Birçok şirket için leasing ve faktoring, bankacılık sektörünün yanı sıra önemli bir finansman kaynağı durumunda. Son yıllarda giderek büyüyen ve gelişen her iki sektör, global krize kadar oldukça olumlu bir tablo çiziyordu. Ancak son dönemde piyasaları allak bullak eden global kriz, bu iki sektörü de vurdu.
Kriz nedeniyle tüm dünyayı etkisi altına alan likidite sıkışıklığı, leasing ve faktoringe de olumsuz yansıdı. 2008 yılının ikinci yarısından itibaren sektörde maliyetler önemli ölçüde artarken, vadeler de oldukça kısaldı.
Reel sektörün finansmanında kullandıkları kaynakları ağırlıklı olarak bankalardan sağlayan leasing ve faktoring şirketleri, bankaların son dönemde yaşadıkları sıkıntılara bir nevi ortak oldu. Bankaların özellikle yurt dışından fon sağlamakta zorlanması ya da buldukları kaynakların maliyetlerinin önemli ölçüde artması, bu iki sektöre de olumsuz yansıdı. Leasing tarafında leasing şirketinin borçlanma ve reel sektöre borç verme maliyetlerinin iki katına çıktığı, faktoring sektöründe ise faizlerin yüzde 30 seviyelerini aştığı belirtiliyor.
Uzun vadeli fon yok
Faktoring Derneği Başkanı Bülent Taşar, yurt dışından iki yıldan uzun vadeli fon bulmanın imkansız hale geldiğini, buna bağlı olarak maliyetlerin de arttığını belirtiyor. İş Leasing Genel Müdürü İbrahim Halil Çiftçi de yurt dışı piyasalarda yaşanan sıkıntılar nedeniyle artan fonlama maliyetlerinin şirketlere verilen fiyatlara da yansıdığını, vadelerin ise üç ay önceki döneme göre kısaldığını dile getiriyor.
Her iki sektöre kaynak sağlayan bankalar, yurt dışı kaynakları 1-2 yıl vadeli sendikasyon ya da 7-8 yıl vadelere kadar çıkan seküritizasyon kredileri ile sağlıyor. Ancak son dönemde seküritizasyon piyasası kapanmış durumda. Krizin neden olduğu belirsizlik,
finans şirketlerinin uzun vadeli borç vermekten kaçınmasına neden oluyor. Sendikasyon piyasaları ise hala açık ama burada da maliyetler yükselmiş durumda.
Kredi kanalları daraldı
Kısacası bankalar, eskisi kadar rahat şekilde dışarıdan kaynak bulamıyor. Bu durum da doğal olarak bankalardan kaynak sağlayan leasing ve faktoring sektörlerini de olumsuz etkiliyor.
Bir leasing şirketinin genel müdürü, daha önce yedi yıla varan vadelerle finansman sağlayan bankaların bir kısmının artık kredi kapılarını kapattığını, bir kısmının ise bir yıldan uzun vadeli olmamak kaydıyla yüksek faizle fon sağladığını söylüyor. Bu durumun ise özellikle leasing sektörünün yüzde 95ini oluşturan
banka iştiraki leasing şirketlerini zorladığı belirtiliyor.
Leasing şirketlerinin uzun vadeli kaynak bulamaması, krizin yarattığı sorunlar nedeniyle piyasalarda oluşan belirsizlik, aynı zamanda reel sektöre sağlanan finansmanların da kısalmasına neden oluyor.
Kriz öncesinde 10 yıla varan vadelerle leasing sözleşmeleri yapılırken şimdi bu vadelerin oldukça kısaldığı belirtiliyor. Hatta aynı genel müdür İki yılı geçen bir leasing sözleşmesi bulmak zorlaşıyor diyerek, vadelerin ne kadar kısaldığına işaret ediyor.
Maliyetler arttı
Öte yandan Bülent Taşar, ülke risk ratinginin düşmesi ve CDS oranlarındaki yükselişin de maliyetleri artıran bir diğer unsur olduğuna dikkat çekiyor. Bir leasing şirketinin genel müdürü de Beş yıllık CDSler 475 seviyelerinde. Leasing şirketlerinin sağladığı finansman maliyetleri de CDSler oranında arttı. Bankacılık borçlanmasında bile ciddi artış var. Dört yıllık kredi maliyetleri libor + 1.5 iken, 4 puan oldu. Eski fiyatın üzerine ülkenin risk primi kadar yani orta ve uzun vadelerde yüzde 3-4 puan eklendi diyor.
Borçlanma maliyetlerindeki artış, doğal olarak satma maliyetlerinin de yükselmesine neden oluyor. Bir başka finansman şirketinin genel müdürü, her şirkete göre değişmekle birlikte reel sektöre borç verme maliyetinin kriz öncesinde yüzde 5-8 aralığında iken, halihazırda iki katına çıktığını söylüyor. 10 yıla kadar uzayan vadeler, şimdilerde beş yıla kadar düşmüş durumda.
Faktoring de dertli
Leasing sektörünün yaşadığı bu sorunlardan, faktoring sektörü de muzdarip. Hatta çek kırdırma işlemlerinde yüzde 32 seviyelerini aşan faizler uygulandığı söyleniyor. Bu noktada
Faktoring Derneği Başkanı Zafer Ataman, sektörün toplumda yanlış anlaşılmasından yakınıyor ve Faktoring aczin finansmanı değil ticaretin finansmanıdır diyerek, bu durumun altını çiziyor. Ataman, bankalardan aldıkları kaynaklarla şirketleri finanse ettiklerini, dolayısıyla yılın ilk altı ayında sektörde uygulanan faizlerin bankalarda uygulananlardan farklı olmadığını söylüyor.
Likidite darlığında bankaların maliyetlerindeki artışın ise hem kendilerine hem de müşterilerine yansıdığını kaydeden Ataman, Bankaların yaşadığı sorunlara paralel olarak daralmalar söz konusu. Maliyetlerde artış olmuştur. Eskiden bankalardan yüzde 20li oranlarda fon sağlanıyorsa bu rakamlar yüzde 30lara gelmiş ve müşterilere yansıtılmıştır diyor. Ancak Ataman, bir konunun da altını çizmeden bitirmiyor:
Geçmişe dönük işlemlerde bir fark yok sadece yeni kullanımlarda değişiklikler olur. En azından dernek üyeleri tarafında, söylendiği gibi faizlerin şişirilmesi söz konusu değil.
Uzun vadeli çek alınmıyor
Ataman vadelerde de yılın başından beri ötelemelerin söz konusu olduğunu vadelerin 60 günden 90-120 güne çıktığını belirtiyor. Creditwest Faktoring Genel Müdürü Sefer Altıoğlu da bankacılıktan fonlanma fiyatlarının faktoring şirketlerinin ratingine göre 5-10 puan arası arttığını söylüyor. Altıoğlu, kriz öncesi dönemde 18-19 ile borçlanan A ratingli faktoring şirketlerinin maliyetinin yüzde 24-25 seviyelerinde olduğunu, ratingi daha düşük şirketlerde ise bu oranın yüzde 30 civarlarında olduğunu belirtiyor. Dolayısıyla bu artış müşteri tarafına da yüzde 30-40 arasında yansıtılıyor.
Kriz öncesi dönemde çek vadelerinin uzadığını ancak son dönemde vadeli ticaretin azaldığını ve vadelerin de kısaldığını söyleyen Altıoğlu, sektörde genellikle 45-60 gün üstü işlemlerin kabul edilmediğini belirtiyor. Altıoğlu, Alacak kalitesinde sorun yoksa 180-270 güne kadar finansman sağlıyorduk şimdi ise 60 gün üzerini kabul edemiyoruz. Önümüzü çok göremediğimiz için herkes mümkün olduğunca kısa vadeyi ve likit kalmayı tercih ediyor diyor.
EKONOMİST/ Behiye Selin Taner
Vadeler kısaldı
Bülent Taşar (Finansal Kiralama Derneği Başkanı):
Bankaların kendileri için fonlama kısıtlarının oluşması, leasing şirketlerine de yansıdı. Yurt dışından iki yıldan uzun vadeli fon bulmak imkansız hale geldi. Bu da maliyetleri artırdı. Ayrıca ülke risk ratinginin düşmesi ve CDS oranlarındaki yükseliş de maliyetleri artıran diğer unsurlardan. Leasing şirketlerinin maliyetlerinin arttığı bir ortamda da reel sektöre kullandıran finansman maliyetleri de buna paralel yükselmiş durumda. Vadelerde ise kısalma söz konusu.
Faizler yüzde 30lara geldi
Zafer Ataman (Faktoring Derneği Başkanı):
Yılın ilk altı ayında sektörün verdiği faizler, bankalardan çok da farklı değil. Bankalardan bize yansıyan, likidite darlığında ortaya çıkan
faiz artışları neyse aynı nispetlerde de müşterilere yansıyor. Eskiden bankalardan yüzde 20li oranlarda finansman sağlanırken bu rakamlar yüzde 30ların başlarına gelmiştir, bu da müşterilere yansıtılmıştır.
Vadelere bakıldığında ise 60 günlerden 90-120 günlere çıkmalar söz konusu. Vadesi gelen ödemeler öteleniyor.