Yabancılar bekle-gör stratejisi izliyor
Yapı Kredi Portföy Yönetimi Genel Müdürü Emir Alpay, "Şimdi yatırımlarda uzun vadeli düşünme zamanı" dedi
Yapı Kredi Portföy Yönetimi toplantısında basın mensuplarıyla bir araya gelen Yapı Kredi Portföy Yönetimi Genel Müdürü Emir Alpay ,2013’ün son çeyreğiyle birlikte finansal piyasalarda bambaşka bir süreç yaşandığını, oluşan yeni gerçekliğin de "yeni normali" oluşturduğunu söyledi.
Türk yatırımcısının en önemli bakış açısının mevduat olduğunu belirten Alpay, 1990’lı yıllarda yaşananların, müşterilerin kısa vadeli düşünmesine sebep olduğunu dile getirdi.
Alpay, uzun dönemli bakıldığında çok değişik getirilerle karşılaşıldığına dikkati çekerek, "Tüm yatırımcıların uzak durduğu A tipi veya hisse senedi fonlarında belirgin bir kısa vadeli getiri anlayışı var. Bizim ise son 10 yıl, 5 yıl ve 3 yıllık bakış açılarımız var. Biz fonları ve piyasayı böyle izliyoruz" diye konuştu.
Türk yatırımcısını yurt dışındaki piyasalardaki getirilerden yararlanmasına çalıştıklarını ifade eden Alpay, kurdukları değişik fonlar hakkında bilgi verdi.
Bu süreçte özellikle bireysel yatırımcıların kararsızlık yaşadığını ifade eden Alpay, finansal varlıkların yönetiminde profesyonellerden destek alınmasının öneminin giderek arttığının altını çizdi.
Özel portföy yönetiminde bireysel müşteri bazında sektördeki en geniş portföyü yönettiklerini ve yüzde 40 pazar payına sahip olduklarını vurgulayan Alpay, bu segmentte daha fazla bilinçlendirme çalışması yapılması gerektiğine, bireysel yatırımcılarda daha fazla derinleşmeye ihtiyaç olduğuna dikkati çekti.
Alpay, mevduat ağırlıklı yatırım yapan kitleyi portföy çeşitlendirmesine giderek riskini dağıtma alışkanlığı kazandırmanın, tüm portföy yönetimi şirketlerinin misyonu olması gerektiği değerlendirmesini yaptı.
Yatırım yaparken uzun vadeli düşünmenin önemini anlatan Alpay, yabancı yatırımcıların şu anda bekle-gör stratejisiyle hareket ettiği ve yılın ikinci yarısında Türkiye’ye olan ilginin artabileceği öngörüsünde bulundu.
"SPK'dan serbest fon iznimizi aldık"
Bu yılın gelişmekte olan ülkeler açısından zor bir yıl olacağını ve biraz daha alternatif getiri elde etmeyi hedeflediklerini dile getiren Alpay, uzun vadeli, emeklilik fonlarında kıstaslar olsa da teknoloji fonları, serbest fonlarla farklılıklarını ortaya koymaya çalışacaklarını söyledi.
SPK'dan serbest fon iznini aldıklarını bildiren Alpay, şu bilgileri verdi:
"Bunların önümüzdeki 2-3 ay içerisinde lansmanını yapacağız. İzinler SPK'dan alındı. Yavaş yavaş satışlara başlayacağız. Bu serbest fonlar gelişmekte olan bir fon grubu. Serbest fonlarda şöyle bir avantajınız var. Bu fonlar daha kendi tüzüklerinde belirtilen şekilde açık pozisyonda kendilerini koruma amaçlı işlemler yapabiliyor. Zaten fark burada ortaya çıkıyor. Biraz daha nitelikli yatırımcılara uygun bir ürün, bu kişiler dışında satışı çok mümkün olmayan bir ürün.
Nitelikli yatırımcılar buna odaklandığı için buna özel bir satış ekibimiz var. Şu anda var olan serbest fonumuzun 44 milyon lira kadar bir büyüklüğü var. Toplam pazar içerisinde büyüklük olarak 2. sırada. Serbest fonda dikkat edilmesi gereken şey şu, ilk algı olarak bir fon grubu ismi gibi algılansa da çok farklı stratejilerin uygulandığı esnek yapılar olarak görmek Türk yatırımcısı için sağlıklı bakış açısı."
Konuşmasında türev piyasalarının nasıl yönlendirildiğinin de önemli olduğunu vurgulayan Alpay, ileriki dönemlerde bunu biraz daha yaygınlaştırmaya çalışacaklarını anlattı. Alpay, piyasada böyle bir ihtiyaç olduğuna değinerek, bunun sadece serbest fonlar için değil bütün fonlar için önemli olduğunu ifade etti.
Portföy Yönetimi hizmetinin sektör genelinde hala müşteri tabanında gidilecek yer olduğunu belirten Alpay, şöyle devam etti:
"Genel olarak incelediğimizde bireysel yatırımcıların finansal varlıklarının yönetimini geleneksel yaklaşımlarla yürüttüğünü görüyoruz. Ancak bu süreçte profesyonel destek talebi giderek artıyor. Sektörde özel portföy yönetimi hizmeti kapsamında yönetilen varlıkların toplamı 7,3 milyar lira civarında. Bu da toplam portföy yönetim sektörünün yüzde 12'sine tekabül ediyor. Bu büyüklüğün yüzde 75'i de kurumsal müşterilerden oluşuyor.
Yapı Kredi Portföy’ün bu segmentteki pazar payı yüzde 12. Kurumsal müşteriler açısından özellikle son yıllarda alternatif getiri arayışının arttığını görüyoruz. Ayrıca riskin dağıtılarak yönetilmesinin ve profesyonel ekiplere bırakılma ihtiyacının daha hızlı karşılık bulduğunu da söylemek mümkün. Volatil piyasa şartlarında çok önemli olan bu gereksinimle birlikte özellikle yabancı ortaklı ve uluslararası kurumların sektörde çoğalması da yatırım alışkanlıklarının değişmesinde rol oynuyor.
"Hiçbir müşteriye parasının tamamı ile A tipi fon satmak istemiyoruz’’
Emir Alpay, anapara garantili fonların da önemli olduğunu belirterek, bu fonlarda müşterinin bir şey kazanıp kaybetmeyeceğinin müşteriye iyi anlatılması gerektiğini ifade etti.
Şirket olarak gelecek 3-4 yıl için yoğunlaştıkları konunun müşterilere tamamen yatırımların varlık çeşitlendirmesini yönetmek olduğunu kaydeden Alpay, hiçbir müşteriye parasının tamamı ile A tipi fon satmak istemediklerini söyledi.
Yapı Kredi Portföy'e ilişkin rakamsal bilgiler de veren Alpay, şunları kaydetti:
"31 Aralık 2013 itibariyle Katılımcı Belge Sahibi Sayısı (KBSS) olarak yatırım fonlarında 447 bin 700, emeklilik fonlarında 1 milyon 425 bin 48 ve özel portföy yönetiminde ise 400'ün üzerinde aktif müşteri. Yönetilen toplam varlığımız 10,7 milyar lira. 2013 yıl sonu itibariyle, yatırım fonları pazarında 39 yatırım fonu ile yüzde 18,2 pazar payıyla ikinci sırada yer alıyor.
Geçen yıl sonu itibariyle 19 bireysel emeklilik fonu ile emeklilik fonu pazarında yüzde 16,1 pazar payıyla üçüncü sırada yer alıyor. Yönetilen büyüklük 10,7 milyar liraya ulaşarak, sektördeki ikinci sıradaki konumunu sürdürüyor. 39 yatırım fonu, 19 emeklilik fonu olmak üzere toplamda 58 fon ile toplam yönetilen fon büyüklüğü 9,7 milyar lira."
- "Fitch tarafından Highest Standards notuna layık görüldük"
Yapı Kredi Portföy’ün, yöneticisi olduğu dört yatırım fonunun, uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’den aldığı fon kalitesi notu ile Türkiye’de bir ilke imza attığını belirten Alpay, bu sayede uluslararası ölçekte şeffaflık ve kredibilite açısından çok önemli bir kazanım elde ettiklerini söyledi.
Alpay, 2013 mart ayında yine Fitch Ratings tarafından portföy yönetimi alanında global standartlarda en yüksek derecelendirme notunu ifade eden Highest Standards (tur) notuna layık görüldüklerini hatırlattı. A.A