Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Borsa İstanbul’da beklentiler alınırken gerçekleşmeler satılıyor. 2000’den bu yana çark aynı istikrarla dönüyor. Göstergeler bu gerçekliği daha somut bir şekilde ortaya çıkarıyor: Ekonomideki büyüme verilerinin zirve yaptığı yıllarda yabancılar satıyor ve borsa dibe iniyor. Oysaki makro ekonomideki büyüme verilerinin güçlenmesi o ülke için olumlu bir durum.?Büyüyen ekonomide istihtam artmakta, işsizlik azalmakta ve firmalar artan satışlara bağlı olarak yükselen kârlılıklara ulaşmakta. Bu hafta yabancı porföylerini masaya yatıran Zeynep Aktaş ilginç bir analize daha imza atıyor. İşte Aktaş'ın Milliyet gazetesindeki o yazısı:
Kârlardaki artışla hisselerin değerinin de yükselmesi doğal bir sonuçtur. Ancak, 2000’den bu yana sistem düşünüldüğü gibi çalışmıyor. Örnek mi? 2000 yılında büyüme yüzde 6.7 seviyesinde gerçekleşirken yabancıların 3 milyar dolarlık satışın ardından borsa adeta çöktü. Endeksin düşüşü ise dolar bazında yüzde 50’nin üzerinde. Ekonomide 2000’deki yüksek büyümenin ardından etkilerini uzunca bir süre devam ettiren 2001 krizi patlak verdi. Ekonomi yüzde 5.7 küçüldü. Bu defa veriler, yabancıların panik ortamda mal topladığını gösteriyor.
2001 yılında ekonomideki büyüme negatife dönerken yabancılar 508 milyon doların üzerinde alım yaptı. Bir sonraki yıl 2002’de ise makro veriler tekrar pozitife dönüp yüzde 6.16 büyüme yaşanırken yabancıların da satışa geçtiği gözlenmekte. 2013 yılında tarihin hâlâ tekerrür ettiğini görüyoruz. Ekonomi bir önceki yıla göre hızlanarak yüzde 4.05 oranında büyürken yabancılar yine satış ağırlıklı işlemlerde bulundu. Yaklaşık 400 milyon dolarlık satışa paralel endeksteki gerileme de dolar bazında yüzde 27.6 seviyesinde gerçekleşti. Büyümenin bir önceki yıla göre yavaşladığı 2014 yılında da yabancı alımlarının ağırlık kazandığı görülüyor.
KRİZLERİ İYİ DEĞERLENDİRİYORLAR
Yabancı yatırımcılar ekonomi diplerdeyken ya da yavaşladıkça bariz şekilde hisse alıyorlar. Beklentilerin aşağı çekildiği, karamsarlıkların yükseldiği, gelecek dönemlere ilişkin olumsuz yorumların yapıldığı küçülme ya da yavaşlama dönemlerinde hisse topluyorlar. Ekonomideki büyüme zirve yaptığında ise satarak kârlarını realize ediyorlar.
2000-2014 yılları arasında, toplam 15 yıllık süre zarfında, ekonominin negatife döndüğü ya da bir önceki yıla göre büyümenin yavaşladığı 9 yılda istikrarlı bir şekilde alım ağırlıklı işlemlerin yapıldığı gözleniyor.
Öte yandan ekonomideki büyümenin bir önceki yıla göre hızlandığı 5 yılda ise satış ağırlıklı işlemler öne çıktı. Yabancıların sattığı yıllarda endeks gerilerken aldığı dönemlerde yükseldi. Bu tespite uymayan iki yıldan 2004 yılında ise tersi bir durum yaşandığını ise hemen belirtmek isteriz.
YABANCILAR ALMAYA DEVAM EDİYOR
IMF, Türkiye ekonomisinde bu yıl büyümenin 3.03 oranında olmasını tahmin ediyor. Bu oran bir önceki yıla göre ekonominin yavaşladığı anlamına geliyor. Borsa cephesinde ise yabancılar göstergelere uygun olarak alım ağırlıklı işlemlerde bulunuyor. Ekim sonu itibariyle gerçekleşen net alım tutarı 1.7 milyar doları buldu. Yılın tamamlanmasına henüz iki aydan az bir süre bulunmakla birlikte endeksteki çıkış yılbaşından bu yana dolar bazında yüzde 7.8’e denk gelmekte. Bakış açısının değişmemesi halinde yıl sonuna kadar yabancı alımlarının devam etmesi ve endeksin yılı getiri ile kapatması şaşırtıcı olmayacak.
PORTFÖYLERDE BANKA HOLDİNG VE PERAKENDE ÖNE ÇIKIYOR
Yabancılar, sahip oldukları portföy büyüklüklerini de göz önünde bulundurarak olabildiğince likit ve belli bir işlem hacminin üzerindeki hisseleri tercih ediyor. Kuşkusuz bu tercih olası bir alım ya da satımda söz konusu hisselerin doğrudan etkilenmesine neden oluyor. Bu nedenledir ki satışların arttığı dönemlerde yoğunluklu olarak portföylerinde bulundurdukları banka, holding ve perakende hisseleri öne çıkmakta.
Gerçekleşen satışlar yabancıların pozisyon aldıkları hisselerin aşırı değer kaybına neden olurken endeksin de düşmesinde belirleyici rol oynamakta.
Ligde ortalamalarda
Ekonomideki büyümenin 21 yıllık ortalamasını aldığımızda, Türkiye’nin yıllık ortalama yüzde 4.3 oranında büyüdüğünü görmekteyiz. Aynı süre zarfında en hızlı büyüyen Çin’in ortalaması ise yüzde 9,4 seviyesinde bulunuyor. Son yıllarda büyüme hızında yavaşlama gözlenen Çin’in performansı hâlâ Türkiye’nin iki katından dahi fazla. Yüksek büyüme hızı ile önce çıkan Hindistan yüzde 6.8, Sri Lanka ise yüzde 5,5 ile Çin’i takip eden ülkelerden. Türkiye sahip olduğu büyüme hızı ile ortalamalarda yer alırken gelişmekte olan ülkeler liginde Rusya, Arjantin, Brezilya’nın önünde geliyor.
Kârlılıklarında gerileme gözlenen bankalar hâlâ yabancı yatırımcının gözdesi olmaya devam ediyor. Bankacılık sektöründeki yabancı paylarında azalma gözlense de sektörde yüzde 57.94 ile ağırlıklı olarak pozisyonlarını korumayı sürdürüyorlar. Borsada işlem gören 15 bankanın dokuz aylık bilançolarına göre portföylerindeki toplam mevduat miktarı 807 milyar TL. Verilen kredi miktarı ise 899 milyar TL. Bankaların faiz geliri ise 35 milyar TL seviyesinde bulunuyor. Yılın ilk dokuz ayında 13 milyar TL dönem kârı açıklayan bankalar, 1 trilyon 395 milyar TL toplam aktif büyüklüğüne sahip bulunuyor.
hükümetyanlısı hisse bulmak lazım iyi iş yapan..Belki biraz kaanır ky...
ENDEKSİN 90.000 ÜZERİ OLMASI LAZIM
AKP dönemi de 4.9 büyüme...yok bişey kardeşim...olmaz bu ülke
dünyadaki en büyük spekülasyoncular kredi derecelelndirme kuruluşları...onlar kötü rapor yazıyor millet korkuyor mal veriyor yabancılar alıyor..daha sonra kredi derecelendirme kuruluşları olumlu rapor yazıyor borsa yükseliyor,millet hisse almaya başlıyor,bu sefer yabancılar hisse satıyor borsa düşüyor......
zeynep hanım neden 20 yıllık büyüme rakamlarını incelemiş de 12 yıllık ak parti dönemi büyüme rakamlarını baz alarak tabloyu haırlamamış
En yoğun koza grbunu satıyorlar. madencilik işletme ruhsatları birer birer iptal ediliyor. ellerinde sadece çukaralan ve kısmende kaymaz işletmesi kaldı
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.