FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Credit Suisse Stratejisti Zoltan Pozsar, bu yıl ‘Bretton Woods III’ olarak adlandırdığı yeni bir parasal düzenin gelişmekte olduğunu ortaya atarak üne kavuştu. Boston Üniversitesi Pröfesörü Perry Mehrling ise bu düşüncelere katılmıyor.
Bloomberg’ün haberine göre bu anlaşmazlığı dikkate değer kılan şeyse, iki ismin de yıllardır gölge bankacılık ve piyasa düzeni üzerine birlikte bir makale yazmış olan birbirlerine yakın entelektüel isimler olmalarıdır.
Pozsar'ın görüşüne göre, dünya düzeni parçalanıyor. Tersine küreselleşme halihazırda gerçekleşiyor. Yaptırımlar Rusya'yı dolar bazlı finansal sistemden kopardı. Avrupa'nın artık ucuz doğalgaza erişimi yok. ABD ve Batılı müttefikleri, Çin'e teknoloji transferi konusunda kısıtlamalar getirmeye çalışıyor. Ve bu yeni dönemde, dolara erişimden daha önemli olan şey, Pozsar'ın ABD Doları dışındaki para birimlerinde giderek daha fazla fiyatlandırıldığını düşündüğü emtialara ve gerçek mallara erişim. Bu nedenle, Pozsar dolar "projesinin" yeni ve daha zorlu bir aşamaya girdiğini belirtiyor.
Mehrling ise özellikle pandeminin başlangıcından bu yana, her türlü tedarik zinciri ve emtianın yer değiştirdiğini kabul ediyor. Ancak profesör, "Tüm bunların doların geleceği için herhangi bir etkisi olduğunu sanmıyorum" ifadelerine yer veriyor. Mehrling dünyanın yaşadığı her krizde, hiç yoktan dolar egemenliğinin sona erdiğini ilan eden muhalifler korosu çıktığına dikkat çekiyor. İktisat profesörü aynı zamanda bu zamanların doların en fazla talep gördüğü dönemler olduğuna da işaret ediyor.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, ABD Merkez Bankası’nın (FED) bu yıl başında para politikasını sıklaştırmasıyla birlikte dolar diğer para birimleri karşısında tüm zamanların en yüksek seviyelerinde kadar tırmandı. Euro, yen ve İngiliz Sterlini gibi başlıca rakipleri ise on yılların en düşük seviyelerinde veya yakınında işlem görüyor.
Mehrling, pratikte doların her aşırı stres döneminde hakimiyetini daha da sağlamlaştırdığını söylüyor: "Küresel Finans Krizi’nden sonra, sermaye piyasalarında olanlara bakarsanız bu tablo, küresel dolar sisteminin küresel güneye doğru genişlemesidir. Gerçekten ilk kez, küresel güneydeki lider ülkeler, temelde kuzeyde faiz oranları sıfır olduğu için dolar sermaye piyasalarında borç alabiliyorlar."
Pozsar ise Bretton Woods III'ün gerçekte nasıl görüneceğini kendisinin bile henüz tam olarak tanımlayamadığını itiraf ediyor. Ancak Pozsar’ın belirttiği ana tema, doların küresel emtia piyasalarına karşı giderek daha fazla devalüe olduğu bir döneme girildiği.
Pozsar, "Emtia fiyatlarının buradan çok daha yükseğe çıkabileceğini düşünüyorum ve dolar bu anlamda emtia açısından devalüe olabilir" dedi.
Ekonomist doların şu anki konumuyla 1930'ların altına karşı para birimi devalüasyonları arasında bazı paralellikler görüyor:
“Bugün, bunun farklı bir versiyonunu göreceğimizi söyleyebilirim. Zira metaların jeopolitik gerçekleri onları kontrolünüz altından uzaklaştırıyor ve temelde çok daha yüksek emtia fiyatları ve bir anlamda doların devalüasyonu ile uğraşıyorsunuz."
Rusya'nın piyasalarda dışlanması nedeniyle yüksek doğalgaz ve tarım fiyatları şu anda emtialar için öncelikli ve merkezde olsa da Pozsar özellikle yarı iletkenlere dikkat çekerek teknoloji üzerindeki jeopolitik kısıtlamalara da işaret ediyor: "Yeterli olmasa da ASML makineleri üzerinden çip yapabilmek için yarı iletkenlerdeki yetkinliği üzerinden Çin'i ablukaya almaya çalışıyoruz."
Pozsar birleşik bir para birimi sistemine artık ihtiyaç olmadığını açıklarken, “Fiziksel dünya parçalanıyorsa, ABD'deki birleşik takas sistemini dünyanın geri kalanına kopyalamanız gereken birleşik bir bütün olarak hayal etmenin artık uygun olduğunu düşünmüyorum” ifadelerine yer verdi.
Dolar krizi
Bu "birleşik takas sistemi" kavramı anahtar niteliğinde. Zira daha da derin sorulara girilmesini sağlıyor: Dolar neden en başta bu kadar baskın oldu? Doların hakimiyeti kime hizmet ediyor? Elbette ABD'nin dünyanın tek gerçek süper gücü ve doların konumu bu gücün sadece bir yansıması olduğu hakkında anlatabileceğiniz basit bir hikaye var.
Ancak Mehrling'in öne sürdüğü başka bir argüman daha var. Ekonomi profesörü doların güçlü olmasının sebebi olarak dünyanın tek bir hesap birimine sahip olmayı yararlı, verimli ve faydalı bulmasını gösteriyor. Mehrling doları, "ABD'nin dünyanın geri kalanına sağladığı bir toplumsal fayda" ifadeleriyle tanımlıyor.
Aslına bakılırsa, pandemi öncesinde ABD Kongresi’nde, bu "toplumsal faydanın" sağlanmasının aslında ABD üzerinde istenmeyen bir yük oluşturduğu konusunda oldukça fazla konuşma yapıldı. Cumhuriyetçi Senatör Josh Hawley ve Demokrat Senatör Tammy Baldwin, 2019 yılında, Amerikan ihracat rekabet gücünü artırmak adına dolar varlıklarının değerini azaltmak için dolar varlıklarının yabancı alımlarını vergilendirmeyi amaçlayan bir yasa tasarısı çıkardı. Tasarı yasalaşmasa da giderek artan sayıda insan, doların hakimiyetinin sona ermesinin o kadar da kötü bir şey olmayacağını savunuyor.
2019 yılında, dönemin İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney Jackson Hole’daki konuşmasında, ABD ekonomisinin gayrisafi yurtiçi hasılasını bir miktar küçülürken bile, FED’in doların küresel ticaretteki baskın rolüyle mücadele etmek zorunda olduğunu belirten bir konuşma yapmıştı.
Benzer şekilde, ABD para biriminin küresel ekonomideki hakimiyeti, dolar yükselmeye devam ettikçe son haftalarda yeniden gündeme geldi. Daha güçlü bir doların genellikle dolar cinsinden borçlarda maliyetini artırdığı ve aynı zamanda gerçek yatırımda bir düşüşe yol açabileceği için dünyanın geri kalanına kriz yaşatabileceği düşünülüyor.
Yatırım danışmanlığı şirketi JTS Advisors’ın Kurucusu Jon Turek’e göre kendi kendini güçlendiren dolar bir kıyamet döngüsüne yol açabilir. Dolar güçlendikçe, küresel ekonomi üzerinde de artçı etkiler yaratır. Bu da daha fazla insanın ekonomik büyüme konusunda endişelenmesine ve doların güvenli limanına kaçmasına neden olur. Bu nedenle, doların hakimiyetini kırmak, bazı ülkelerin finansal koşulların tam olarak yanlış zamanda sıkılaştırılmasından kaçınmasına yardımcı olabilir.
Dönüşüm noktası ne zaman?
Ancak dolar sonrası bir rejim hakkında düşünürken sorunun en önemli kısmı, belirgin bir halefin olmamasıdır. Ayrıca belki de sistemin son iki yılın olağanüstü stresinden kurtulamayacağını varsaymak sadece bir hatadır.
Mehrling Pozsar’ın açıklamalarını eleştirirken, “Tersine küreselleşme görüyor. Bundan pek emin değilim. Çin’in kendi sorunları var. Rusya’nın kendi sorunları var. Tüm tedarik zinciri bağlantılı işler pandemi tarafından bozuldu. Jeostratejiyle bağlantılı sebeplerden bu bozulma daha da fazla ileri gitti. Ancak yeniden inşa edilecek. Bunun piyasa tarafından belirlenen bir sistemden başka bir sisteme geçiş yaptığımız bir dönüm noktası olduğu benim için net değil" ifadelerine yer verdi.
Bununla birlikte, doların olağanüstü rallisinde bile, Pozsar, doların zirvesinin halihazırda geçmişte kaldığına dair bazı erken işaretler görüyor:
“Döviz rezervi stoklarına bakmak göz önünde bulundurmanız gereken bir başka önemli parçadır. Örneğin Çin'in savaşın başlangıcından bu yana Hazine portföyünün tükenmesine izin vermesine bakın. Zira bana kalırsa gerçek dünya parçalanırken finans dünyası da çözülüyor.”
Pozsar değişiklikleri belirgin bir şekilde görmek için çok erken olsa da sonuçların çok geçmeden ortaya çıkmaya başlayacağını savunuyor. Ekonomist, “Bunların hepsi gelecek 6 ay, 12 ay, 5 yıl gibi dönemlerde birbirini takip edecek parçalar. Ve bana kalırsa dünya çok daha farklı görünecek” dedi.
Çin’in Ar-Ge yatırımları 435 milyar doları geçecek
IMF Başkanı Georgieva: Emtia fiyat şoku geliyor