VakıfBank'tan Türkiye ekonomisine 287 milyar TL katkı

KOBİ’den esnafa, yerel yönetimlerden bireysel müşteriye kadar her kesimin yanındaki güç olmaya devam eden VakıfBank, Türk ekonomisine değer katmaya devam ediyor. 2018 yılının Türkiye ekonomisine yapılan saldırıların zirve yaptığı bir yıl olduğuna dikkat çeken VakıfBank Genel Müdürü Mehmet Emin Özcan, “Böylesine zorlu bir dönemden, ekonomi yönetimimizin aldığı pro-aktif tedbirler ve kararlı duruşu sayesinde güçlü bir şekilde çıktık. VakıfBank olarak biz de bu dönemde, elimizi taşın altına koyduk ve ekonomimize destek olmaya devam ettik” dedi.

2018 yılsonu itibarıyla nakdi ve gayri nakdi krediler aracılığı ile milli ekonomiye sağlanan desteğin 287 milyar TL olarak gerçekleştiğini kaydeden Özcan, “Nakdi kredilerimiz yıllık bazda sektör ortalamalarının çok üzerinde, yüzde 21 büyüyerek 221 milyar TL’yi, toplam aktiflerimiz ise yüzde 23 büyüme ile 331 milyar TL’yi aştı. Böylelikle nakdi kredilerdeki pazar payımızı yüzde 8,7 seviyesinden yüzde 9,3 seviyesine, toplam aktiflerdeki pazar payımızı ise yüzde 8,3 seviyesinden yüzde 8,6 seviyesine yükselttik. Etkin bilanço yönetimi ve öncüsü olduğumuz sermaye ihraçları sayesinde böylesine zorlu bir dönemde dahi sermaye yeterlilik rasyolarımızı güçlü tutmayı başardık. Güçlü sermayemizi sağlam bilanço ve yüksek likidite ile birleştirerek, mutlak müşteri memnuniyeti anlayışı çerçevesinde reel ekonomiyi desteklemeye devam edeceğiz” dedi.

“Mevduatın tabana yaygınlaştırılmasında başarılı olduk”

Fonlama tarafında da başarılı bir yılı geride bıraktıklarını belirten Özcan, “Toplam mevduatlarımız yıllık yüzde 15,6 artış ile 180 milyar TL seviyesine ulaşarak ana fonlama kalemimiz olmaya devam etti. Mevduat portföyümüzü tabana daha yaygın hale getirme hedefimiz doğrultusunda, 2017 yılsonunda yüzde 42 olan tasarruf mevduatının toplam mevduatımız içindeki payı, 2018’de yüzde 50 seviyesine yükseldi. Vadesiz mevduatların toplam mevduatlar içindeki payı da yüzde 20 seviyesini aştı” dedi.

Mevduat maliyetlerinin düşmesi ve ülkemize dış kaynak kazandırılması amacıyla yurtdışı borçlanma açısından önemli işlemler gerçekleştirdiklerini belirten Özcan, “Banka tarihinin tek seferdeki en büyük eurobond ihracını gerçekleştirdiğimiz bu zorlu yılda, toplam sendikasyon kredilerimizi de yüzde 111 oranında yeniledik. Türkiye’nin en büyük İTMK programı kapsamında uzun vadeli TL cinsinden ihraçlara devam ettik ve kamu bankaları arasındaki tek DPR seküritizasyon programı dahilinde, iki farklı işlemde, 10 yıl vadeye kadar toplam 680 milyon dolar ihraç gerçekleştirdik. Uzun vadeli, düşük maliyetli ve çeşitlendirilmiş yurtdışı fonlama kaynakları ile yerel mevduat piyasasını zorlamadan sektördeki en yüksek kredi büyüme oranlarından birine ulaştık” şeklinde konuştu.

“Dijital platformlardan pazarlama kapasitemizi daha da güçlendireceğiz”

Stratejik öncelik olarak belirlenen dijital dönüşüm konusunda da önemli gelişmeler kaydettiklerini belirten Özcan, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“2018 yılında yapılan tüm bankacılık işlemlerinin yüzde 93’ünden fazlası şube dışı kanallarımızdan gerçekleşmiştir. Bugün itibarıyla 3,5 milyona yakın kullanıcısı bulunan mobil bankacılık uygulamamızla müşterilerimize basit, yalın ve kullanıcı dostu bir platform sunuyoruz. Dijital bankacılığa yaptığımız yatırımlar ile şube dışı kanallarımızı daha etkin bir şekilde kullanmayı, verimliliği artırmayı ve dijital platformlardan pazarlama kapasitemizi daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz.”