Yabancı yatırımcının 19 Haziran haftasında hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedi (DİBS) çıkışı haftalık bazda 874.2 milyon dolar oldu. Yılbaşından beri yaşanan toplam çıkış ise 4.7 milyar dolar oldu. Merkez Bankası’nın piyasa fiyatı ve kur etkisinden arındırılmış verilerine göre yurt dışında yerleşik kişiler önceki hafta net 109,3 milyon dolarlık hisse senedi ve 764,9 milyon dolarlık DİBS sattı.
Dünya'nın haberine göre, son 5 haftadır net satış gerçekleştiren yurt dışında yerleşik kişilerin DİBS stoku 3,5 senenin en düşüğüne gelirken yabancıların Türkiye’den son 10 yılın en hızlı para çıkışını yaptığı belirtiliyor.
Yabancının bu yıl Türkiye dahil gelişmekte olan ülke varlıklarından çıkışında Fed’in
faiz artırımına gideceği endişeleri ana belirleyici faktör olurken, Türk varlıklarında seçim belirsizliği de rol oynadı. Yabancı yatırımcıların mayıs ayı ortasından beri hisse senedi ve DİBS’te düzenli bir şekilde ‘satıcı’ tarafta olduğu dikkat çekerken sadece 19 Haziran haftasında repo portföyü artıda kaldı.
Yurtdışında yerleşik kişilerin mülkiyetindeki DİBS stoku 19 Haziran haftası itibarıyla 38.13 milyar dolar oldu. Verilere göre, 12 Haziran haftasında DİBS stoku 38.52 milyar dolar, arındırılmış çıkış tutarı 560.1 milyon dolar olmuştu. Yurtdışında yerleşik kişilerin mülkiyetindeki hisse senedi stoku ise 19 Haziran haftası itibarıyla 49.59 milyar dolardan 50.96 milyar dolara yükseldi. Yurt dışında yerleşik kişilerin DİBS stoku ise 15 - 19 Haziran haftasında yaptıkları 764,9 milyon dolar tutarındaki net satışla 38 milyar 522,6 milyon dolardan Ocak 2012’den bu yana en düşük seviyesi olan 38 milyar 125,2 milyon dolara geriledi. Yıl başından bu yana, tahvil piyasasından net çıkışlar, Merkez Bankası verilerine göre, 4.5 milyar dolara ulaşırken, hisse senedinde net satışlar 227 milyon dolar oldu.
Siyasi belirsizlik etkili oldu
Uzmanlar Türkiye’nin son iki yıldır içinde bulunduğu seçim gündemi ve siyasi belirsizliklerin bu çıkışa neden olabileceğini, bu yılın ikinci yarısı içinde Fed'in
faiz artırımı yaklaşırken gerek tahvil gerek hisse gerek para birimlerinde gelişen ülkelerin birkaç tokat daha yiyebileceğini bildiriyorlar. Ancak bu çıkış sürecinin uzun zaman devam etmesini beklemediklerini kaydeden uzmanlar, piyasalarda beklenen negatif haberin gelmesini takiben yani Fed fiilen ilk
Faiz artırımını gerçekleştirdikten sonra gelişen ülkelerde güçlü bir ralli yaşanabileceğini dile getiriyorlar.
Ing Bank Kıdemli Ekonomisti Muhammet Mercan:
Repo işlemlerinde yavaşlama görülüyor
4,7 milyar dolarlık bu istatistiğin tamamını çıkış olarak değerlendirmek doğru olmaz. Kurumlar arası repo işlemleri yapıldığında teminat olarak bono ve tahvil verilir. Repo vadesi gelince de bu bono ve tahviller iade edilir. Rakamın içinde repo nedeniyle yapılan el değiştirmeler de bulunuyor. Repo işlemleri de yavaşlamış durumda. Sadece ikinci el piyasada yapılan alım satımlara baktığımızda 1,4 milyar dolarlık satış görülüyor. Bunun da 1,1 milyar doları 12-19 Haziran haftasında yapılmış. Ancak önceki dönemlerle karşılaştırdığımızda bunu bir zayıfl ama işareti olarak yorumlayabiliriz. Küresel olarak gelişmekte olan ülkelerde 2015’te bu zayıfl ama bekleniyordu. İç siyasi belirsizlikler de bu durumu desteklemiştir.
Gedik Yatırım Yurtiçi Satış Müdürü Eral Karayazıcı:
Bu akım gelecek yıl tersine dönebilir
Aslında bu konu salt bize özel değil. 2015 başından bugüne gelişen ülkeler sermaye çıkışına sahne oluyor ve bu da negatif ayrışmaları sonucunu doğuruyor. 10 yıl vadeli G.Afrika tahvil faizi ocak sonunda % 6,8 iken şimdi % 8,3 ile işlem görüyor. Bu periyotta benzer şekilde pek çok gelişen ülke 10 yıllık tahvilinde 100- 150 baz puanlık artış yaşandı. Ancak Türkiye tahvil piyasası negatif ayrıştı ve ocak sonunda % 6,8 olan 10 yıllık faiz şimdi % 9,2 ‘de seyrediyor. 100 baz puanlık bu farkın ilk nedeni enfl asyon hedefinin çöpe gitmesi ikincisi ise seçimler geride kalmış olmasına rağmen hükümet arayışında belirsizliğin devam etmesi. Varlık alımlarında kesinti başlamadan önce de benzer bir süreç yaşanmış gelişen ülkeler gelişmişlerden ( 2013 ikinci yarısında ) negatif ayrışmıştı. Korkulan olduktan yani Fed varlık alımlarında kesinti sürecini başlattıktan sonra gelişenlerde 6 ay süren borsa endekslerinde % 25-30’ları bulan bir pozitif ayrışma perdesi yaşanmış, tahvil piyasalarına da güçlü girişler görmüştük. Bu kez 12-18 ay sürebilecek ve borsalarda % 40‘ı bulabilecek bir pozitif ayrışma dönemi yaşanabileceği görüşündeyim. Söz konusu akım tahvil piyasalarında da kendini gösterecek 2015 ilk yarısında yaşanan akım tersine dönerek 2016 yılında gelişen ülke tahvillerine ciddi girişler söz konusu olabilecektir. Bu nedenle negatif ayrışmada kalıcılaşma ve uzun soluklu bir seyir beklemiyorum.