Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Küresel ekonomiye yönelik endişeler sürerken, “Doktor Kıyamet” lakaplı ünlü yatırımcı Marc Faber, Çin ekonomisi ve küresel finansal dengelerle ilgili dikkat çeken değerlendirmeler yaptı. Bloomberg HT’ye özel açıklamalarda bulunan Faber, ABD seçimlerinin dünya ekonomisi üzerindeki olası etkilerini ve Trump’ın Ukrayna-Rusya savaşına dair yaklaşımını ele aldı.
The Gloom, Boom & Doom Report’un yayıncısı ve editörü olan Faber, ABD seçimleriyle ilgili tahminlerinde, Kamala Harris yerine Donald Trump’ın seçilme olasılığının Avrupa Birliği ile ilişkiler üzerindeki muhtemel etkilerine değindi. Faber, Trump’ın Harris’e kıyasla iş dünyasına daha yakın bir profil sergilediğini belirtirken, ayrıca Trump’ın Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşı barışçıl bir çözüme ulaştırma niyetinde olduğunu ifade etti.
“Tabii ki bu Avrupa ekonomisine fayda sağlayacak bir gelişme olacaktır.” diyen Faber, kazananı olmayan bir savaşın devam etmesindense bitmesinin ekonomiyi destekleyeceğini, dolayısıyla Avrupa ekonomisi için Trump’ın kazanmasının Harris’in kazanmasından daha faydalı olacağını söyledi.
Goldman Sachs ve Citibank gibi Wall Street devlerinin son analizleri, S&P 500'de büyük getiri döneminin sona erdiğini gösteriyor. ABD piyasaları için beklentilerini paylaşan Faber, bu analizin aşağı yukarı doğru olduğunu düşündüğünü kaydetti ve şöyle devam etti:
“Piyasalara baktığımız zaman dalgalı bir şekilde ilerliyor. Varlık piyasalarında özellikle 2018-2019’a kadar süren bir yükseliş trendi vardı ve Türkiye’de buralarda para basma durumu vardı. Para basıldığı dönemlerde nominal değerli anlamda artış oluyor. Reel olarak çok fazla arttığını görmüyoruz. Örneğin 2024’te ABD hisse piyasalarında yüksek seviyeler karşımıza çıktı. ABD’de döviz cinsi listelenmiş varlıklara baktığımızda 2010 seviyesinde yükselmişti. Sonrasında 2011 seviyelerine yükselmişti. Bunu nasıl ölçtüğünüze bağlı. Bence merkez bankaları ve bundan sonra yapılacak para basma durumları küresel çapta enflasyonist bir ortam yaratacaktır. Reel anlamda getiri sağlamayacaktır. Bu da bir şekilde insanların yaşam standartlarını yükselten bir durum değil.” dedi.
KRİZ UYARISI
Bazı gözlemciler, bir sonraki krizin kamu borçlanmasından kaynaklanabileceğini belirtiyor. Küresel piyasalarda kriz tahminleriyle nam salan Faber, bu alanda bir kriz görüp görmediğini açıkladı.
Kamu borçlanmasının yüzdesel olarak bakıldığında batılı ülkelerde gerçekten endişe verici olduğunu kaydeden Faber, “Daha da endişe veren şey şu: ABD’deki her iki aday da herhangi bir şekilde mali açıkları hiç umursamıyor gibi duruyor. Hem Trump hem de Harris bir şekilde hükümet borçlarını daha da artıracak adımlar atacak. Hükümet borçlar o kadar yüksek ki faiz indirimleri belki etkisini göstermeyecek bile.” dedi.
18 Eylül’de Fed’in faizi 50 baz puan indirdiğini hatırlatan Faber, burada tahvil ve uzun vadeli faizlerin yükseldiğini söyledi. “Fed’in faiz indirdiği noktada bu oldu” diyen Faber, bu durumun endişe verici bir gelişme olduğunu ve kesinlikle bir krize doğru gidildiğini söyledi.
ÇİN NE KADAR BÜYÜYECEK?
Çin'in açıklanan teşviklere rağmen beklenen ekonomik dinamizm seviyesine ulaşamamasının dünya ekonomisi için ne anlama geldiğini açıklayan Faber, Çin’in eskiden olduğu gibi büyüyemediğini ve bunun da bir sebebinin olduğunu kaydetti. “Çin’in nüfusu artık eskisi gibi artmıyor, hatta daralmaya gidecek gibi duruyor.” diyen Faber, Çin’de çok fazla stok fazlası olduğunu ve hane halklarında çok fazla borçluluk oranları olduğunu söyledi. Faber şöyle devam etti:
“Çin ekonomisinin çökeceğinden bahsetmiyorum ama şu an itibarıyla anlamlı bir büyüme çok zor. Yüzde 4 büyüyebilirler ve bunu yaparlarsa şanslılar. Ancak yüzde 4’ün üzerinde büyüyemezler. Daha önce yüzde 8 oranında büyüyebiliyorlardı. Kovid sonrasında şimdiye kadar ki rakamlara baktığımızda ekonomik refah ve yaşam şartları kötüleşti. Kişisel tüketimlere baktığımızda büyük fiyat artışlarından dolayı halk sıkıntı çekiyor.
TÜRKİYE ANALİZİ
Türkiye'deki enflasyonun ana eğilimi henüz para otoritesinin kolayca gevşetebileceğini göstermiyor ve parasal gevşemenin en geç gelecek yılın başında başlaması bekleniyor. 2025'in gelişmekte olan piyasalar için gevşeme açısından uygun olup olmayacağını değerlendiren Faber, “Değerli metallere yatırım yapılması gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla burada değerlemeler epey düşük. Türkiye’de 2025’te bir alım fırsatı olacak. O noktadan sonra ABD tarafında satış fırsatları oluşacak” dedi.
Avrupalılar "hayat pahalılığı" ve "ekonomik durum"dan endişeli
Euro Bölgesi'nde ekonomik aktivite 7 ayın en düşük seviyesinde
faiz raporu" src="https://fgcdn.gmgadmin.com/files/2024/9/26/1819040/1819040.jpg?v=1730280342" width="161" height="122" />BofA'dan dikkat çeken Türk ekonomisi ve TCMB Faiz raporu
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansgundem.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansgundem.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.