Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1) arasında 2015'te Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin düzenlendiği ve denetim altına alındığı bir anlaşma imzalandı. Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşma, Tahran'a yüzde 3,67 oranında uranyum zenginleştirme faaliyetini sürdürme ve en çok 300 kilogram uranyumu elinde tutabilme izni veriyor. Anlaşma, İran'a 300 kilogramın üzerindeki uranyumu uluslararası piyasada satarak karşılığında doğal uranyum alabilme imkanı tanıyor.
Washington, eski Başkan Donald Trump döneminde, 8 Mayıs 2018'de anlaşmadan tek taraflı çekilerek İran'a yeniden yaptırım uygulamaya başlayınca Tahran yönetimi de "stratejik sabır" adını verdiği bekleme politikasıyla Avrupa ülkelerinden ABD yaptırımlarına karşı anlaşmayı koruyacak adımlar atmasını bekledi. Bu süreçte Ocak 2019'da Avrupa ülkeleri tarafından İran ile ticareti sürdürebilmek için INSTEX adlı özel ödeme mekanizması kuruldu ancak ABD'nin baskıları nedeniyle aktif hale getirilemedi.
Avrupa ülkelerinden beklediğini alamayan İran, ABD yaptırımlarına karşı anlaşmadan kaynaklanan tüm taahhütlerini 8 Mayıs 2019'da kademeli olarak durdurmaya başladı. İran, 5 Ocak 2020'de taahhütlerini tamamen sona erdirdi ve yüksek düzeyde uranyum zenginleştirme işlemi dahil bir dizi adım attı.
Viyana'daki nükleer görüşmelerden henüz nihai sonuç çıkmadı
ABD Başkanı Joe Biden, selefi Trump döneminde ülkesinin tek taraflı çekildiği anlaşmaya yeniden katılmaya hazır olduğunu açıklamasına rağmen İran ile nükleer anlaşmanın tarafları arasında Nisan 2021'de Viyana'da başlayan müzakerelerde şu ana kadar nihai anlaşma sağlanamadı.
Washington, Tahran'ın anlaşmadaki taahhütlerine geri dönmesini isterken, İran nükleer anlaşmadan ayrılan taraf olarak öncelikle ABD'nin anlaşmaya dönerek tüm yaptırımları kaldırmasını ve anlaşmadan tekrar ayrılmayacağına dair güvence vermesini talep ediyor.
Taraflar yaklaşık 12 aydır süren görüşmelerde nihai aşamaya yaklaşıldığına dair iyimser açıklamalar yaparken anlaşmanın taraflarından Rusya, 5 Mart'ta Ukrayna savaşıyla ilgili kendisine yönelik yaptırımların İran ile iş birliğine zarar vermeyeceğine dair ABD'den yazılı garantiler talep etti.
Mevcut nükleer anlaşmaya yeni bir madde eklenmesini gerektiren Rusya'nın bu beklenmedik talebi nihai aşamaya gelinen müzakerelerde pürüze yol açtı.
Bu gelişmeler yaşanırken AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, 11 Mart'ta "dış etkenler" nedeniyle Viyana'da İran nükleer anlaşmasının yeniden uygulanması için yürütülen müzakerelerin durdurulduğunu açıkladı.
Duraklamanın, Rusya'nın garanti talebine çözüm bulmayı amaçladığı söylendi ancak Moskova'nın 15 Mart'ta Washington'dan gerekli yazılı garantiler aldığını duyurması üzerine bu sorun kısa sürede çözüldü. Anlaşmanın önündeki Rusya ile ilgili pürüzler ortadan kalksa da henüz nükleer görüşmelerin ne zaman başlayacağı açıklanmadı.
Görüşmelerin yeniden ne zaman başlayacağı bilinmiyor
Hem İran hem de ABD, diğer tarafın mantıklı düşünmesi ve taviz vermesi gerektiğini savunarak, görüşmelerdeki gecikme için birbirlerini suçlamaya devam ediyor.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken 6 Nisan'da NBC televizyonuna yaptığı açıklamada, nükleer anlaşmanın uygulanmasının ABD'nin çıkarlarına uygun olduğuna dair görüşlerini yineledi. Blinken, bununla birlikte müzakerelerde anlaşmaya varma olasılığı hakkında "pek iyimser" olmadığını belirtti.
Abdullahiyan da 4 Nisan'da müzakerelerdeki duraklamanın ABD tarafının "aşırı taleplerinden" kaynaklandığını ve Washington'un gerçekçi tutum sergilemediğini söyledi.
Yeni görüşmelerin gerçekleştirilememesi veya görüşmeler yapılsa dahi sonuçsuz kalması gibi durumlar sonrasında İran'ın daha hızlı uranyum zenginleştirme imkanı sağlayacak yeni nesil santrifüjler üreteceği ve Natanz ve Fordo'daki uranyum zenginleştirme tesislerindeki santrifüj kapasitesini genişletme yoluna gidebileceğine dair açıklamalar ülke medyasında sıkça yer buluyor. Bu durumda da uluslararası toplumda İran'ın nükleer silah üretebilecek kapasiteye sahip olabileceği ve bunun askeri çatışmaya yol açabileceğine dair endişeler dile getiriliyor.
Tahran yönetimi, uluslararası endişelere nükleer programının barışçıl olduğunu ve sivil ihtiyaçlar doğrultusunda geliştirildiğini savunarak yanıt veriyor. İran ayrıca, Fahrizade suikastı sonrasında çıkarılan yasa çerçevesinde başlatılan tüm nükleer faaliyetlerini yaptırımların kaldırılması durumunda geri döndürebileceğini ve anlaşmaya uyumlu hale getireceğini belirtiyor.
İran müzakereler konusunda ABD'yi suçladı
ABD'den bir yaptırım daha: Dev şirketi kara listeye ekledi!
Korkutan rapor: Nükleer tehlike büyüyor!
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.