FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
İngiltere büyüyen fintek endüstrisinde dünya liderleri arasında yer alıyor. Ancak bu durum Birleşik Krallığı aynı zamanda kara para aklamanın da merkezi haline getirebilir. Bir dönem Financial Times ve Wall Street Journal’da da köşesi bulunan ünlü finans yazarı Paul J. Davies Bloomberg International’daki köşesinde İngiltere’deki finans sektörü gelişimine dikkat çekti. Davies, “İngiltere geniş finans sektörüne ve hızla büyüyen dijital ödemeler ve para transferi firmalarına rağmen ekonomik suçlarla mücadele edebilmek için yeterince kaynak ayırmıyor” dedi.
Davies’e göre ada ülkesi kara para aklama suçları için çeşitli nedenlerden dolayı cazip hale geliyor: İngiltere açık bir ekonomi, finansal varlık akışları için küresel bir merkez, büyük bir kumarhane sektörü ve şirket oluşturma konusunda gevşek kuralları var. Uluslararası Şeffaflık Örgütü'ne göre, İngiltere doğru piyasa düzenlemelerine sahip, ancak bu kurallar özellikle yüzlercesi bulunan elektronik para kurumlarında (EMI) yeterince titizlikle uygulanmıyor.
Lobi grubu, tamamı İngiltere Finansal Yürütme Otoritesi tarafından düzenlenen 260 İngiltere merkezli EMI firmasını analiz etti ve bu firmaların yaklaşık %40’ının kara para aklamayla potansiyel bağlantıları olabileceği konusunda uyardı. Grubun geniş kapsamlı endişeleri arasında bazı şirket sahiplerinin ve yöneticilerin pozisyonları için yetkin olmadıkları, bazı şirketlerin Rus finansı ile bağlantıları bulunduğu ve şirketlerin bir kısmının kara para aklama konusunda zayıf standartları olduğu belirtiliyor.
Birçok fintek şirketi halen çok küçük konumda. Ancak Revolut gibi bazı şirketler büyük oyuncular galine geliyorlar. Özel sektöre ait fintek bankasına, bu yaz gerçekleştirilen sermaye artışı sırasında NatWest Group’tan daha fazla ve Barclays’in de çok gerisinde olmayan 33 milyar dolarlık değer biçildi. Merkezi Londra'da bulunan ancak Litvanya bankacılık lisansıyla Avrupa çapında hizmet veren şirket kara para aklamayla mücadele sistemleri nedeniyle eleştirilerin hedefi oldu ve bu nedenle de Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün çalışmasında da kendine yer buldu.
Revolut, piyasa düzeni yükümlülüklerini yerine getirmek için teknolojiye ve insanlara sürekli yatırım yaptığını ve mali suçları önleme ve tespit şartlarına uyduğunu söyledi. Firma ayrıca EMI şirketlerinin tarihsel olarak daha fazla şüpheli işlem raporları oluşturduğunu, zira geçmiş düzenlemelerde 250 sterlinin altındaki şüpheli işlemleri bildirmek zorunda olduklarını ve büyük bankaların da bunu yapmadığı savundu.
Davies’e göre teknoloji odaklı büyümeye odaklanan şirketlerin dünyanın en büyük bankalarının dahi zaman zaman karşılayamadığı standartlar konusunda hata yapması şaşırtıcı değil. Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre geçtiğimiz aylarda NatWest ve ABN Amro kara para aklama sebebiyle yüz milyonlarca dolarlık tazminat ödedi. Danimarka bankası Danske Bank ise kara para aklama skandalı nedeniyle ABD’li otoritelere ne kadar ceza ödeyeceğini öğrenmeyi bekliyor.
Finans yazarına göre, ödemeler sektöründeki yeni şirketlerin genellikle yüksek riskli işler alarak ilk günlerinde gelirlerini artırmaya çalışması herkes tarafından bilinen bir sır. Davies yeni fintek şirketlerinin geri ödeme riski daha fazla olan ve İngiltere’de yasal olan seyahat rezervasyonları, kumar ve pornografi gibi işletmelere hizmet sağladığına dikkat çekiyor. Zira bu şirketler aynı zamanda “şüpheli faaliyetlere veya düpedüz dolandırıcılık ve sahtekarlıklara açık olan” bir alandalar. Davies bu noktada Alman fintek şirketi Wirecard’ın geçen yıl şirket dolandırıcılıkları ve kısa vadeli varlıklarıyla riskli ödeme işlemleriyle uğraşması nedeniyle çöküşünü hatırlatıyor.
Revolut, daha önce konuyla ilgili açıklamasında tüm sektörlerde çalışmayacaklarını ve her zaman bu politikaya sahip olduklarını belirtmişti.
Kara para aklama genellikle, düzenleyici kurumların izlemesi kısmen daha zor olan sınır ötesi işlemleri içeriyor. Zira bunlar uluslararası işbirliği ve yabancı bankalardan işleme konması zaman isteyen talepler gerektirir. Finansal risk çözümleri şirketi Lexis Nexis Risk Solutions'ın iki yıllık siber suçlar raporuna göre, uluslararası kumar endüstrisi endemik düzeyde kara para aklama ve dolandırıcılık seviyesine sahiptir.
Finans yazarı şirket oluşumu için kuralların kolay olmasının dolandırıcılara yardım ve yataklık ettiğini belirtiyor. Zira ülkede 20 sterlinden daha az miktarda parayla sadece üç ila dört saat içerisinde şirket kurulumu tamamlanabiliyor. İngiltere Ulusal Ekonomik Suç Merkezi (NECC) de bu şirketlerin yasadışı fonların ülke dışına taşınması için kullanıldığını belirtiyor. NECC, kara para aklamanın İngiltere'ye yılda yaklaşık 100 milyar sterline mal olduğuna, ancak bankalar, FCA ve diğer kurumlarla ortaklaşa yürüttüğü kara para aklama istihbarat görev gücünün kurulduğu 2015 yılından bu yana sadece 13 milyon sterline el koyduğuna dikkat çekiyor.
Kara para aklama araştırmaları uzmanı Oliver Bullough'a göre, bu tablo mali suçlara konu olan kaynak eksikliklerini ve siyasi öncelikleri yansıtıyor. Bullough konuyla ilgili, “İngiltere normal bir Avrupa ülkesi gibi yaptırımları yönetiyor, ancak ABD gibi para hareket ettiren bir finansal sisteme sahip" ifadelerine yer verdi. Davies bu noktada FCA’in fintek sektöründe kara para aklamayla mücadele alanında attığı adımları hatırlatıyor. FCA, 2019 yılında dijital para ve ödeme şirketlerinde mali suçlarla mücadele standartlarının yükseltilmesi konusunda yaklaşık 50 firmadaki sistemleri ve kontrolleri gözden geçirmek de dahil olmak üzere önemli çalışmalar yaptığını açıklamıştı. Bu araştırmalar daha sonra dört firmaya yasaklar getirilmişti.
Davies, İngiltere lisanslı EMI şirketlerinin offshore hesapları olan kimseler tarafından kullanıldığı yönündeki endişelerini dile getiriyor. Finans yazarı arka kapı açık olduğu sürece büyük bankalardaki işlem kontrolleriyle övünmenin bir anlamı olmadığını söyledi.
DeFi sosyal medya şirketlerini de alt edecek
Credit Suisse’de skandal yönetici kaybettiriyor
Piyasaların en büyük riski yüksek faiz oranları mı?