirini bildirdi.
Standart Chartered CEO’su Bill Winters, “Şimdiye kadar sahip olduğumuz büyümenin kabaca yarısı, mevduat tabanımız açısından da iyi konumlandırdığımız faiz artışlarından geliyor” ifadelerine yer verdi.
Salı günü bilançosunu paylaşan HSBC de analist tahminlerini fazlasıyla aştı. Faiz artışlarını arkasına alan banka bilanço beklentilerini de geliştirdi ve bu yıl net faiz geliri beklentisini 32 milyar dolardan en az 36 milyar dolara taşıdı.
On yıldan uzun süren düşük ve hatta negatif faiz oranlarından sonra enflasyonla mücadele eden merkez bankaları faiz artışlarını sürdürüyor. İngiltere’de enflasyon bu ay %10’un üzerine çıkarak çift hanelere ulaştı. Avrupa’da ise enflasyon %9,9 olarak kayda geçti.
İngiltere Merkez Bankası faiz oranlarını geçen yılki %0,1'den %2,25'e yükseltti. Banka analistleri Avrupa Merkez Bankasının gelecek yıl faiz oranlarını %0,75'ten %2,5'e yükseltmesini bekliyor.
İtalya'nın en büyük ikinci bankası UniCredit, Salı günü, Eylül ayında sona eren çeyrek boyunca, analistlerin beklediğinden daha yüksek olan 1,7 milyar euroluk rekor bir kâr bildirdi. CEO Andrea Orcel, yüksek bilançonun kısmen merkez bankası faiz artışlarına bağlı olduğunu söyledi.
Bankalar değişken piyasalardan da kâr etti
Büyük yatırım bankacılığı kollarına sahip Avrupalı bankalar için bir başka olumlu haber de sabit gelir, para birimleri ve emtia ticaretinden (FICC) geldi. ABD bankaları tarafından belirlenen trendleri takip eden bankalar FICC alanında da güçlü bir çeyrek geçirdi.
ABD bankaları arasında, üçüncü çeyrek için toplam yatırım bankacılığı gelirleri, bir yıl öncesine göre yüzde 16 düşüşle 32 milyar dolar oldu. FICC gelirleri aynı dönemde yüzde 23 artarken, hisse senedi gelirleri yüzde 13 ve danışmanlık gelirleri yüzde 54 azaldı.
Deutsche Bank, sabit gelir odaklı yatırım bankası tarafından desteklenen finansal krizden bu yana en güçlü üçüncü çeyreğini bildirdi. Alman borç verenin sabit gelirli varlıklar işetmesindeki gelirler, bir yıl öncesine göre yüzde 38 daha yüksek geldi. Analist tahminlerinin rahat bir şekilde geride bırakan bankanın geliri 2,2 milyar euro olarak kayda geçti.
FICC işletmesinden güçlü sonuçlar alan bir diğer banka da Barclays oldu. Bankanın FICC gelirleri yıl boyunca dolar gelirlerindeki yüzde 63'lük bir artışla 4,7 milyar sterline yükseldi.
Citigroup Analisti Andrew Coombs, "Barclays, üst üste üçüncü çeyrek için FICC gelir beklentilerini önemli ölçüde aştı ve bir kez daha yıllık büyüme açısından ABD'li rakiplerinden net bir şekilde daha iyi performans gösterdi" ifadelerine yer verdi.
ABD bankaları, daha büyük ekipleri ve Kuzey Amerika'daki daha derin sermaye piyasaları nedeniyle geleneksel olarak sabit gelir işletmelerinde Avrupalı rakiplerinden daha iyi performans gösterir. Barclays CEO'su CS Venkatakrishnan, FICC'nin bankanın “üstünlüğüyle göze çarptığı” bir pazar olduğunu söyledi. CEO "Açıkçası, küresel piyasalardaki oynaklıklar, müşterilerin risklerini yönetmelerine yardımcı olduğumuz için bu işletmede bize kuyruk rüzgarı sağlıyor" açıklamasında bulundu.
Yatırım bankacılığı gelirleri zayıf
Üçüncü çeyrekte Avrupa yatırım bankaları için en büyük zorluklar, sözleşme bankacılığı pazarında oldu. Bankalar danışmanlık kolları üzerinden ABD'li rakipleriyle birlikte gelir elde etmekte zorlandı.
Servet yönetimi koluyla öne çıkan UBS’in yatırım bankacılığı gelirlerinde yüzde 19'luk bir düşüşle 2 milyar dolara geriledi. Grubun danışmanlık ve sermaye piyasaları işletmesini içeren küresel bankacılık bölümündeki gelirler yüzde 58 düştü.
Yöneticilere göre, sözleşme bankacılığındaki düşüşün Wall Street bankalarında büyük çaplı işten çıkarmalara yol açması bekleniyor. Ancak Avrupa bankaları bu kadar ciddi kesintiler planlamıyor.
Credit Suisse şoku devam ediyor
Avrupa bankaları arasında en aykırı giden banka ise beklenildiği gibi İsviçre bankası Credit Suisse oldu. Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre gün içerisinde bilançosunu açıklayan İsviçre bankası 438 milyon dolarlık zarar beklentisine karşın 4,09 milyar dolar net zarar açıkladı. Banka, zararın "kapsamlı stratejik gözden geçirmenin bir sonucu olarak ertelenmiş vergi varlıklarının yeniden değerlendirilmesi" ile ilgili 3.655 milyar İsviçre Frangı değer düşüklüğünü yansıttığını belirtti.
İsviçre bankası 9.000 çalışanının işten çıkarılacağını dünya çapındaki 52 bin çalışanını 2025 yılına kadar 43 bin’e indirileceği bilgisini paylaştı. FT’nin haberine göre ise bankanın sadece 5 bin çalışanını işten çıkarması bekleniyordu.
Credit Suisse, SPG birimini satıyor
Fed, siyasi baskıya boyun eğecek mi?