Milliyet yazarı Yaman Törüner, bugünkü köşesinde yabancı yatırımcıların Türkiye piyasasında önünü göremediğini yazdı. Törüner, yabancı yatırımcıların Türkiye'ye gelmeme gerekçelerini kaleme aldı. Yazıda ayrıca Amerikan Şirketler Derneği (ABFT) üyelerinin Türkiye’deki yatırım iklimi konusundaki görüşleri yer alıyor...
İşte Yaman Törüner'in o yazısı;
Amerikan Merkez Bankası (FED), Merkez Bankamız Başkanı’nın söylemlerinin ne anlama geldiği konusunda bir açıklama notu hazırlattı. Merkez Bankamız üzerinde politik baskıların olduğu düşünülüyor. Türk Lirası’nın yabancı paralar karşısındaki değerinde bir istikrar olmadığı sürece, yabancı yatırımcılar önünü göremiyor. Merkez Bankası Başkanımızın söylemiyle piyasada oluşan döviz fiyatı değerleri birbirini tutmuyor. Yabancılar Merkez Bankası’nın piyasa ile bilek güreşi (Ekonomi Bakanımızın benzetmesi) yapması yerine, dolar fiyatı ister 1.92 isterse, 2.10 olsun istikrarlı bir döviz fiyatı görmek istiyorlar.
Bütçemizin
faiz dışı fazla veriyor olması iyi bir gösterge olsa da, önümüzdeki yıl yapılacak seçimler nedeniyle bütçe açıklarının artacağı düşünülüyor. Öte yandan, cari açığımızın gelişen ülkeler arasında en yüksek noktaya ulaşmış olması, yabancı yatırımcıları tedirgin ediyor. En önemlisi de son aylarda cari açığın Merkez Bankası tarafından finanse ediliyor olması. Kur düşük tutulmaya çalışılır ve Türk Lirası’nın aşırı değerli olması nedeniyle ithalat düşürülemezse, cari açığın sürekli Merkez Bankası kaynaklarından finansmanı neticesinde, bir süre sonra ülkemizin, döviz kriziyle karşılaşabileceği düşünülüyor.
Öte yandan, serbest piyasaya yapılan çeşitli müdahaleler de yabancıların Türkiye’ye girerken iki defa düşünmelerine neden oluyor.
Yatırım iklimi...
Amerikan Şirketler Derneği (ABFT) üyelerinin Türkiye’deki yatırım iklimi konusundaki görüşlerinden bazıları şöyle:
* Makroekonomik dengelerle ilgili, daha ciddi politikalar lazım.
* Verimlilik konusunda fazlasıyla gelişmeye ihtiyaç vardır.
* İşsizlik Türk ekonomisinin henüz üstesinden gelemediği bir sorun.
* Adalet sistemi bir hayli bozulmuş durumda ve yavaş işliyor.
* Hükümet, çoğu zaman uygun gördüğü kararları sektöre önceden danışmadan ve haber verme gereği duymadan alabiliyor.
* Kamu kurumlarında, karar verici ve uygulayıcıların yeterli bilgi birikimi ve donanıma sahip olmadığı, sık sık görülüyor.
* Bilimsel hiçbir sebep veya kriter belirtmeden, kayırmalarla haksız rekabet ortamı yaratan resmi daireler var.
* Altyapı konusundan en önemli eksiklik, enerji ve ulaştırma ağının gelişmeye paralel bir hızla büyüyüp gelişmemesi.
* Ayırımcı vergilendirmenin önüne geçilmesi gerekiyor.
* Tüketim vergileri çok yüksek. Bu durum, gelir üzerinde namusu ile vergi veren büyük ve yabancı kurumlar için çok zarar verici.
* Vergilerin yüksekliği ve haksız dağılımı büyük bir sorun. Vergisini dürüstçe ödeyenler, yüksek vergi cezası gibi uygulamalara tabi olurken, neredeyse pazarın % 50’si kayıt dışı ekonomi nedeniyle çok büyük haksız kazanç elde ediyor.
* Öğrencilerin çok azı ciddi biçimde eğitiliyor ve reel hayata hazırlanıyor.