Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Genel Sekreteri Osman Akyüz, kamu bankalarının faizsiz bankacılık yapmasının sektörün büyümesine katkı sağlayacağını, ancak sektör olarak genel beklentilerinin bu alana özel sektör yatırımcılarının gelmesi olduğunu söyledi.
Milliyet'ten Kadife Şahin'in haberine göre, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde, “Ziraat Bankası ve Halk Bankası birer tane katılım bankasını sıfırdan kurabilirler ya da mevcut TMSF’nin elindeki bankaları da alabilirler” demişti.
“Kamunun katılım bankacılığı yapması netice itibarıyla kamunun bir tercihi. Siyasi bir karar” diyen Akyüz, “Tabii biz yeni özel sektör girişimcileri olmasını tercih ederdik. Maalesef bugüne kadar yeni oyuncular sektöre giremedi. Sektöre girmek isteyenden 300 milyon dolar sermaye getirmesi şartı aranıyor. Bu da yerli ve yabancı yatırımcı için çok kolay değil” dedi.
‘Haksız rekabete yol açar’
Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank’ın ayrı yapıda katılım bankası kurmadan bu alanda faaliyet göstermeye başlamalarının haksız rekabete yol açacağını ifade eden Akyüz, şöyle konuştu:
“Kamu herhalde şunu düşünüyor, katılım bankaları çok yaygın şube ağına sahip olmadığı için bu işe destek verme, sektörün önünü açma ve sahip çıkma düşüncesi var. Çünkü kamu mevduat bankacılığı da yapıyor. Biz kamunun yatırım bankacılığı yapmasını sektöre sinerji getireceğini ve rekabet oluşturacağını düşünüyoruz. Ama haksız rekabet şartları ortaya çıktığında da onların da bertaraf edilmesi, ortadan kaldırılması gerekiyor.”
Sözlerine “Bu bankalar mevcut kamu bankalarından ayrı olarak yeni bir sermaye ile katılım bankası adı altında kurulacaklar” diye devam eden Akyüz, “Böyle olmazsa ciddi anlamda haksız rekabet olur. Bizim olmasını istediğimiz, aynı bankanın bünyesinde olmaması. Yabancı bankalar bunu aynı bankanın bünyesinde yapıyor. Biz bunun bu işi sulandıracağını ve haksız rekabete neden olacağını düşünüyoruz. Ayrı sermaye koymadan, ayrı dükkan oluşturmadan olursa haksız rekabete yol açar” diye konuştu.
Akyüz pazarın durumu ve yeni dönemle ilgili sorularımızı yanıtladı.
Mevcut bankalar zorlanır mı?
Faizsiz bankacılıkta faaliyet gösteren dört
banka (Albaraka, Kuveyt Türk, Bank Asya, Türkiye Finans) geçici olarak zorlanabilirler. Uzun vadede memleketin hayrına olur. Anadolu’da bir kısım insanların
faiz nedeniyle bankacılık sistemine girmediği düşünülüyor. Belki onlar sisteme dahil edilir. Bunun oluşumunda devlet katkı sağlayabilir.
Önemli bir sebep de sermaye. Bankacılık sermaye istiyor. Bu oluşuma karşı değiliz. Mevcut bankalar pazar paylarını ve müşteri ve personel kayıpları yaşamamak için tedbirler düşünecekler. Çok müşteri kaybı olacağını düşünmüyorum.
Faizsiz bankacılık büyüyor mu?
Geçen yıl katılım bankaları yüzde 22, bankacılık sektörü yüzde 10.08 büyüdü. Kullandırdığımız fonlar, krediler yüzde 21.6 büyüdü. Sektör yüzde 17 büyüdü. Aktiflerde katılım bankaları yüzde 25.2, bankacılık sektörü yüzde 12.6 büyüdü. Net kâr, katılım bankalarında yüzde 14.1, sektörde ise yüzde 18.8 oldu. Personel sayımız 15 bini geçti. 4 katılım bankası olduğu düşünülürse 49
banka arasında bu oranlar makul olarak gözüküyor.
‘DÜŞÜK FAİZ BİZE YARIYOR’
Düşük faizin etkisi nedir?
Faizler aşağı gelirken bize fon girişi daha fazla oluyor. Çünkü bizim sağladığımız getiri hesap sahibine daha yüksek geliyor. Biz kazandığımız, elde ettiğimiz parayı dağıttığımız için gelişmeleri geriden takip ediyoruz. Faizlerin aşağı geldiği süreçte
Banka mevduatlarına göre daha yüksek getiri verebiliyoruz. Faizler yukarı giderken de banka mevduatları bizim hesaplara göre daha yüksek getirili oluyor. Onun için katılım fonlarındaki artış devam ediyor.
Gelire hassasiyet daha fazla. 0Gelir farklılıkları bizi tercih edip etmemelerinde etkili. Faizsiz bankacılık müşterilerimizin önemli bir bölümü için önemli bir gösterge. Ama gelire de bakıyorlar.
ŞUBE SAYISI 829’A ULAŞTI
2001 krizinden sonra faizsiz bankacılık büyüdü mü?
Katılım bankalarının 2001 krizi sonrasında aktif payı yüzde 1.08 idi. 2012’de yüzde 5.13’e çıktı. Mevduat 2001 sonunda 1.2, 2000’de 2.65 oldu. 2012’de ise 6.15’e gelmiş. Kredilerin payı da 2012 sonunda 6.03’e çıkmış. 2001’de krizden sonra 1.84’miş. Fon kullandırma oranı yüzde 104’lerde. Bankacılık sektörüyle başa başız. 2011’e göre 2012’de yüzde 14 oranında kârlılık elde ettik. Şube sayısı 2000’de 110 şubeydi, bugün şube sayısı 829.