Mayıs 2013'ten beri devam eden yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatlarındaki artış Ocak 2014'te Merkez Bankası
faiz artırımına rağmen halen yüksek tempoda artmaya devam ediyor. Merkez Bankası'nın kararının ardından yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduat hesabı 10 milyar dolar arttı. Uzmanlara göre vatandaşlar Türkiye'de orta vadeli risklere karşı dolara ilgi göstermeye devam ederken enflasyonun yükselmesi ile birlikte TL'nin reel getirisinin düşük kalacak olması bu trendin devamına yol açacak.
Hürriyet'ten Barış Balcı'nın haberine göre, Mayıs 2013'ten beri yüksek aralıklarda dalgalanan dolar kuru ve Merkez Bankası'nın Ocak sonunda gerçekleştirdiği
faiz artırımına rağmen vatandaşın dövize ilgisi dinmek bilmiyor. Özellikle Mayıs 2013'te Fed'in parasal genişlemeyi azaltacağına dair açıklamalarından sonra döviz mevduatlarında başlayan artış trendi Merkez Bankası'nın politika faizini yüzde 10'a çıkarmasından sonra da değişmedi.
FAİZ ARTIŞINA RAĞMEN DÖVİZ ALDILAR
Yurtiçi yerleşiklerin yabancı para cinsinden mevduatlarından Mayıs 2013'ten Mart 2014 sonuna kadar 30 milyar dolara yakın artış gerçekleşti. Bu artışın 10 milyar dolara yakın kısmı Merkez Bankası'nın Ocak ayındaki
Faiz kararından sonra gerçekleşmesi ise faiz artışı kararının yurtiçi yerleşik yatırımcıların dövize yönelmesini engelleyememiş gibi gözüküyor.
Yurtiçi yerleşiklerin yabancı para mevduatları Mayıs 2013'ten bu yana dolar yükselse de artış ivmesini korudu (Kaynak: Turkey Data Monitor)
SEÇİM SONUÇLARI TAVRI DEĞİŞTİRMİYOR
Peki 2008-2009
finans krizinde bile döviz düşerken alan ve yükselirken satan yurtiçi yerleşikler neden hala Mayıs 2013 sonrası oluşan ve döviz kuru ne olursa olsun döviz almaya devam eden bir trend içindeler?
Tacirler Yatırım Koordinatörü Erkin Şahinöz'e göre yurtiçi ve yurtdışında yatırım ortamında olumsuz hava sebebiyle yurtiçinden ve yurtdışından yatırımcılar riskini büyütmek istemiyor. Yabancı ve yerli yatırımcının hem Fed adımlarının gelişmekte olan ülkeler üzerinde yarattığı olumsuz hava hem de içeride artan siyasi tansiyon nedeniyle bu tavırda olduğunu belirten Şahinöz "Özetle hem yerli hem de yabancı yatırımcı iç piyasalardaki sıkıntılı seyrin önümüzdeki dönemde de devam edebileceği endişesini taşımaya devam ediyor. Seçim sonuçlarında Ak Parti’nin yüzde 45 oy alması ile bir eşik aşılsa da seçim sonuçlarındaki belirsizlik de siyasi gerginlik faktörünü artırıyor" diye konuştu.
"TL REEL GETİRİSİ HALA CAZİP DEĞİL"
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi İsmet Demirkol ise enflasyonun yıllık yüzde 8'i geçmesi ile yarattığı baskının vatandaşın dövize yönelmesinde en önemli etki olduğunu vurguladı. Demirkol "Politika faizinin yüzde 10'da kalmasına rağmen reel anlamda TL getirinin stopajı düştükten sonra yüzde 1,5 civarında kalması önemli bir faktör. Mayıs ayına kadar enflasyon da artışın devam etmesi durumunda ki öyle düşünüyorum bu durumda reel getiri sıfıra yaklaşabilir. Dolayısı ile Doların, 2013 Mayıs ayından bu yana yüzde 22 değer kazanması ve önümüzdeki süreçte FED'in tahvil alımlarını sonbaharda sonlandırması sonrası olası faiz artışı ihtimali, içeri de ise seçim sonrası kısmen riskler hafiflemesine rağmen devam etmesi dövize talebi arttırmaya devam ediyor. Fitch ve Moody's açıklamalarının ılımlı olması bu sürecin riskini hafifletebilir ama sonlandırmaz. Çünkü, Türkiye'de artık sermayenin maliyeti pahalı ve bizim dövize ihtiyacımız var. Enflasyonun yüzde 8 olduğu faizlerin ise yüzde 10'larda seyrettiği bir ekonomide TL getirisi düşük kalacağı için dövize talep artabilir" diye konuştu.