FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından küresel petrol fiyatları keskin bir biçimde arttı. İşgalin ardından 2008 Küresel Finans Krizi’nden bu yana en yüksek seviyesi olan 115 doları gören Brent Cuma günü itibariyle 113 dolar civarında seyrediyor.
CNN Business’ın haberinde 1970’lerin ortasında, 1980’lerin başında ve 1990’ların başında oluşan resesyonların temel sebebinin yükselen enerji fiyatları olduğu hatırlatıyor. Haberde Küresel Finans Krizi öncesi dönemde de petrol fiyatlarının aşırı yükseldiğine dikkat çekiliyor. Ancak söz konusu dönemde krizin ortaya çıkmasındaki ana unsurun mortgage balonunun patlaması olduğu da belirtiliyor.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonucu tetiklenen arz şoku küresel petrol fiyatlarını sarsmaya devam ediyor. Ancak bazı uzmanlar petrol fiyatlarındaki yükselişin ABD ekonomisinde yavaşlamaya neden olacağı fikrine katılmıyor.
Uzmanlara göre daha fazla tüketicinin elektrikli otomobil kullanmasıyla birlikte petrol ve benzin fiyatları daha da fazla yükselebilir ve bu fiyatlar uzun bir süre yüksek seviyede kalabilir. Bununla birlikte ekonomik sıkıntıyı ciddi anlamda hisseden tüketiciler harcama alışkanlıklarını değiştirecekler.
Yatırım danışmanlığı şirketi SLC Management’ın Yatırım Stratejileri ve Varlık Tahsisi Genel Müdürü Dec Mullarkey ABD ekonomisiyle ilgili açıklamasında, “İnsanları gerçekten uyarmak gerekirse petrolün varil fiyatı 120 dolara, hatta 130 dolara ulaşmak zorunda kalabilir. Tüketicilerin hala çok fazla tasarrufu var ve istihdam durumu iyi. Yani güçlü bir ekonomik taban var” ifadelerine yer verdi.
Dünyanın en büyük ekonomisindeki güçlü istihdam piyasası da petrol fiyatının sebep olduğu şok dalgasını hafifletmeye yardımcı olabilir. Isınma maliyetleri veya benzin için daha fazla ödeme yapmak hiç kimse için hoş bir durum olmasa da Mullarkey ABD ekonomisinin güçlü bir şekilde büyümeye devam ettiğine dikkat çekti. Zira ülkede çalışan maaşları yükselmeye devam ediyor ve istihdam piyasası da oldukça güçlü.
Söz konusu ekonomik ortamda çalışanlar işlerini kaybetmeye başlamadığı sürece yüksek enerji fiyatlarının kritik bir dönemeçten çok sadece rahatsızlık verici bir durum olacağı söylenebilir. Borsa araştırmaları firması Zacks Research’ün Hisse Senetleri Stratejisti Tracey Ryneic konuyla ilgili açıklamasında, “Gelecek bir resesyon konusunda endişeleniyorsanız haftalık işsizlik verilerini takip etmelisiniz. Rakamlar hala pandemi öncesi dip seviyesinde” dedi.
Söz konusu iyimser tablo küresel ekonomi için bile geçerli olabilir. Tüketicilerin (ve yatırımcıların) varlıkları enflasyona göre ayarlandığında enerji fiyatlarının önceki petrol krizleri sırasındaki kadar yüksek olmadığının da hesaba katılması gerekiyor.
Deutsche Bank Stratejisti Jim Reid Perşembe günü yayınladığı raporda, "Petrolün gerçek fiyatı hala 1970'lerin sonu veya 2008 zirvelerinin ötesinde değil ve ekonomiler daha az enerji yoğun hale geldi" açıklamasında bulundu.
Reid, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırısının başlamasından bu yana petrol fiyatlarının yaklaşık %25 arttığını kaydetti. Ancak stratejist, büyümede büyük bir geri çekilmeye yol açması için fiyatların işgal öncesi seviyelerden %50 oranında yükselmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre Reid’in hesaplamaları uyarınca küresel bir enerji şoku yaşanması için Brent ham petrol fiyatlarının yaklaşık 145 dolara ulaşması gerekiyor.
Reid ayrıca, küresel ekonomide bir çöküş oluşması için fiyatların uzun bir süre (muhtemelen yılın geri kalanında) bu seviyede kalması gerektiğini de belirtti. Reid, "Daha yüksek petrol fiyatlarının tam etkiye sahip olması için süreklilik sağlaması gerekir" diye yazdı.
Kripto platformu nasıl Ukrayna savaşının parçası oldu?
AB, ayçiçek yağı açığı ile karşı karşıya
Norveç Varlık Fonu’ndan ekonomik buhran uyarısı
Savaş yakın tarihin en büyük gıda krizini getiriyor